Türkiye büyüdükçe enerji ihtiyacı da sürekli artıyor. Bununla birlikte, enerji kaynakları yönünden ülkemiz ne yazık ki dışa bağımlı bulunuyor.

Türkiye büyüdükçe enerji ihtiyacı da sürekli artıyor. Bununla birlikte, enerji kaynakları yönünden ülkemiz ne yazık ki dışa bağımlı bulunuyor. Alternatif enerji kaynakları devreye girmezse, memleket büyüdükçe enerjide dışarıya daha da bağımlı hale gelecek gibi görünüyor. Enerji, gıda gibi stratejik olup, özgün kaynaklardan temin edilmesi önem taşıyor. Hayatın hemen her alanında enerji kullanılıyor artık.
Avrupa Birliği tarafından desteklenen, Balıkesir Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Bulgaristan Trakya Üniversitesi ve Macaristan Pannonia Üniversitesinin ortak olduğu Avrupa’da Yenilenebilir Enerji Sistemlerinin Yükseköğretimde Dijitalleştirilmesi projesi kapsamında 16-22 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim programında, Prof.Dr. Kemal Çelik’in sunduğu Rüzgâr Enerjisi son derece ilginçti. 
Son yıllarda rüzgâr enerjisi ciddi bir kaynak olarak görünüyor. Sıcaklık artışları rüzgâr hızının da artacağını gösteriyor. Dolayısıyla iklimler cenneti olarak tanımlanan Anadolu’da rüzgâr enerjisinin daha da verimli olması bekleniyor. Rüzgâr enerjisinden yüzlerce yıldır yararlanılıyor. Truva’yı önemli bir ticaret merkezi haline getiren aslında boğazdaki akıntı ve lodosun desteğine duyulan ihtiyaçtır. Gemi taşımacılığında boğazı geçmek için günlerce, aylarca Truva’da gemilerin lodosun esmesini beklediği biliniyor. 
Rüzgârdan elektrik üretimi yüzyıl öncesine gitmesine rağmen, çağdaş anlamda bu yolda yararlanma son yirmi yıl içinde hızlanmıştır. Hâlihazırda Türkiye’de toplam enerji üretiminin % 8’i rüzgâr kaynaklı olmakla birlikte, önümüzdeki yıllarda yapılacak yatırımlarla bu oranın daha da artması bekleniyor. Rüzgârın öneminin tarihsel süreç içerisinde ilk önem kazandığı Çanakkale boğazının güneyinde Bozcaada’da başlayan rüzgâr tribünlerinden faydalanma yatırımları, Türkiye’nin dört bir tarafında hızla devam ediyor. Rüzgâr enerjisi potansiyeli mevcut yatırımların yüz katına yakındır. Aslında parası olan için havadan para kazanmak güzel olsa gerek. 
Çanakkale rüzgâr enerjisi yönünden ciddi bir potansiyele sahiptir ve bu anlamda ilk yatırımları almıştır. Aslında bir güçlü enerji kaynağı daha vardır. O da asırlarca gemicilere lodos bekleten boğazdaki akıntıdır. Saatte 7 km süratle akan boğazın enerji yükü çok sayıda baraja bedeldir. 
Enerji üretimi için fosil yakıt tüketimi tüm dünyada olduğu gibi kaçınılmaz görünmektedir. Binlerce yıllık enerji birikimlerinin, organik dönüşümlerin çevre kirletici özelliklerinde uzak tutmak zordur. Bu nedenle temiz enerji kaynaklarının hızla devreye konulması gerekmektedir. Ama havadan ama sudan enerji kazanmak ve enerjiyi verimli alanlarda kullanmak kalkınmışlığın en önemli göstergesi olacaktır. 
Her ne kadar hidroelektrik santrallerinin baraj gölü havzalarında bitki örtüsü ve böcek türlerinin kaybolması söz konusu ise de termik santrallere göre daha temiz enerji ürettiği aşikardır. Rüzgâr enerjisi daha temizdir. Tek sorun yarattığı hava akımı farklılıklarıyla böcek ve sürüngen davranışlarında yaratacağı olumsuzluklardır. 
Beyaz enerji, Türkiye için önemli bir kaynaktır. Gerek montajı ve devreye alınması gerekse ulusal sisteme bağlanması, baraj inşaatlarında olduğu gibi yıllar süren bekleyişe gerek bulunmamaktadır. Ancak teknolojisinin bir kısmı ithaldir. Özgün makine ve elemanlarına bu alanda da ihtiyaç vardır. Aynı zamanda çiftlik tipi tribünlerin de Türkiye şartlarında daha fonksiyonel olacağı beklenmektedir.