Her zaman denildiği gibi “Bu coğrafyada yaşıyorsan, depreme alışacaksın…”

İşte yine “Yenice” fayının kırılması ile sallandık.

Allah daha büyüklerini, yıkıcı olanlarını vermesin, amin…

.

Bu arada dua ederken derler ki;

“Korusun” kelimesi yanlıştır.

Zira “Olay gerçekleşsin ama Tanrı bizi korusun” manasına gelir.

Halbuki “Vermesin” kelimesinin sonucu daha net.

.

Tarihte Çanakkale’de meydana gelen “En büyük deprem” olarak kayda geçmişti “1953 Yenice-Gönen Depremi…”

.

“18 Mart 1953” tarihinde, “Saat 21:06’da” “7.2 şiddetinde” Çanakkale’nin Yenice ilçesinin 12 km doğusunda meydana gelen depremde, “265 kişi” hayatını kaybetmiş, “6750 bina” ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasar almıştı.

.

“Yenice’de 50-60 km uzunluğunda arazi çöküntüsü meydana gelmiş.”

Sarsıntının şiddetinden dolayı Bergama’ya bağlı “Kurfallı köyü” büyük yıkıma uğramış, bu nedenle yeri değiştirilip Eskibağlar mevkiine taşınmış.

.

Deprem münasebeti ile yıkımı haber alan zamanın “Çanakkale Valisi Sefaaddin

Karanakçı” beraberinde “Çanakkale milletvekili Kenan Akmanlar”, Alay Komutanı ve doktorlardan oluşan bir ekip Yenice’ye gitmişler.

.

Yenice’ye evvela Biga Kaymakamı mahalli gençlerden mürekkep bir kalabalık ile yetişmiş ve burasının tamamen yıkıldığını, ölü sayısının fazla olduğunu, yer yer yangınların zuhur ettiğini görünce ilk müdahaleyi yapmış.

Akabinde vilayetçe el konulan bütün motorlu araçlar, bulunabilen çadırlar 125 askerle afet bölgesine gönderilmiş.

.

Depremin yıkıcı etkisi şöyle anlatılmış;

Felaketin ardından Gönen’deki hemen hemen “Bütün binalar yıkılmış.”

Bu nedenle afetzedeler “Soğukta sabaha kadar beklemek zorunda kalmışlar.”

Hava bahar mevsimi olmasına rağmen oldukça soğuktur.

“22 Mart tarihinden itibaren ise deprem bölgesine kar yağmaya başlamış.”

Ahırların yıkılmasıyla birlikte binlerce küçük ve büyükbaş hayvan telef olmuş.

Ayrıca elektrik direkleri yıkılarak teller koptuğundan ışıklar sönmüş, su boruları delindiği için “Bölgenin büyük bir kısmı susuz kalmış.”

Gönen’deki bütün dükkânlar yıkılmış olduğundan “Felaketzedeler yiyecek tedarik etmekte sıkıntı çekmişler.”

.

Gönenliler donmamak için açık havada yaktıkları ocakların ve sobaların etrafına dizilerek sabahı etmişler.

Balıkesir Valisi afet mahalline geldiğinde hava çok soğuk olduğundan paltosuna sımsıkı sarılmış ve caddenin tam ortasında duran otomobilden dışarı çıkamadan bir açıklama yapmış ve “Durumu Kızılay Genel Merkezine bildirdik derhal 30 bin lira ve 2500 çadır gönderecekler.” şeklinde kısa bir cümle kurabilmiş.

.

Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar felaketinin ardından otomobille afet bölgesine doğru yola çıkmış. Cumhurbaşkanı 19 Mart akşamı saat 21.30 gibi Bursa’ya varmış.

Buradaki temaslarının ardından 21 Mart öğleye doğru yanında Balıkesir milletvekili ile deprem bölgesine gitmiş.

1000 ev ve dükkândan neredeyse sağlam bir bina kalmayan Gönen’in yürekler acısı hali karşısında Bayar şu sözleri söylemiş: “İnşallah pek kısa zamanda Gönen’i yeniden kuracağız. Hükümet her türlü maddi manevi yardımı yapacaktır. Hepinize geçmiş olsun.”

.

Gönen’deki temaslarının ardından Yenice’ye geçmiş ve burada da durumu tetkik ettikten sonra Ankara’ya dönmüş.

.

Depremden sonraki 2 ay içinde ise Kandilli Rasathanesi tarafından “600 artçı sarsıntı” kaydedilmiş.

.

Peki pazartesi günü Yenice ve civarında yaşanan deprem için uzmanlar ne diyor?

Jeolog Okan Tüysüz, depremin meydana geldiği noktada Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın (KAF) 1953’te kırılmış bir kolu olduğunu belirterek, “Çanakkale’de Biga ve Karabiga arasında uzunca bir süredir bu depremler oluyor. Depremler deprem fırtınası şeklinde devam ediyor. Deprem fırtınaları çok farklı büyüklükte depremlerin aynı bölgede meydana gelmesiyle oluşurlar. Deprem fırtınaları yıkıcı deprem üretmezler.” dedi.

 

ET KUYRUĞU

Haberleri izliyorum.

Yer Sivas.

Çoğunluğunu emeklilerin oluşturduğu “Et” kuyruğunu gösteriyor muhabir.

Namaz saatinden bile erkenden gelinerek girilen et kuyruğu bu.

Piyasaya göre 200 lira daha ucuz etin satıldığı Et ve Süt Kurumu satış yerinin önündeki kuyruğun uzunluğu satış yerinin açılış saatine kadar 600 metreye ulaşıyor.

.

Sivas’ın sabah soğuğunda, titreyerek girdikleri et kuyruğundan zor şartlar altında alışveriş yapabilen emekli konuşuyor;

“Bizi bu hale koyanlar utansın…”

.

Piyasada 400 ila 470 lira arasında fiyatı olan kıymanın bu kurumdaki satış fiyatı ise 230 lira.

.

Diyeceğim şudur;

“Geçmişteki kuyruklara atıf yaparak oy isteyenler, bu memlekete tekrar kuyrukları getirerek kimsenin beceremeyeceği büyük bir iş yaptılar… Helal olsun…”

 

DAHA ÇOK EKMEK

Bilimkurgu veya fantastik filmlerde görürüz, hep dünyanın merkezine gidilir veya ulaşılmaya çalışılır.

“Dünyanın Merkezine Seyahat” adlı Jules Verne’nin kitabı da vardır zaten.

Bunun filmi de yapılmıştır defalarca.

.

Gerçekte böyle bir seyahat var mı?

Dünyanın merkezine ulaşmak için bir girişim yapıldı mı?

Hiç merak ettiniz mi?

.

24 Mayıs 1970’ten beri Rusya’nın Norveç sınırı yakınlarındaki “Kola Yarımadası” nda dünyanın merkezine doğru bir delik açılmaya başlanmış.

.

“Kola Deliği” olarak adlandırılan bu delik, “Dünya üzerine yapay olarak açılmış en derin deliklerden biriymiş…”

.

“Peki neden?” diye bir soru aklınıza geliyordur.

Hatta, “Oturun oturduğunuz yere, icat çıkarmayın şimdi başımıza. Patlar, çatlar dünya ikiye bölünür filan” diyeniniz bile vardır.

.

Deliğin amacı şuymuş;

“Dünya’nın en dış katmanı olan kabuk tabakası içerisinde gidilebildiği kadar giderek en derin noktaya kadar ulaşmak…”

.

“Oğlum evladım, kurcalayıp durmayın dünyanın orasını burasını” diyenler olduğu gibi bazıları da “Acaba define çıkar mı?” diye meraklanabilirler.

.

Peki bu işe kalkanlar ne kadar derinliğe ulaşmışlar?

Cevap şu;

“12 bin 262 metreye.”

Yani “12 km” ye.

.

“Peki ‘Kola Deliği’ hala kazmaya devam ediliyor mu?” diye meraklanan varsa cevabı “Hayır.”

Sebebi ise, “Ne yazık ki bu proje, fon yetersizliğinden ötürü 2005 senesinde durdurulmuş.”

Kazı alanı da zaten “2008’den beri terk edilmiş.”

.

Sizin, “Ben size demiştim bundan bir şey çıkmaz diye ama dinleyen kim?” şeklindeki yorumlarınızı duyabiliyorum.

.

Peki bir şey çıktı mı sizce?

Bilim insanları bu projeyi “Tarihe kazılan çukur” olarak görmüşler ve “2.7 milyar yıl yaşındaki kayaçlara” ulaşmışlar.

.

Bu tarih aslında çok önemli.

Çünkü 2.7 yıl önce henüz fotosentetik bakterilerin yeni yeni evrimleşmeye başladığı, canlılığa dair izlere az olarak rastlandığı ve çok hücreli hiçbir canlının henüz evrimleşmediği zamandır…

.

Yapılan araştırmalar, ilginçliklere imza atmaya devam etmiş.

Mesela araştırmacılar bu derinlikteki kayaçlar içerisinde su tespit etmiş.

.

Bu kazılar yapılana kadar, hiçbir bilim insanı o derinlikte su bulmayı beklememiş.

.

Bu keşif insanlık adına çok önemliydi, zira bu sayede “Dünya’nın erken oluşumundan itibaren suyun gezegenimizin yapısında bulunduğu” anlaşılmış.

.

Kola Deliği, 20 sene boyunca “Gezegenimizdeki en derin ve uzun yapay delik” olarak tarihe geçti.

.

Ancak Mayıs 2008’de “Katar’da açılan BD-04A kuyusu 12.289 metreye ulaşarak bu rekoru kırdı.”

.

Daha sonra Ocak 2011’de, “Exxon tarafından yürütülen Sakhalin-1 projesi dahilindeki Odoptu OP-11 deliği 12.345 metreye ulaşarak iki rekoru da kırdı.”

.

Tüm bunlara rağmen, “Kola Deliği” halen yüzeyden “Dikey olarak açılan” en derin delik ünvanını taşıyor.

Çünkü diğer kuyularda “Yatay düzlemde” de yol alınmıştır ve bu sayede uzunluk arttırılmış.

.

Peki dünyamızın çapı ne kadar?

Öyle ya bu açılan 12 km’lik delikler dünyanın çapı ile orantılandığında ne kadar yer tutuyor?

.

Cevap oldukça şaşırtıcı.

Dünyamızın çapının “12 bin 742 km” olduğu düşünülürse, bu delikler “Devde kulak” bile değil.

.

Buna karşılık, Dünya’nın kabuk kısmı ortalama 40 kilometre derinliğinde olduğu için, “Daha çok fırın ekmek yememiz lazım…”