Hububat hasatları batı ve güney bölgelerinde hızla devam ediyor.

Kimi bölgelerde güz kuraklığı nedeniyle geç ekimler, kimi bölgelerde aşırı yağışlar hasat yapılan bölgelerde verimi hem artırdı hem düşürdü.
Buğday ekim alanı son yıllarda hızla azalıyor. Bir zamanlar 95 milyon dekar civarında olan ekim alanı 65 milyon dekarın altına düştü. Üstelik girdiler önemli derecede arttı. Küçük çiftçiler taban gübresinden kısmaya başladı.
Batı bölgelerinde hububat ekili alanlarda ekimlerin gecikmesine rağmen mart ve nisan yağışları iyi geldi. Ancak mantari hastalıklara pik yaptırdı. Erken ilkbaharda kök boğazı hastalıklarını ve pas hastalıklarını artırdı. Gübre kullanımının da düşmesi verimleri normalin altında tutacak gibi görünüyor.
Buğday hasadı güney bölgelerde tamamlanmak üzere. Geçen sene hasadın başlamasına rağmen Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ithalata devam etmesi ve piyasaya düşük fiyattan buğday vermesi fiyatları durağan hale getirmişti. Bu sene açıklanan fiyatlar enflasyonun çok altında kaldı. Ancak yine de uluslararası borsalarda işlem gören fiyatların üzerinde bulunuyor. Hâlihazırda borsalarda buğday 7 TL, arpa ise 6 TL’den işlem görmektedir.
Buğday üretim maliyetleri ise önceki yıla göre iki katına yaklaşmış bulunmaktadır.
Türkiye net buğday ithalatçısı haline gelmiştir. Buğday ekim alanlarının artırılması gerekmektedir. Boş kalan alanların yeniden üretime kazandırılmasında yarar vardır. Üretimin artırılması için de taban fiyatları ve desteklemelerin ekim sezonundan önce ilan edilmesi gerekmektedir. Buğday ve arpa gibi ürünler, ekimden sonra en az 8 ayda ele gelmektedir. Üretim fazlası her zaman üreticinin elindeki ürünü, değerinin altında satmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu durum, ticaret sektörünü de zora sokmaktadır. Buna karşın, üretimin yetersiz olduğu ürünlerde de fiyatlar astronomik değerlere çıkmaktadır. Dolayısıyla sürekliliği olan bir üretim planlaması ne yazık ki yapılamamaktadır.
Buğday ekim alanlarındaki azalışa, orta Anadolu’daki kuraklık dikkate alınırsa buğday ve arpa rekoltesi beklenenin altında kalacaktır. Serbest piyasada oluşan fiyatların düşmemesi için sağlıklı depo sistemlerinin geliştirilmesi yanında ithalatın geciktirilmesinde yarar vardır.
Halen piyasada oluşan fiyatlara göre, buğday üreticisinin para kazanabilmesi için verimin 300 kilogramın üzerinde olması gerekmektedir. Gübre, ilaç ve mazot fiyatlarının yüksekliği, maliyetleri artırmaktadır. Yapılan masrafın faiz giderleri ve tarla kirası eklendiğinde kışlık hububatın dekar başına maliyeti 3000 lirayı bulmaktadır.
Enflasyonla mücadele programı kapsamında hububat ithalatına ve tahıl koridoruna odaklanan yöneticiler, ne yazık ki uzun süredir azalan hububat üretimini seyretmektedirler. Buğday ve arpa en kolay ve en ucuza üretilebilen ürünlerdir. Son on beş yılda buğday ithalatına 30 milyar dolar ödenmiştir. İnsanımız ucuz ekmek yerken, başka ülkelerin çiftçisi kazanmıştır. Oysa destekleme ve ithalat politikalarının değiştirilmesiyle buğday üretimini 30 milyon tonlara çıkarmak işten bile değildir.