KESK Çanakkale Şubeler Platformu Hükümetin memurlara verdiği zam konusunda bir basın açıklaması yaptığı yapılan açıklamada yapılan mutabakata ilişkin bir oldu bitti olduğunu ifade ederek; ‘’Teklifle varılan mutabakat arasında 41 puan fark vardır. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin en az 1 yılı çalınmıştır.’’ denilen açıklamada ‘’Yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz’’ diyerek  Zamlara tepki olarak memurlar 27 Ağustos Cuma günü bir günlük hizmet üretmeme eylemine katılmaya çağrıldı.
 
KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) adına SES (Sağlık Emekçileri Sendikası Çanakkale Şube Başkanı) Canan Coşar hükümetin memurlara ilişkin verdiği zamla ilgili basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, hükümetin yaptığı anlaşma ile ilgili; ‘’Bir “oldubittiyle” karşı karşıya bırakılan kamu emekçisi ve emeklisine verilen değer ve buna dair belge ortadadır.’’ denildi.
 
Yapılan açıklama şöyle oldu; ‘’5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin ailesi dâhil 20 milyonluk geniş bir kitlenin geleceğini doğrudan ilgilendiren TİS görüşmeleri taraflar arasında varılan mutabakatla sona ermiştir. Günlerdir bizden adeta kaçırılan, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ürünü mutabakatın adı “ölümü gösterip sıtmaya razı etmedir. KESK olarak hükümetin 12 Ağustos’ta yaptığı ilk teklifine ilişkin basın toplantımızda, varılan mutabakatın içeriğine ilişkin önemli tehlikeye dikkat çekmiştik. Birikmiş hiçbir temel sorunumuzu çözmeyen, 1-2 puanlık maaş artışları ve sonraki yıllara ertelenen vaatlerle cilalanan bir teklifin, mutabakatla sonuçlanmasının çok güçlü bir ihtimal olduğunu ifade etmiştik. Ne yazık ki ortaya çıkan tablo tam da budur.  Hükümet kamu emekçileri ve emeklikleri tarafından tepkiyle karşılanan ilk teklifini, revize etmek için 11 gün boyunca hiçbir adım atmamıştır.’’ denildi.
 
Sendikalar heyetinde yer alan konfederasyon olarak her gün bir teklif beklentileri olduğunu ama gerçekleşmediğini söylenilen açıklamada; ‘’Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetinde yer alan bir konfederasyon olarak, 11 gün boyunca her gün, yeni bir teklifi yapılıp yapılmayacağını, yapılacaksa 4688 sayılı yasaya göre bizim de katılmamız gereken toplantının ne zaman gerçekleştirileceği konularında defalarca girişimde bulunduk Ancak Çalışma Bakanlığından hep aynı “Henüz net değil” cevabını aldık. Ne Çalışma Bakanlığı ne de masada “yetkili” sıfatıyla oturan konfederasyon ve sendikalar, kapalı kapılar ardında yürütülen müzakerelerin içeriği hakkında 11 gün boyunca tek bir cümle dahi etmemiştir. Bir “oldubittiyle” karşı karşıya bırakılan kamu emekçisi ve emeklisine verilen değer ve buna dair belge ortadadır. Varılan mutabakata göre;  Hükümetin ilk teklifinin 2022 yılı için 1 puan, 2022 içinse 2 puan artırıldığı mutabakat, büyük kazanım ve bir başarı gibi sunulmaktadır. Bir toplu sözleşmede başarının temel kriteri, ne talep ettiğiniz ve ne aldığınız arasındaki makasın ağzı ile ölçülür. Masaya “yetkili” sıfatıyla oturanlar ve ortak hareket ettikleri konfederasyon, 2022 için %21 artış+%3 refah payı+600 TL maaş kaybı yani toplamda %39 maaş artışı talep etmiştir. Ancak %5+%7 oranına imza atmıştır. 2023 için %17 artış+%3 refah payı teklifine karşılık %8+%6 oranına imza atmıştır.2 yıl için toplamda %67,2 maaş artışı teklif eden “yetkili” konfederasyon, neticede toplamda %26 oranına imza atmıştır. Teklifle varılan mutabakat arasında 41 puan fark vardır. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin en az 1 yılı çalınmıştır.’’ denildi.
 
‘’Refah payı talebi yine görmezden gelinmiş’’
 
Refah payının görmezden gelindiğini vurgulayan Canan Coşar; ‘’Büyük bir lütufmuşçasına, enflasyon farkının maaşlara yansıtılacağı ifade edilmiştir. Refah payı talebi yine görmezden gelinmiş, yerine sadece sendika üyesi kamu emekçilerinin yararlandığı 3 ayda bir 135 TL tutarındaki toplu sözleşme ikramiyesi 265 TL artırılarak 400 TL’ye çıkarılmıştır.  Artıştan sendikasız ve 4688 sayılı Yasaya göre sendikalı olması yasaklanmış en az 1 milyon 800 bin kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emeklisi yararlanamayacaktır. TİS ikramiyesinde artışın refah payıyla kıyaslanması veya “refah payı vermiyoruz ama toplu sözleşme ikramiyesini artırdık” denmesinin bir karşılığı yoktur. Mutabakatta, bizzat Cumhurbaşkanınca verilen 3600 ek gösterge sözü hakkında, “toplu sözleşme dönemi içinde yapacağımız çalışmaları meclise yasa haline getirmek üzere göndereceğiz” denilmiştir. Yıllardır kadro bekleyen, sayıları 500 yüz bini aşan sözleşmeli personel konusu ise “3+1 sistemi üzerinde çalışacağız” gibi net olmayan, köşeli vaatlerle geçiştirilmiştir. 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personel konuları yine suya yazılmıştır. Milyonların beklentisi, seçim yatırımı olarak çıkmaz ayın son çarşambasına ertelenmiştir.’’ dedi.
 
‘’Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan gerçek enflasyon %45’i aşmıştır’’
 
Memura yapılan zam ile enflasyona ezildiklerini söyleyen Çoşar; “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” nutukları atılmıştır. Pandemide vatandaşlarına en az doğrudan yardım yapan ülkelerin başında olmamıza rağmen, sefalet oranındaki artışlara pandemi harcamaları gerekçe gösterilmiştir. Tüm bunlardan sonra soruyoruz, bu mudur başarı? Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan gerçek enflasyon %45’i aşmıştır.İğneden ipliğe her şeye zam yağmurunun devam ettiği, üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın tam 26 puan açıldığı, hayat pahalılığının önümüzdeki dönem daha da artacağının açık olduğu koşullara rağmen; hiç kimsenin inanmadığı enflasyon rakamlarını temel alan bu mutabakatın neresi başarılı?’’ şeklinde konuştu
 
Mutabakatta yer almayan olmayan şeyleri sıralayan Sağlık Emekçileri Sendikası Çanakkale Şube Başkanı) Canan Coşar; ‘’ Bu mutabakatta: Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi yine yok. Maaşlarımızın yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması yine yok.Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi yine yok.“4/C’li 4/B’liler” olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunlarının çözümü yine yok. Sayıları 100 bini aşan Yardımcı Hizmetler Sınıfının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi yine yok. Torpilin, kayırmanın kapsını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmesi yine yok. OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilenlerim göreve iadesi yine yok. Ayrımcılığın önüne geçilmesi için kadın taleplerinin kadın emekçiler tarafından görüşülmesi ve mutabakat metninde ayrı bir başlık altında yer alması yine yok. Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi yine yok. Mutabakatta saymakla bitiremeyeceğimiz daha pek çok temel sorunumuza ilişkin tek bir cümle bile edilmemiştir. Sonuç olarak ortada bağlayıcılığı olan bir toplu sözleşme metni değil, 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personelin durumu başta olmak üzere, bilinmez bir tarihe bırakılan bir vaat-temenni metni vardır.  İşkolları toplu sözleşmelerinin içeriği ise “teknik çalışmalar devam ediyor” denilerek, tamamen belirsiz bırakılmıştır. KESK olarak 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz. ‘’ dedi.
 
‘’Bir günlük hizmet üretmeme eylemine katılmaya çağırıyoruz’’
 
‘’Yıllardır yaşanan kayıplar, biriken sorunlar bu yıl konfederasyonların tekliflerine daha fazla yansımıştır. Konfederasyonların maaş artışı başta olmak üzere pek çok talebi, ilk defa bu kadar bir birine yakınlaşmıştır. Ancak imzalanan Mutabakat, taleplerde ortaklaşmadan daha önemli olanın, bu talepler için mücadelede ortaklaşmak olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. KESK olarak bu yönde yaptığımız çağrılar, yeni bir “satış” sözleşmesine onay verilmemesi yönündeki uyarılarımız, “yetkili” konfederasyon tarafından yok sayılmıştır. Biz her şeye rağmen sendika-konfederasyon olmanın gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz. Hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevli olduğumuz 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin sesi olmayı sürdüreceğiz. Bu görev ve sorumluluğun bir adımı olarak; Tüm kamu emekçilerini kendilerine dayatılan sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik mutabakatına karşı tepkilerini göstermek üzere, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya, 27 Ağustos 2021 Cuma günü bir günlük hizmet üretmeme eylemine katılmaya çağırıyoruz. Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve Hakem Kurulunun iki dudağından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı, grev hakkı ile tamamlanmış, gerçek toplu sözleşme sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. ‘’ şeklinde konuştu.
 
İbrahim Akın Kazancı