.

Son günlerde dış politikacılar sabah F-35 ile yatıyor S-400 ile kalkıyor.
.
Sürecin böyle olacağını ise başından beri;
Deneyimli siyasetçiler,
Dış politika yazarları,
Danışmanlık yapmış nice insanlar söyledi.
.
Dediler ki; “Ülkemizin etrafı kaynar kazana döndü.
Suudi Arabistan’ın YPG’ye yapılacak yardımı desteklemesi,
Amerika’nın taraf değiştirip PKK’ya zırhlı araç başta olmak üzere açıkça yardım yapması,
Aşağıda Suriye,
Yanında Irak,
Onun yanında İran kaynamakta ve sınır komşularımız olarak onlarla sıkıntıya düşeceğimiz politikalardan uzak kalmalıyız.
Zamanda Özal’ın 1 koyup 10 alma gibi uçuk hayallerin peşine düşmemeliyiz.
Bulgaristan ile şimdilik ikili ilişkilerde pek sorun yaşamasak da, yakında Avrupa Birliği kapsamında papaz olmaya hazır olmalıyız.
Yanındaki komşumuz Yunanistan, eskiden beri uyguladığı ‘bataklığa düşünce Türkiye’ye saldırma’ huylarını sürdürme çabasında.
İktidara geldiğinde orduyu bile masraflı deyip tasfiye etmeyi düşünen Çipras, şimdilerde bize bulaşmadan geçemiyor.
Hatta daha da ileri giderek Fransa ile diğer Avrupa Birliği üyelerini kışkırtarak Rum kesimindeki enerji kullanımı konusunda bizi saf dışı bırakmak istiyor.
Bunun yanında Ege’deki adacıkları ele geçirme çabaları ile sürekli ülkemizi kışkırtarak iç politikada prim yapmayı kendisine şiar ediniyor.
Diğer tarafta Akdeniz’de Kıbrıs Rum Kesiminin enerji konusunda sürekli çılgınlıklar yapması ile savunma konusunda zaafımız oluşabilir.
Bunun için kesinlikle önlem alınmalıdır.”
.
NATO’ya güvenmeyen iktidar, hava savunma hattımızı kuvvetlendirmek için Amerika’ya müracaat ederek Patriot Füzesi almak istendiği söylendi.
17 Nisan 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü İbrahim Kalın;
“Türkiye’nin daha önce Patriot Füze Sistemi almak için çok uğraştığını ancak bu isteğinin gerçekleşmediğini” söyledi.
“Türkiye'nin sadece hava savunma sistemi almak istemediğini, aynı zamanda kendi sistemini de geliştirmek istediğini, ancak ABD'nin sunduğu paketin, Türkiye'nin ihtiyacını karşılamadığını ve Rusya'nın teklifinin ‘birlikte üretimi’ içerdiğini” ifade etti.
.
Tüm bunların sonucunda Rusya ile 2,5 milyar dolara S-400 Füzesi almak üzere anlaştık.
.
Tabi ki çadır karıştı.
Başta Amerika olmak üzere herkes üzerimize çullanmaya başladı.
.
Sebebi şuydu;
NATO silahlarını Rusya haricinde kimselere kullanamayacağımızdan savunma sistemimizin kendisine bile faydası olmayacaktı.
.
Ancak iktidar (bana göre doğru yaparak) cesur bir adım atıp S-400 anlaşması yapmıştır.
.
Fakat benim desteklemem önemli değil.
Önemli olan bu kararı almadan önce karşı çıkacaklara uygulanacak siyaseti belirlemekti.
.
Dış işlerimizin son yıllarda başarılarından bahsetmek, zaferlerle döndüğü bir anlaşma imzaladığını göremedik.
Bu ülke olarak dışişlerinde zayıf olduğumuzu gösteriyor zaten.
Hâlbuki zamanında yetiştirdiğimiz dışişleri bakanlarımızın efsane politikaları hala tarih kitaplarında okutuluyor.
.
Peki, ne oldu da böyle oldu?
Sebebi açıkça şu;
Parlamentoyu karar merciinden uzaklaştırırsanız olacağı buydu.
.
Hiçbir konuyu tartışmadan, sormadan, soruşturmadan oldubittiye getirmenin sonucu hüsran oluyor.
.
Başkanlık sisteminin yürümediği her alanda görülmektedir.
Uygulamalara,
Kararlara hesap sorma gibi bir kavram ortadan kalkmıştır.
Bunu bir dolu iç ve dış siyaset örneğinde gördük.
Hesap sormak isteyenler ya terörist, ya da FETÖ’cü ilan edildiler.
.
Şimdilerde başımız fena halde sıkıştı.
Amerika peş peşe bizim aleyhimizde açıklamalar yaparak, mektuplar göndererek taciz ediyor.
Hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyetine böyle bir ikaz, dikkat çekme yapamaz.
Nihayetinde her platformda bunu dile getirdik.
Derhal çıkış yapmak için çok özel politikalarla manevralar yapmak gerekiyor.
Ama etrafımızda (pek güvenemeyeceğimiz) Rusya dışında kimse kalmadı.
.
Adamların sorduğu soru şu:
“Siz bu füzeleri kime karşı kullanacaksınız?”
Öyle ya Rusya dışında diğerleri NATO üyesi.
Onlara karşı kullanamayacağımıza göre geriye Rusya kalıyor.
Zaten füzeyi de oradan almışız.
.
Akdeniz’de oluşacak gerginlik ile basılacak damarımızın kabarması sonucunda S-400’ler geri adım attırma noktasında rol oynayacaktır.
.
Ama diğer taraftan dünyada yalnız kalma konusuna dikkat etmek zorundayız.