Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Doktor Güleda Erensoy başkanlığında Çanakkale Tabip Odası binasında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Çanakkale Tabip odası Başkanı Gülede Erensoy, yönetim kurulu üyeleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Zekiye Mine Kabaş, Aile hekimi Semih Altındaş, Acil Hekimi Atilla Saraçoğlu ve basın mensupları katıldı. Toplantıda konuşan Tabip Odası Başkanı Dr. Gülede Erensoy Çanakkale’deki vaka artışlarının nedenlerini ve vaka artışının önüne geçilmesi konusunda neler yapılması gerektiğini ifade etti. Erensoy, “Salgındaki artışın nedeni mutant virüs, karantina denetimsizliği ve geç aşılama” dedi.

MUTANT VİRÜS ÇANAKKALE’DE ÇOK ETKİLİ OLDU
Çanakkale Tabip Odası Başkanı Doktor Gülede Erensoy, “ Çanakkale’ de neden bu kadar vaka artışı oluyor sorusuna, “Benim tespit edip gözlemlediğim şey mutant virüs muhtemelen Çanakkale’de çok etkili oldu. Virüsün bu kadar hızlı yayılması ve vaka sayılarının bu kadar çok artmasının nedeni mutant virüsün çok etkili olması. Bu durum sadece Çanakkale’de değil Marmara bölgesinde mutant virüs çok etkili oldu. Ama bizim bilimsel olarak bunu engelleyebilme şansımız mevcuttu. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Coronavirüsün bulaşması önlenebilir bir enfeksiyon. Tedavisi ortada yok, ama bulaşmasını önleyebilirdik. Dolayısı ile aşama aşama veriler Sağlık il Müdürünün önüne geliyordu. Bu verilerde vaka artışları olan yerler belli. Vakaların nerede bir artışa geçtiği ilçe merkezi, köy,mahalle, fabrika odaklı her yerdeki vaka sayısı Sağlık İl Müdürünün önüne geliyor. Bu yerlerden birinde vaka artışını görüyorsunuz. Ne yapmanız gerekir? Orada temaslıları tespit etmek gerekir ve o alana, o yere çok hızlı test uygulamanız gerekir. Tabii test uygulandıktan sonra da ciddi karantina önlemleri almak gerekir. Çanakkale Tabip Odası Başkanı olarak benim özellikle vaka artışları konusunda iddia ettiğim şey şu. Temaslıların tespiti test uygulanması ve karantina uygulamalarımızda muhtemelen çok ciddi eksikliklerimiz olmuş ki Çanakkale vaka artışında Türkiye birincisi olmuş. Mesela karantina uygulamalarında eksiklik tespit ettiysek ki ediyoruz çünkü hasta yani vaka sayısı artıyor. Peki ne yapılabilirdi? Yurtlar karantina için kullanılabilirdi. Bu tedbirler zamanında alınıp yapılmıştı. Peki neden şimdi yapılmıyor? Bir takım önleyici önlemler alınabilirdi. Ne yapılabilirdi? İl ve ilçeler arası ulaşım sınırlandırılabilirdi. Merkezi güçlü kararlardan önce yerel birtakım kararlar alınabilirdi. Neden yerel insiyatifler uygulanmadı? Neden yerelden Çanakkale Valiliği üzerinden ve Sağlık İl Müdürlüğü üzerinden bir insiyatif kullanılmadı.  Ben bu noktaya gelişimizi kesinlikle önlenebilir olduğunu ama önlenemediğini, önlenmediğini düşünüyorum” diye cevapladı.

“KARANTİNALARIN DENETİMİ EMNİYET KUVVETLERİNDE OLMALIYDI”
Çanakkale’deki vaka artışlarının bir başka nedeninin ise karantina altına alınan vatandaşların takip edilememesi olduğunun da altını çizen Erensoy, “Karantinaya alınan kişilerin takibini yapan ekipler Çanakkale’de başından beri oturtturulamadı. Neden oturtturulamadı? Şu anda bu çalışma İmamlar üzerinden yürütülüyor. Yalnız imamlar karantinadakileri telefon açmak sureti ile bir denetim bir çalışma söz konusu. Yani karantinaya alınanların yerinde denetimi başından beri sağlanamadı. Dolayısı ile insanların karantinada olup olmadığını gerçekten net bir şekilde öğrenemedik. Bu denetimleri yani insanların karantinaya uyup uymadıkları emniyet ekipleri polis yada jandarma tarafından takip ve tespit edebilseydi karantinalara çok daha fazla uyulurdu. Emniyet ekipleri bu denetim ve tespitleri yapsaydı karantina altında olan vatandaşlar karantinaya uyar ve karantinalar çok daha etkili olurdu” dedi.  

“YOĞUM BAKIM SERVİSLERİNDEKİ YATAK SAYILARIMIZ DOLMUŞ DURUMDA”
Çanakkale’de Coronavirüs yoğun bakım ünitelerinin bulunduğu hastanelerin Covid yoğun bakım servislerinde boş yatağın kalmadığı bilgisini de paylaşan Erensoy, “Çok net bir şekilde söylemek istiyorum Çanakkale Onsekiz Mart Sağlık Araştırmaları ve Uygulama Hastanesi, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi ve Biga devlet Hastanesinde hesaba katarak söylüyorum. Çünkü Coronavirüs nedeni ile yoğunda yatan en çok hastalar bu hastanelerde.  Covid yoğun bakım odamızın  doluluk oranı yüzde 85’in altına düşmüyor. Bir gün önce devlet hastanesi için yüzde yüzdü. Bir gün sonra 5 açığımız vardı. Bu da yüzde 85’in üzerinde oluyor. Biga Devlet Hastanesi için söyleyeyim yönetim kurulumuzdan Ahmet Zeren çalışıyor. Bire bir Covid takibi yapıyor. Biga’da dün beş tane vefatımız var. Covid yoğun bakımı tamamen doluydu. Yer açıldıysa yer varsa vefatlarımız sayesinde yer var. Çanakkale’de bakanımız belki diğer yoğun bakım yataklarını hesaba katıyor olabilir. Böyle dediğimizde halkın algılaması biraz bozulmuş oluyor. Covid hastası geldiğinde biz onu boş nöroloji  yoğum bakım odasına yatıramayız. Dolayıcısıyla Covid yoğum bakım odası doluluk oranımız çok ciddi yüksek” dedi.

“HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN YAPILACAK TEK İŞ HIZLICA AŞI OLMAK”
Toplantıda açıklama yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Zekiye Mine Kabaş da aşılamanın çok büyük önem taşıdığının altını çizerek şunları söyledi: “Vakalar neden bu kadar çok arttı? Evet  bazı eksikler var bence bunlardan bir tanesi de aşı.  Aşılamalar çok uzun vadede yapıldı. İngiltereyi görüyorsunuz vakalar minimize oldu.  Bizler de çok hızlı aşılanmalıyız. Bu yüzden  Uzmanlarımız her zaman hangi aşının daha uygun olduğunu değerlendiriyor. Ancak özel bir durum olmazsa ulaşabildiği ilk aşıyı olmalı. Çünkü bu hastalıktan ve öteki hastalıklardan korunmak için yapılacak en güzel iş hızlıca aşı olmaktır. Varyasyonlar oluşmadan aşı olunması gerekir. Çünkü varyasyonlar oluştuktan sonra aşı umutları düşüyor. Aşı umutları düşmeden hızlıca  aşılamaların yapılması gerekiyor.  Çünkü 55 yaş altına indi.  Burada da politikanın da biraz değişmesi lazım aslında, okullarımızın açılması lazım.  Öğrencilerimiz  bir yıldır evde. Gezmesi, eğlenmesi, sosyalleşmesi gereken çocuklarımız evde. O yüzden öğretmenlerimizin aşılamalarını mutlaka öne çekmeliler.  Eylül ayına kadar o aşılamaların öğrencilerin durumuna da indirmeliler.  Hatta bazı bölgelerde İstanbul, Çanakkale gibi yerlerde toplu aşılamalar yapılabilir.  Okullar niye boş? Aslında okullarda aşılama yapabiliriz.  Sağlık Bakanının da dediği gibi bir günde 1 Milyon, 2 Milyon doz aşı yapabiliriz.  Sağlık çalışanları aşılarken bunu gördük.  Biz bu potansiyele sahibiz. Hastaneler var, Aile hekimleri var bu işin içerisinde dolayısı ile biz bu performansa sahibiz.  Sadece aşı olmalı ve ivedilikle aşı olmalıyız.”

“KÖTÜ OLANI ALMAK İÇİN GENEL DURUMU İYİ OLAN TABURCU EDİLİYOR”
Kabaş geçici görevlendirme ile Biga Devlet Hastanesinde görev yaptığını ve Biga Devlet Hastanesinin Covidli hastalar ile tamamen dolu olduğu bilgisini vererek, “Biga Devlet Hastanesinin durumu da merkezden çok farklı değil. Güleda hanımın dediği gibi yoğun bakımlar dolu.  Onlarda şu anda normal yoğun bakım yok.  Bir kaza geçirseniz yatacak bir yoğun bakım yok şu anda.  Yoğun bakım ve klinikler de dolu.  Klinikler dolduğu zaman arkadaşlar hasta seçiyorlar ve genel durumu en iyi olan  kişiyi taburcu ediyorlar kötüleri alabilmek için.  O yüzden doluluk oranları yüzde yüze yakın” dedi.

“TELEFONLA TAKİP ETTİĞİMİZ POZİTİF BİRİNİ BAZEN KARŞIMIZDA GÖRÜYORUZ”
Basın toplantısında açıklama yapan bir başka isim de Aile hekimi Semih Altındaş oldu. Altındaş Coronavirüs sürecinde aile hekimlerinin de zor durumlarda kaldığını ifade ederek Çanakkalelileri özellikle de karantina altına alınan Çanakkalelileri uyardı. Altındaş açıklamasında şunları söyledi: “Pozitif olan aileler aynı evin içinde izolasyona dikkat etmesi lazım.   Pozitif olan kişinin mümkünse ayrı bir odada kalması, bir araya gelmek zorunda oldukları zamanlarda ise  maskenin evde kullanılması ve mümkün olduğu kadar ilişkileri en aza indirmek.  Bu süreçte semptomlerı, yani bulguları takip etmek önemli çünkü  evdeki diğer kişilerde de bulaş olabilir.  Şikayeti olanlar da bildirilmeli ve temaslı olarak karantinada olmaları gerekir.  Ondan sonra testlerin tekrar alınması gerekiyor. Uygulamalar da bu şekilde yapılıyor.  Şikayeti olanlar zaten filyasyon ekipleri tarafından takip ediliyor. Biz de aile hekimleri olarak arayarak izolasyondakileri  takip ediyoruz.  Şikayetleri oldukça ya da semptomları oldukça bildiriyoruz.  İzolasyonda olup evde sıkılan ve dışarıya çıkanlar çok oluyor ve onları takip edemiyoruz.  Aslında en büyük sorun da bu.  Pozitif olan kişiler  de dışarda oluyor.  Hastaneye gitmeye korkup pozitif olduğu halde ilaç yazdırmaya gelenler de oluyor.  Pozitif olmuş karantinada olması gerekirken ve birim telefonla takip ettiğimiz kişiyi  bazen karşımızda “Aile hekiminden ilaç yazdırmaya geldim” diyebiliyor.  Bunların önüne geçecek, bunların duyurularla sürekli halka hatırlatılması önemli.  Her şey güzel, aşılama da güzel gidiyor diyerek  virüsün önemli olmadığı bazı algılar yaratılınca, bazı vatandaşlar da bu algılara yenilip dinlemiyor. “Hastanelere gitmeye korkuyoruz” diyerek  pozitif olduğu halde Aile Hekimliğine gelenler çok fazla. Diğer işlerimiz de rutinde yürüyor. Sonuçta covid pozitif kişi geldiğinde aşı için gelmiş bir gebeyle ya da bebekle aynı ortamda bulunabiliyor. Ayrıca aşılamalar için randevularda aşılamaya geliniyor. Randevu alanlar geliyor kalabalık oluşuyor. Çünkü aile sağlığı merkezlerinin o bekleme salonları çok geniş değil. yani kalabalık oluştuğunda bulaş riskini arttıran bir şey.  Bunu da önlemenin yolu baştan beri önerdiğimiz aşılama merkezleri uygulanması aslında gerekirdi. Ama ne yazık ki uygulanmadı. Bir aşılama merkezleri uygulansaydı. Oralarda aşılamalar yapılsa çok daha iyi sonuç ve çok daha hızlı aşılama yapılabilirdi. Ve bu son hafta sonunda 55 yaş altına aşılama hakkı verildi ama randevu alamıyorlar. Mayıs başına kadar da randevu alamıyorlar ne yazık ki”

“AÇIK ALANLARDA DEĞİL KAPALI ALANLARDA BULAŞ RİSKİ ÇOK YÜKSEK”
Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha kurulu kararlarını da değerlendiren Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Gülede Erensoy açık alanları kapatmak etkili bir yöntem değildir diyerek şunları söyledi: “Kordon, Sahiller, Halk Bahçesi, Özgürlük Parkı, Kepez, Dardanos ve Güzelyalı sahillerin kapatılmasın çok zorunlu kalındığı için yapıldığını biliyorum. Gerçekten çok ciddi bir toplaşma noktaları haline geldi, ama ideal yöntem kesinlikle bu değil. İdeal yöntem açık alanda bir araya gelebilecekleri yerlerin kapatılması değil, ideal olan aslında kapalı mekanlarda toplaştığımız iş yeri ve üretim aşamasında kapanmayı sağlamaktır. 14 gün en azından ve 28 güne çıkarılabilir ve bulaşı yavaşlatmaktır. Sonuçta biz tüm işyerlerinde kapalı mekanlarda bir arada bulunmaya eyvallah diyoruz. Ama açık havada kesinlikle insanlar bir araya gelmesin diye kordonu, özgürlük parkını kapatıyoruz. Kesinlikle ideal olan bu değil. zaten böyle bir uygulama Avrupa birliğinde olmaz. Ama hiçbir tarafı iş yerlerini kapatamıyoruz. Oradaki bulaşa bari engel olalım mantığıyla hareket edildiğini biliyorum. Olması gereken insanların kapalı mekânlarda bir araya geldikleri her türlü iş yeri ortamını da kapatmaktı. Ve bence Türkiye devletinin buna gücü yeterdi. Ama tercihleri bu yönde olmadı.”

“TAM KAPANMA SOSYAL DESTEK İLE BERABER OLMALI”
Erensoy Türkiye genelinde ve Çanakkale’de vaka sayılarını azaltmak için tam kapanmanın şart olduğunu bir kez daha ifade ederek, “Tam kapanma denilen şey de, sonuçta tüm üretimi hayatı durdurmak. Dolayısıyla insanların daha çok evlerinde kalması. Ama bunun sosyal ve ekonomik desteksiz olabileceğini düşünebiliyor musunuz? İnsanların elektrik faturaları gelmeye devam edecek. Su faturası gelmeye devam edecek. Borçları bir yandan geçmeye devam ederken ya da sizin gıda almak üzere para kazanmanız gerekirken nasıl tam kapanmayı gerçekleştireceksiniz. O yüzden biz diyoruz ekonomik destekli, sosyal destekli bir tam kapanma. Yoksa insanların günlük hayatlarını sürdürmesi için gereken asgari güvenceyi vermezseniz tabi ki tam kapanmayı sağlayamazsınız” dedi.Erensoy toplantıda Çanakkale Tabip Odasının Çanakkale İl Pandemi Kurulu’nda olması gerektiğini de tekrar hatırlattı.

“KLİNİK BULGULARINIZ VARSA MUTLAKA HASTANEYE BAŞVURULMALI”
Toplantının sonunda Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Zekiye Mine Kabaş karantina altına alınan vatandaşları uyararak bulguların oluşması durumunda vakit geçirmeden hastaneye gidilmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi. “Pozitif bir vaka ile temasınız varsa on gün bulgular açısından kendinizi takip edersiniz. Bunda da yüksek riskli ve riskli temas olarak değerlendirilir. On gün içerisinde klinik bulgularınız tespit edilirse öksürük, balgam, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi o zaman mutlaka hastaneye başvurmanız gerekiyor. Filasyon çalışmaları ile ilgili sıkıntı var diye muhtemelen bu süreçle ilgili bir sıkıntı var. 65 yaşın otobüse binememesi konusu hastane çok uzak biliyorsunuz. Taksiye bindiğinizde en az 50 TL alıyor. İnanlar bu parayı vermek zorunda değil. Bu ciddi bir şey bu uygulama değişe bilir mi özel bir uygulama yapıla bilir mi? Otobüs sayısı artırılabilir mi? Bunlar İl Pandemi Kurulu’nda olsak sağlık açısından olan pek çok şeyi söyleyebiliriz. Ama maalesef ki yokuz.”
 
Ogün İnal