25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın toplantısı düzenleyen Çanakkale Barosu Kadın Komisyonu adına konuşan Komisyon Başkanı Avukat Ezgi Deniz Çalışal, yasal mevzuattaki düzenlemelere rağmen, kadına yönelik erkek şiddetinin artarak devam ettiğini ifade ederek, “Bunun nedeni toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanamamış olması ve şiddetin kaynağına odaklı çözümlerin geliştirilmemiş olmasıdır” dedi.
BARO Başkanı Bülent Şarlan da kısaca söz alarak, “Devlet politikaları ile doğru eğitim ve doğru iletişimi artırırsak, şiddeti aşan bir toplum yaratmış oluruz” dedi.

Çanakkale Barosu Kadın Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına BARO Başkanı Bülent Şarlan da katıldı.
Başka illere göre nispeten daha iyi durumda olduğumuzu ifade eden Başkan Şarlan,” Hedefimiz kadına yönelik şiddeti sıfıra indirmektir.   BARO Kadın Hakları Komisyonu bu anlamda çok aktif çalışmaktadır. Kurumsal anlamda sadece BARO ya da avukatların çalışmaları ile sonuca ulaşmamız mümkün değildir. Bu konu, toplumsal ve kültürel, eğitimsel bir konudur. Devlet politikaları ile doğru eğitim ve doğru iletişimi artırırsak,  şiddeti aşan bir toplum yaratmış oluruz.  Komisyonumuza sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Sadece Çanakkale’de değil, tüm ülkedeki toplumsal şiddet vakalarını takip ediyorlar” dedi.

“EMİNE BULUT'UN ÇIĞLIĞI TÜM KADINLARIN”
Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ezgi Deniz Çalışal  açıklamada şu ifadeleri kullandı: “25 Kasım 1960'ta Dominik'te diktatörlüğe karşı mücadele veren üç kız kardeşin vahşice katledildiği ve bu olayın resmi kayıtlara "araba kazası "olarak geçmesinin üstünden 59 yıl geçti. Bu üç kız kardeşin öldürüldüğü tarih olan 25 Kasım; 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası mücadele günü olarak ilan edilmiş ve kadınların kadın olmalarından ötürü maruz kaldığı her türlü  şiddete karşı mücadelelerinde,  tüm dünyada farkındalığın yaratılmaya çalışıldığı bir gün haline gelmiştir.Daha geçtiğimiz günlerde  tıpkı Mirabel kardeşlere olduğu gibi Şili'de pandomim sanatçısı ve aktivist olan Daniela Carrasco'nun cansız bedeni gözaltına alındıktan 24 sonra, tecavüz edilmiş ve işkenceye maruz kalmış   halde demir korkuluklara  asılı bulunmuştur.Bu olay gösteriyor ki aradan geçen onca yıla rağmen hala ,Ne yazık ki; biz kadınlar olarak dünyanın her yerinde şiddete karşı mücadelemizi, öncelikle en temel hak olan yaşama hakkımızı müdafaa noktasında veriyoruz.Emine Bulut'un "yaşamak istiyorum" çığlığını  atan aslında sadece o değil şiddet gören ve görme tehdidi altında olan tüm kadınlardır.”

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI KANUN ETKİN UYGULANMALI”
Yasal mevzuattaki tüm değişiklik ve düzenlemelere rağmen, kadına yönelik şiddet artarak devam etmektedir. Bunun nedeni toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanamamış olması ve şiddetin kaynağına odaklı çözümlerin geliştirilmemiş olmasıdır. Kadın kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin yapılmaya çalışılması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurumlarda üniversitelerde ve kamu-kurum ve kuruluşlarında kullanılan dil ve açıklamalar kadın mücadelesini olumsuz etkilemekte, kadının insan haklarının ihlalinin artmasına yol açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir ülke olmamıza rağmen, aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasının düşünülmesi, nafaka konusunda yapılmak istenilen değişiklik sözleşme hükümlerinin ihlali olacağı için kabul edilemez. Kadına şiddet noktasında isteğimiz ve çağrımız ise aslında sadece yürürlükteki İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun etkin bir biçimde uygulanmasıdır.”

“KADINLARIN HER ALANDA GÜÇLENDİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”
“Bu noktada; 25 Kasım’da bir kez daha şiddetten kurtulmak için önce her alanda eşitlik, şiddet önlenememiş, tehdit ortaya çıkmış ise, kadınların koruma kanununa göre etkin bir şekilde korunmasını; tehditten de korunamamış, bir kadın zarar görmüş ise etkin kovuşturma ve çalışma hayatında, siyasette, eğitimde her alanda son derece üretken olabilecek kadınların güçlendirilmesini istiyoruz. Çanakkale Barosu olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Gününde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetle ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya devam edeceğimizi kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla saygıyla paylaşıyoruz.”

Dilek Akşen