Oturup futbol ile ilgili mizah yüklü bir hikâye yazsam takımlarımın adını “Çarşambaspor”, “Perşembespor” koyardım tereddütsüz.

“Çarşambaspor futbolcuları çamur sahaya çıkarken, ayakkabılarının yarısı çamura saplanarak kaldı.”

“Perşembesporun gelişi Çarşamba’dan belli olduğundan onlarınki de çamurda kaldı.”

“Hakem oyunu başlatmak için futbolcuların ayakkabılarını giymesini beklemek zorunda kalarak maçı geç başlattı…”

.

Ama bu yazdığımın isim kısmı geçtiğimiz günlerde Karadeniz’de yaşanmış.

.

Haber şöyle;

“Türk futbol tarihi bugün eşi benzeri görülmemiş bir heyecana sahne oldu. Bölgesel Amatör Lig (BAL) 12. grubun 7. haftasında Ordu temsilcisi Perşembespor ile Samsun ekibi Çarşambaspor karşı karşıya geldi.”

.

3-3 biten mücadelenin ardından açıklamalarda bulunan Perşembespor Antrenörü Hakan Çolak, sahadan dostça ayrıldıklarını belirterek, “Çarşamba, Perşembe müsabakadan dostça ayrılıyoruz. Bu tip derbi maçların atmosferi yüksek oluyor. Ama yine de sakatlık yok, kavga yok. Bütün futbolcular birbirleri ile arkadaş. Son dakikada yediğimiz golle mücadele berabere bitti. Üzgünüz tabii ki. Ama dostluk kazandı.” demiş.

Ne güzel.

Kavga yok, küfür yok, sakatlık yok…

Böylesini özlemişiz sanki.

.

Hazır söz futboldan açılmışken bir futbolcunun kolay kolay yıldız olmadığının ispatı Arabistan’da yaşandı.

.

Suudi Arabistan’da Al Nassr forması giyen “Cristiano Ronaldo”, Asya Şampiyonlar Ligi’nde İran’ın Persepolis takımıyla oynanan maçta hakemin penaltı kararını, “Rakibin kendisine müdahalesi olmadığını” söyleyerek iptal ettirdi.

.

Buyurun işte.

Bizde ise daha 17 yaşındaki futbolcular hakemi kandırarak, ceza sahası içinde penaltı almak için kendisini artistlere taş çıkaracak şekilde yere atıyor.

Penaltı çalmayan hakeme ise ısrarlı itirazda bulunuyor.

.

Futbolculuktan önce sanki “İnsan” olmamız lazım…

 

DOMUZ GİBİ

“Maşallah domuz gibi” şeklindeki sözü sık sık kullanırız.

Sebebi domuzun vücudunun sağlam, becerikli ve güçlü olması elbet.

.

Ancak domuzlarla ilgili yayınlanan şu haber, insanlar için bir tehlikeden bahsediyor.

.

Domuz gribinin “A (H1N2) v” türü insanda ilk kez görüldü!

İngiltere’deki insan sağlığı ile ilgili kaynaklar ülkedeki domuzlarda bulunan “A(H1N2)v türü influenza virüsünün” ilk kez bir insanda görüldüğünü bildirdi.

Nereden ve nasıl bulaştığına dair araştırmaların sürdüğü belirtilen açıklamada, 2005’ten bu yana dünya genelinde toplam 50 kişide bu virüs görülmüş.

 

AHLAK

Ahlak konusunda kimseye alan bırakmayan bir ülke olarak neler yaşadığımız ortada.

Sosyal medyada son günlerde tartışılan bir olay yaşandı.

.

TikTok’ta “Laz kızı” isimli 35 yaşındaki G.D. göğüs dekolteli yayın yapmış.

.

“Aman canım ne var bunda? Her gün televizyonlarda alası var” diyenleriniz var biliyorum.

Anlatılana göre bununki biraz değişik sunum olmuş.

.

Laz kızı takma lakaplı kızımız TikTok hesabından, eşi olduğunu söylediği bir erkekle beraber canlı yayın açmış.

Sonra da “Para karşılığı gömleğinin düğmelerini açıp göğüs dekoltesini göstermiş.”

.

Açık artırma şeklinde gelişen olayda “Bir saat içerisinde 100 bin lira kazandığını” öne sürmüş.

.

Tabi ahlak masası olaya el koymuş…

.

Aklımın almadığı olay şu:.

“Kadın evli ve

Yanında kocası var.”

.

Yeni edindiğim bilgi;

“Kadın 5 aylık hamile…”

.

Başka bir kadın ise aynı yöntemle para toplamaya başlamış.

.

Gerçekten insanlar ne yapacağını şaşırdı.

Fakirlikten mi desem?

Manyaklıktan mı desem?

.

Siz ne derseniz deyin artık.

.

Bir başka haber de yurt dışından.

Bir düğünde damat, oturan gelinin jartiyerini ağzıyla çıkarıyor.

Gelinin, utanan babası oradan ayrılıyor.

.

Bu ne şimdi?

Nasıl bir hareket.

Bırakın gelinin babasını, tüm davetlilerin oradan ayrılması lazım değil mi?

.

Ahlak kavramı gittikçe ayağa düşmüyor.

Tabi bu kavram kişilere veya topluluklara göre değişiyor.

.

Evet, modern yaşamın getirdiği cinselliğe geleneklerimiz açısından biraz olsun açık olmaya çalışıyoruz.

Ancak bu derece tahrik edici ve dayanılmaz olanına da karşıyım şahsen.

Söyleyeceğim son cümle şu olur:

“Ayıp denen bir şey var…”

 

DOLANDIRICILIK HİKAYESİ

Bir dolandırıcılık hikayesi sosyal medyadan.

.

Aynen anlatıldığı gibi yayınlıyorum:

“Az önce bir dolandırıcılık denemesi için arandım. Senaryoyu paylaşayım farkındalık oluşsun.

0505 404 03 33 numaradan arandım.

İsmimi söylediler.

... bankasında bulunan hesabımda, internet bankacılığımın ele geçirildiğini söylediler.

.

TC kimlik numaramı söylediler (Bu sayede güvenimi kazanmış oldular)

.

Sesli yanıt sistemine yönlendireceklerini, hesabı kapatmam için internet bankacılığı parolamı girmemi istediler.

Kesinlikle parolamı telefondaki kişiye söylemememi istediler. (Bu sayede güvenimi yeniden kazanmış oldular)

.

Parolayı girdim (Hatalı olarak)

“Hatalı parola girdiğimi, yeniden girmemi” istediler (Hatalı olarak tekrar girdim)

Yine “Hatalı olduğunu” söylediler.

“Alternatif yol yok mu?” dedim, bankamız kartlarının birisinin şifresini gir dediler.

Sesli yanıt sistemine, kredi kart şifresini girdim (Hatalı olarak)

Şifrenin “Hatalı olduğunu” söylediler.

Son olarak tüm hesaplarımı kapattıklarını, en yakın şubeye gitmem gerektiğini söyleyerek telefonu kapattılar.

.

İstediklerini yapsaydım, internet bankacılığında parola ve TC Kimlik numaramı girdikten sonra, SMS doğrulama veya mobil bildirim yollayarak ona da onay vermemi isteyeceklerdi ve internet bankacığıma giriş yapmayı başarmış olacaklardı.

.

Sonuç:

1-Herkesin TC kimlik numarası ellerinde,

2-Herkesin isim bilgilerine sahipler,

3-Herkesin çalıştığı bankaları biliyorlar

4-Dolandırıcı olduklarından şüphelenmememiz için dolandırıldığımızı söylüyorlar.

5- İşlemin acil olduğuna ikna ederek, bizi düşündürtmeden bilgi almaya çalışıyorlar. Sakince düşünen kişi oyuna gelmeyecektir.

.

Dolandırıcılar bizimle ilgili her bilgiye sahip, dolayısıyla gerçekten dolandırıcı olup olmadıklarını anlamak için kendimiz ile ilgili bilgi istemek akıllıca olmayacaktır.

.

Ya gerçekten bankadan arıyorlarsa ve gerçek bir dolandırıcılığı engellemek istiyorlarsa ne yapmalıyız?

Telefonu hemen kapatmalı, biz doğrudan bankanın çağrı merkezini aramalı ve öyle ilerlemeliyiz.

Bankanın çağrı merkezi numarasını Google üzerinden bularak değil, kredi kartımızda yazan numaraya bakarak aramalıyız.

.

Peki beni arayan numara kimin?

Suriyeliler üzerinden kolayca açıyorlar.

Bu numaradan dolandırıcıya ulaşamaz mıyız?

Bir 5 dakika sonra arayıp, kontrol ettim, numara iptal olmuştu.

.

Bu yaşanan durumun … Bankası ile bir alakası yok, herkesin çalıştığı banka hangisi ise onu söylüyorlar.”

.

İşte buyurun.

Ne kadar inandırıcı ve ikna edici.

.

Bir anlık gaflet, bankadaki hesabınızın buharlaşmasına sebep olabilir.

Aman dikkat!

 

TOLSTOY

Yine sosyal medyadan takip ettiğim bir sayfa, duvar yazısı olacak kadar güzel Tolstoy’un şu sözlerini paylaşmış.

.

“Bir tren garında ölen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un bazı sözleri.”

.

“Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.”

.

“Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma: önce senin ellerin kirlenecek.”

.

“Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.”

.

“İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.”

.

“Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.”

.

“Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.”

.

“Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.”

.

“İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.”

.

“Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.”

.

“Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez.

Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.”

.

“Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.”

.

“Bir insanı bulunduğu mevkiiyle değil, göz koyduğu mevkiiyle ölçmek gerekir.”

.

“En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.”

.

“İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır.”