En çok kitap okunan şehirler listesi yayınlanmış.

İnsan haberi okurken hemen Çanakkale’yi arıyor.

“Acaba biz kaçıncıyız?”

.

Bu araştırmayı yaparken “Neye bakıyorlar acaba?” diye merak etmişimdir.

Satılan kitap sayısına mı,

Yoksa okuyan kişiye mi?

.

Kadın evinde kitabını okurken, araştırmayı yapan nereden bilecek?

Halk Bahçesi’nde okuyanı mı takip edecek?

.

Belli ki satılan kitap sayısına göre sıralanıyor şehirler.

.

Şehrimizde üniversiteli öğrenci sayısının 50 binleri aştığını düşünürsek bu sonuç yanlış olmaz.

.

Hangi sonuç mu?

.

Sıralama şöyle yapılmış;

1. Sırada Muğla var.

2. Sıra Ankara,

ve 3’te İstanbul var.

.

4. sırayı İzmir alırken,

5. Sırada Eskişehir var.

.

Eskiden bu sıralamanın ilk sırasında İstanbul olurdu.

Şimdilerde 3’e düşmüş.

Hakkında şiirler yazılan güzel İstanbul’un ne hale geldiği bile bu araştırma sonucu ortaya çıkıyor.

.

6. sırada Ülkenin en çok okuma-yazma oranına sahip Tunceli’si var.

Bu şöhretini taçlandırmış.

Bravo.

.

7. sırada bilin bakalım kim var?

Elbette Çanakkale…

Aslında biraz geriye düşmüşüz gibi.

.

8. sırayı Antalya alırken sırasıyla 9’da Kocaeli ve 10’da Edirne var.

.

Ankara’dan öte tarafa Anadolu’yu temsil eden tek şehir Tunceli.

.

Gelen oylara bakınca, bir zamanlar bir AKP’li “Okuma oranı düştükçe bizim oylar çoğalıyor” demişti.

Adam yerden göğe kadar haklıymış.

 

BMW İLE İP

Bir resim geldi önüme Sosyal medyadan.

Sarıklı bir kişi tüm iplerin toplandığı bezi tutuyor.

İpleri ise yine sarıklı birçok kişi tutuyor.

.

Altında yazan ifadeye göre bu ipin ucunu tutanların günahları af oluyormuş.

.

“Eee tamam ben de gidip tutayım o zaman!” deseniz olmuyor.

Çünkü girişteki bir kutuya binlik atmanız gerekiyor.

Özü şu;

“At binliği, gör hinliği…”

.

Peki bu paralar ne oluyor?

Şöyle açıklanmış;

“Bu paralarla ipin toplandığı sarıklı şahsa 15 milyon liralık bir BMW alınıyor ve içinde yaşadığı tam güvenlikli havuzlu villasının masrafları karşılanıyor.”

.

İpi tutanların günahlarının af olacağı ve Cennete gideceği pek garanti değil ama, sarıklı kişinin bu dünyada Cenneti yaşadığı muhakkak.

.

“Allah zihin açıklığı versin” demekten başka çare yok.

 

ATATÜRK VE SUİKASTLER

Atatürk ile ilgili tarih okunurken;

Elini kolunu sallaya sallaya hiç çile çekmeden savaştı,

Cumhuriyeti kurdu ve

57 yaşında vefat etti zannedilebilir.

.

Ama işin başka yönü var.

.

Ümit Doğan’ın “Atatürk’ü Öldürme Planları” adlı kitabında Atatürk’e yapılan suikast girişimleri anlatılmış.

Eğer okursanız tarih ile ilgili bilmediğiniz birçok olayı belgeleriyle beraber öğrenebileceksiniz.

.

Yazar şöyle diyor;

“İzmir suikastını pek çoğunuz bilirsiniz.

Ya bilmedikleriniz?”

.

“İngilizler mesela, kaç kere öldürmek istediler Atatürk’ü?  Kaç hain plan yaptılar?”

.

“İngilizler, milli mücadeleyi durdurmak için onlarca kez öldürmek istediler Atatürk’ü.”

.

Bu ve bunun gibi birçok olay var.

Hepsi bu kitapta toplanmış.

.

Bir özetini sizlere sosyal medyada yayımladığı kadarıyla yarın yazacağım.

Çünkü oldukça uzun ve buraya sığmayacak.

Okudukça hayret edeceksiniz.

Bu Cumhuriyetin değerini bilmeyenler belki de daha iyi anlayacak.

 

HESAP-KİTAP

Ahanda size problem.

Yanınızda “Çalışan 10 işçiniz var” diyelim

Bu işçilerle 100 adet tespih üretiyorsunuz.

Tespihlerin tanesini ise 50 liradan satarak,

(50x100 şeklindeki bir hesap ile) 5 bin lira elde ediyorsunuz…

.

Üretici olarak siz, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara dayanamıyorsunuz ve 1 işçinizi istemeyerek de olsa çıkarıyorsunuz.

Ve artık “9 işçiyle 90 tespih üretmeye” başlıyorsunuz.

 

Ürettiğiniz bu 90 tespihi ise 60 liradan satıyorsunuz ve (90x60 şeklindeki hesap ile) 5 bin 400 lira elde ediyorsunuz.

.

Bu hesaba göre üretici olarak cironuzu 5 binden, 5 bin dört yüze çıkarak “% 8 büyümüş” oluyorsunuz.

.

Tamam mı?

Hesap doğru.

İtirazı olan var mı?

.

Oysa işin aslı öyle değil.

Bakın neler oluyor arka tarafta…

.

Tespih üretimi 100’den 90’a düştüğü için,

Reel büyüme % -10'dur.

.

Tespih fiyatı 50 liradan 60 liraya çıktığı için,

Enflasyon %e 20’dir.

.

İşçi sayısı 10’dan, 9’a düştüğü için,

İstihdam %10 azalmış,

İşsizlik artmıştır.

.

İşte hesap!

Arttığı sanılıp bayram yapılan rakamların aslında azaldığının hesabı burada işte.

.

Artırılan vergiler ve bazı küçük hileler ile kâğıt üzerinde büyüdüğümüze sevinenlere bu hesabı gösterin.

.

Bakalım ne cevap verecekler.

Cevabı da bize yollayın.

 

CAĞ KEBABI

Boğazımıza düşkün milletiz vesselam.

Yemek kültürümüz de dünyaya kafa tutacak cinstendir.

Hangi bölgeye,

Hangi şehre gitseniz illa bir özel yemek vardır.

.

Pideler, kebaplar, salatalar, balıklar, etler, köfteler v.s.

Dolu, dolu, dolu.

.

Döner zaten bizim markamız.

Dünyanın her yerinde satılır ve kapış kapış gider.

.

Erzurumlular, bunun yatık olanına “Cağ Kebabı” diyor.

.

Üzerinde takılan “Şişlere” verilen “Cağ” adından dolayı ismi Cağ Kebap olmuş.

.

Erzurum yöresine ait olan koyundan yapılma bu kebabı sevmeyen yoktur sanırım.

.

Haber ise şu;

Erzurum’un Yakutiye ilçesi var.

Bu ilçede ise TCDD’ye ait atölye ve depolar var.

Öğle saatlerinde bu depolarda yangın çıkıyor.

İhbar üzerine bölgeye sevk edilen Erzurum Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri 3 saatlik bir çalışma sonunda yangını kontrol altına alıyor.

.

Soruşturma sonucu yangının sebebi belirleniyor.

Bilin bakalım neden?

.

Sebep şu:

Kurum çalışanları Cağ Kebabı yapmak üzere depo içinde koyun kesmişler.

Niyetleri “Cağ Kebabı yapmak.”

.

Eh ateş de lazım.

Yakmışlar depo içinde ateşi.

.

Adamlar öğle tatilinde keyifle Cağ Kebabı pişirip, yiyeceklermiş.

.

Aksilik bu ya!

Kebap için yakılan ateşin sıçraması sonucu depoda bir anda yangın çıkmış.

.

İddiaya göre çalışanlar önce yangını kendi imkânları ile söndürmeye çalışmış ancak başarılı olamamışlar.

.

Cağ Kebabını yiyemeyen işçiler, yangından koyunu kurtardılar mı merak etmedim değil.

Kurtarmadılarsa Cağ Kebap olacağına, Kömür Kebabı olmuştur zavallı koyun.