VAAZ! Of’lu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:

-“Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci... En büyük dükkân kimin? Meyhanecinin... En güzel ev kimin? Meyhanecinin... Ya en güzel araba? Meyhanecinin. Bu paraları veren kim? Aha sizin gibi kafasızlar...”
Aradan 2 hafta geçer.
Bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek:
-“Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu...”
Hoca memnun:
-“Aferin… İçkiyi bırakmanın mükâfatını ahrette muhakkak göreceksin oğlum.”
Adam düzeltir:
-“İçkiyi bırakmadım hocam, meyhane açtım.”
 
BALIK İZNİ
Üç erkek arkadaş balığa çıkmışlar, aralarında konuşuyorlarmış;
 Birincisi:
-“Bugün balığa çıkabilmek için karıma bir hafta içinde bütün evi boyayacağıma dair söz verdim.”
İkincisi:
-“O da bir şey mi, ben bugün balığa çıkabilmek için karıma 1 hafta içinde bütün elektronik eşyaları yenileyeceğime dair söz verdim.”
Üçüncüsünden ses çıkmayınca sormuşlar;
-“Eee?... Sen ne söz verdin bugün balığa çıkabilmek için?”
-“Valla bir söz vermedim… Sabah kalkınca karıma ‘Balığa mı çıkayım, annemlere mi gideriz?’ diye sordum... Cevabı kesin ve net oldu: ‘Üstünü sıkı giyin, balık tutarken üşütürsün’…”
 
ONU DA MI?
Karadeniz’de bir marangoz atölyesinde iş kazası olmuş ve bir çalışanın parmağı kopmuş.
İlk yardım derslerinde öğretilenin aynısını yaparak, kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirip cerraha parmağı vermişler.
Parmağı alıp inceleyen cerrah;
-“Parmağın dokuları hala canlı bu çok güzel… Peki, hastamız nerde?”
-“Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?”
 
PAMUK!
Bir Amerikan askeri birliğinde askerler hemoroit olmuş.
Revire gezmeye gelen komutan, her askerin önüne duruyor ve soruyormuş:
-“Merhaba asker, hastalığın nedir?”
-“Komutanım, hemoroidim var”.
-“Tedavi olarak ne yapıyorlar?”
-“İlaçlı pamuk efendim.”
-“Bir arzun var mı asker?”
-“Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyorum komutanım...”
Komutan herkesin önünde durup aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş.
Sıra en son sıradaki adama gelmiş.
Ona da aynı soruları sormuş;
-“Merhaba asker, hastalığın nedir?”
-“Bademciklerimden rahatsızım efendim”.
-“Öyle mi? Peki ne ilaç kullanıyorlar?”
-“İlaçlı pamuk efendim.”
-“Güzel. Peki bir isteğin var mı evladım?”
-“Var, efendim. Mümkünse sıra bana gelince pamuğu değiştirsinler.”
 
SOYULDUK!
Anadolu’nun orta halli bir kasabada 40-50 kadar kişi, yakındaki büyük kente alışverişe gitmiş.
Hayvanlara yüklemişler nohudu, buğdayı; pazarda satıp kumaşlar, tencereler almışlar.
Dönüşte 3 kişi, kervanın yolunu kesmiş, çekmişler silahlarını;
-“Yatın, kıpırdamayın” diyerek hepsini soyup soğana çevirmişler. Kafileyi kasabanın girişinde görenler şaşırmışlar ve sormuşlar:
-“Ne oldu size, ne bu haliniz?”
“Soyulduk” yanıtı alanlar yüklenmişler:
-“Kim soydu, nerede soydu, kaç kişiydi?”
İçlerinden biri durumu özetlemiş:
-“Onlar 3 kişi beraberdi, biz 40 kişi yalnızdık!”
 
DAĞILIN!
Amiri yeni mezun polisi denemek için ona “İzinsiz gösteri yapan bir topluluk bul, kalabalığı dağıt bir görelim...” demiş.
Genç polis epey arayıp yol kenarında bir kalabalığı tespit edince hemen megafonu eline alıp:
-“Dağılın... Size söylüyorum dağılın!” diye bağırmış.
Birkaç kişi hareketlenmiş, “Oradan çekilin diyorum size!” diye sert bir komutla yinelemiş ve miğferini giyip plastik kalkanını da kullanarak kalabalığı ittire ittire dağıtmış ve:
-“Nasıldım?” demiş.
Amiri cevaplamış;
-“İyiydin de, orası otobüs durağıydı!”
 
HIÇKIRIK
Adam bankada vezne kuyruğunda beklerken müthiş bir hıçkırık nöbetine tutulmuş.
Sıra kendisine geldiğinde hıçkırmaları daha kötü bir hal almış.
Veznedeki kız elinden bozdurmak istediği çeki almış, bilgisayarında adamın hesabını bulmuş, çeke bakıp, “Bunu size ödeyemem” demiş,
-“Neden?”
-“Yeterli bakiyeniz yok, hesabınızdan biraz önce 5000 dolar çekilmiş.”
“O… Olamaz... Şaka yapıyorsunuz” demiş adam telaşla,
Vezneci kız gülümseyerek;
-“Evet, yapıyorum. Ama bakın... Hıçkırığınız geçti bile! ”
 
KESTANE
Dursun bankanın önünde kestane satan arkadaşı Temel’i görmüş.
Hemen yanına yaklaşıp borç istemiş...
Temel asmış suratını;
-“Veremem!”
Dursun sinirlenerek;
-“Yahu neden vermiyorsun?”
-“Banka ile anlaşmamız var… Onlar kestane satmıyorlar, ben de borç vermiyorum…”
 
BAVUL
Temel bavulunu denize düşürmüş.
Dursun:
-“Ula Temel, pavulun düşti ya…”
Temel sakin cevap vermiş:
-“Merak etme, anahtarı bendedur.”
 
TUĞLA
Şirketinize eleman alacaksanız:
Camı açık bir odaya 100 kadar tuğlayı belli şekilde dizili bırakın.
Daha sonra odaya 2 veya 3 aday yollayın ve kapıyı kapatın.
6 saat sonra odaya giderek durumu analiz edin:
1-Eğer tuğlaları sayıyorlarsa, muhasebe bölümüne yerleştirin.
2-Eğer tuğlaları tekrardan sayıyorlarsa, denetçiler bölümüne yerleştirin.
3-Eğer odanın her yanına tuğla saçmışlarsa, mühendisliğe yerleştirin.
4-Eğer tuğlaları garip bir düzende sıralamışlarsa, planlama bölümüne yerleştirin.
5-Eğer tuğlaları birbirlerine atıyorlarsa, operasyonlar bölümüne yerleştirin.
6-Eğer uyuyorlarsa, güvenlik bölümüne yerleştirin.
7-Eğer tuğlaları parçalara ayırmışlarsa bilgi teknolojileri bölümüne yerleştirin.
8-Eğer boş boş oturuyorlarsa, insan kaynakları bölümüne yerleştirin.
9-Eğer bir çok farklı kombinasyon denediklerini söylüyorlar ama bir tuğlayı bile yerinden kıpırdatmamışlarsa, satış bölümüne yerleştirin.
10-Eğer odada değillerse, pazarlama bölümüne yerleştirin.
11-Eğer camdan boş boş dışarı bakıyorlarsa, stratejik planlama bölümüne yerleştirin.
Ve son olarak:
12-Eğer birbirlerine bir şeyler anlatıyorlarsa ve tek tuğla bile yerinden oynamamışsa, onları tebrik edin ve üst yönetime yerleştirin.
 
KADRO MESELESİ
Hayvanat bahçesinde bir kafeste biri yaşlı biri genç iki aslan varmış.
Her gün yaşlı aslana yemek olarak koca bir parça et, genç aslana ise 3 tane muz veriliyormuş.
Bir gün yaşlı olanı dayanamamış ve sormuş:
-“Neden bana hep koca bir parça et veriyorsunuz?”
Bakıcı;
-“Sen koskoca aslansın, ormanların kralısın. Bunu hak ediyorsun...”
Genç aslan hemen atılmış:
-“İyi de, bana niye her gün 3 tane muz veriyorsunuz?”
Bakıcı cevap vermiş:
-“Aslan kadrosu dolu olduğundan, seni maymun kadrosunda çalıştırıyoruz…”
 
TANIYORMUŞ
Yaşlı Alman çift tatil yaptıkları otelden çıkarak bir taksiye binmişler ve tutmuşlar havaalanı yolunu.
Meraklı taksi şoförü sormuş:
-“Hangi ülkeye gidiyorsunuz?”
İhtiyar adam “Almanya’ya” demiş.
İhtiyar kadının da kulakları pek duymadığından kocasına sormuş:
-“Ne diyoor?”
-“Nereye gittiğimizi soruyor”
Taksi şoförü tekrar sormuş:
-“Almanya’nın hangi şehrine?”
İhtiyar adam: “Hamburg” diye cevap vermiş adam.
İhtiyar kadın yine sormuş:
-“Ne diyooor?”
İhtiyar adam:
-“Hangi şehirde kaldığımızı soruyor” demiş hafiften sinirlenerek...
Taksi şoförü:
-“Ben hayatımın en kötü seksini Hamburg’ta yaptım” demiş
Yaşlı kadın yine “Ne diyooorrr?” diye kocasına sorunca, ihtiyar adam patlamış:
-“Seni tanıdığını söylüyooorrr...”