Ülkemizde ve dünyada bir dolu kutlanan gün veya hafta var.

Misal;

İdareciler Günü var,

Dünya Gümrük Günü var,

Dünya Sigarayı Bırakma Günü,

Sevgililer Günü

Sivil Savunma Günü

Dünya Tüketiciler Günü

Dünya Şiir Günü var.

.

 

Dünya Su Günü

Yeryüzü İklim Günü

Dünya Hostesler Günü

Dünya Mülteciler Günü var.

.

 

Dünya Nüfus Günü

Dünya Turizm Günü

Dünya Konut Günü

Dünya Uzay Günü var.

.

 

Dünya Ruh Sağlığı Günü

Dünya Tasarruf Günü

Köleliğin Yasaklanması Günü

Dünya Kooperatifçilik Günü var,

Ama…

“Dünya Utanma Günü” yok.

.

Asıl kutlanması gereken gün bu.

.

Adam bildiğin sivilleri bombalıyor, Dünya utanmadan bunu kınayanı kınıyor.

Utanmadan “Acaba kınasak mı? Kınamasak mı?” şeklinde naz yapıyor.

Filistin bayrağı açanı aforoz ediyor.

.

İnsanlar açlıktan ölüyor, dünya utanmadan hiç bir şey yokmuş gibi davranıyor.

.

Seçime girecek tüm muhalifleri can veriyor, sonra da adam, “Seçim gayet demokratik oldu” diyor.

Dünya buna öylece bakıyor.

.

Bir maç oynanıyor ve maç sırasında sahaya bir tek bomba atılmıyor, futbolcular tartaklanıyor rakip takım, “Kimse bizi çıkarlarına alet etmesin” diyor.

.

Adama “Adaylıktan çekil” diyorlar, partiden istifalar gırla gidiyor, “Buna oy vermeyiz” diyorlar ama nafile. Genel merkez başta olmak üzere kimsenin umurunda bile olmuyor.

.

Her gün akaryakıta zam geliyor, her gün döviz rekorlar kırıyor, millet açlıktan kırılıyor, emekli maaşları asgari ücretin çok altında seyrediyor ama “Ekonomi iyi gidiyor” diye demeç veriliyor.

.

Daha dolu örnek var bunlar sadece son günlere ait olanlar…

 

ASKER ROBOT

Haber şöyle, “Siirt’te yaşayan ilkokul mezunu Burhan Canpolat, kendi imkânlarıyla farklı yerlerden topladığı parçalar ile yapay zekâ destekli insansız robot asker yaptı.”

.

50 yaşındaki ilkokul mezunu olan Burhan Canpolat etraftan topladığı parçaları birleştirerek, telefon, tablet ve bilgisayardan kontrol edilebilen 32 km menzili olan bir robot geliştirdi.

.

1 senede meydana getirdiği robotun ayrıca ısıya duyarlılık, insan algılama ve hareket algılama sensörleri var.

Gece görüşü de olan robotun oyuncak da olsa 2 tane silahı var.

.

“Robota silahın yanısıra roket takılabilir” diyen Canbolat, “Aynı anda mayın imha robotu olarak da kullanılabilir. Robotumuzu paletlidir. Paletleri de araba lastiğinden yaptık. Sağdan soldan birkaç parça topladık profillerle, kaynaklarla birlikte böyle bir şey ortaya çıkardık. Bu robotumuzun amacı ülkeme Türkiye’me sahip çıkmak.” şeklinde robotunu tarif ederek amacını anlatmış.

.

Girişimci ruhu olunca insanda her şey olur, yeter ki onlara sahip çıkalım.

 

ANLATAMADI

Bir Ezop masalı:

İnek, at ve eşek bir gün bir araya gelerek bir karar alırlar.

Üçü de farklı yönlerde dünyanın farklı yerlerine gidecekler, 3 yıl boyunca insanları gözlemleyecekler, sonra aynı yerde buluşup, izlenimlerini birbirlerine anlatacaklar.

Tamam derler ve dağılırlar.

.

Aradan üç yıl geçer.

.

Buluşma yerine önce inek, sonra at gelir.

İkisi de perişan halledir.

Yorgun, bitkin, bir deri, bir kemiktirler.

At ineğe sorar;

“Nedir bu halin arkadaş?”

İnek derin bir “Ah!” çeker ve

“Bu insanlar çok merhametsiz. Beni sürekli birbirlerine sattılar. Alan hem sütümü sağdı, hem tarla sürdürttü. Aç, uykusuz bıraktılar. Üç yıl boyunca anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Tam keseceklerdi, canımı zor kurtardım” der.

.

İnekten sonra At alır sözü.

“Benim yaşadıklarım da farklı değil. Önce ağzıma bir demir parçası geçirdiler. Sonra üzerime bindiler. Kırbaçlayarak koşmamı istediler. Ben koştukça onlar daha hızlı koşmam için daha sert kırbaçladılar. Belim artık taşıyamaz hale gelince arkama bir araba bağladılar. Yüzlerce kilo yük taşıttılar. Üç yıl aç, uykusuz bıraktılar. Ben de senin gibi canımı zor kurtardım.”

.

İnek ve at yaşadıklarını anlattıktan bir süre sonra eşek gelir buluşma yerine.

Neşelidir, keyfi yerindedir.

Gözleri ışıl ışıldır.

Üstelik kilo almıştır.

.

İnek ve at merakla sorar,

“Anlat bakalım neden bu kadar  mutlusun?”

Eşek başlar anlatmaya.

“Sizden ayrıldıktan sonra uzaklarda bir yere vardım. Baktım bir adam yüksek bir yere çıkmış, bağırdıkça bağırıyor. O bağırdıkça onu dinleyenler alkışlıyor.

Bunun üzerine ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırmaya başladım. Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi, etrafım insanla doldu. Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım.”

.

İnek ve at merakla sorar,

“Sonra ne oldu?”

Eşek daha da keyiflenir.

“Ne olacak? Beni başkan seçtiler. Yedirdiler, içirdiler, el üstünde tuttular!”

At dayanamaz sorar;

“Peki bu insanlar senin eşek olduğunu hiç mi anlamadı mı?”

Eşek gülerek cevap verir.

“Yarısı anladı anlamasına da, diğer yarısına anlatamadı.”

 

ÖZGÜVEN

Özgüven eksikliği mi çekiyorsunuz?

Kolayı var.

Adam sosyal medyadan cevabı yayınlamış.

.

Buyurun;

Özgüveni artıran 8 şey;

1- “Spor yapmak.”

2- “Kişisel bakımını yapmak.”

3- “Yavaş ve kendinden emin konuşmak.”

4- “Kokusu güzel bir parfüm kullanmak.”

5- “İyi giyinmek.”

6- “Dik durmak.”

7- “Negatif düşüncelerden kurtulmak.”

8- “Pozitif düşünmek.”

Haydi bakalım geçmiş olsun…

 

TEKERLEKLİ SANDALYE

TV’de bir programda sunucu, milyoner misafirine sordu:

-“Hayatınızda sizi en çok mutlu eden şey ne oldu?”

Adam: “Hayatımda dört mutluluk merhalesi yaşadım.

1) Mala, eşyaya düşkünlüğüm oldu, elde edince, mutluluğun bu olmadığını anladım.

.

2) Çok pahalı şeylere düşkünlüğüm oldu, elde edince, onların verdiği mutluluğun, zamanla tesirini kaybettiğini gördüm.

.

3) Büyük şirketler mesela bir futbol takımı veya uluslararası bir şirket sahibi olunca, mutluluğu yakalarım sandım, ama hayal ettiğim mutluluğu onlarda da bulamadım.

Hatta gördüm ki; imkânların çoğaldıkça, sorumlulukların artıyor, rahatından fedakârlık yapmak zorunda kalıyorsun

.

4) Bir arkadaşım benden engelli çocuklar için tekerlekli araba almada sponsor olmamı istedi.

Hemen yüklü bir bağışta bulundum.

Teslim günü gelince arkadaşım ısrarla çocuklara kendi elimle arabaları teslim etmemi ve çocukların sevincine ortak olmamı istedi.

Tabii gittim, çocukların arabaları alırken ve kullanırken ki sevincini görünce çok mutlu olmuştum.

Rutin bir sevinçti, bir kaç gün sonra unutacaktım.

.

Oradan çıkmak için kapıya yöneldiğimde, bir çocuk bacağıma yapıştı.

Nazikçe kurtulmaya çalıştım, ama çocuk ısrarla bırakmıyor ve dikkatlice yüzüme bakıyordu.

Ona;

-“Benden başka bir isteğin mi var?” dedim. Çocuğun cevabı bana gerçek ve kalıcı mutluluğun adresini vermişti.

.

Bana;

-“Hayır bir şey istemiyorum, yüzünü hafızama kazıyorum ki, cennette karşılaştığımız zaman seni tanıyayım ve Allah’ın huzurunda sana bir daha teşekkür edeyim.” dedi.