İkna yeteneği yüksek olan siyasi erk vatandaşı kandıramadığı yerde algı operasyonlarına başvuruyor. Olmazsa sopa gösteriyor.

Cumhurbaşkanının muhtarlarılar yaptığı toplantıların hemen hepsinde uzaya sert iniş yapacağımız söylendi ama aha seçim var kimse bu konudan bahsetmiyor.
Malum elektrikli traktörü çiftçimiz göremedi ama elektrikli arabayı satmaya başladılar. Hatta ikinci eli bile oluştu. Ancak araba daha piyasada yok. Akülü arabayı biraz büyütünce oluyordu ama epey bir tehir yedi maalesef.
Soğan fiyatları gündem olunca elektrikli araba üretiyoruz deyiverdi siyaset erki. Soğan ne alaka, hangi devirde yaşıyorsunuz ey ahali soğan da neymiş. Netice itibariyle tencereniz kaynamasa, aşınız pişmese de olur, bak devlet uzaya uydu gönderiyor. Seçtiğiniz adam köprüler, otobanlar yapıyor. Hatta maliyetinin beş katı para ödüyor müteahhitlere.
Evet siyasi erk, siyaseti garip yerlere evirip çevirip duruyor. Koşuşuz destek verenler de mecburen evrilip çevrilip duruyor. Kim derdi ki Devlet Bahçeli başta olmak üzere kendini milliyetçi çizgide tanımlayan ve hatta bizatihi tanımlama gereği duyanların Atatürk düşmanlarıyla aynı çizgide yürüyecekler, bir yerlere terörist yakıştırması yaparken dibindeki teröriste sahip çıkacaklar. Akla mantığa sımıyor.
Siyaset bir yerlere evrilirken memleketin gerçeklerini unutmamakta yarar var.
Bu memleket mercimek ihraç ettiği ülkelerden mercimek ithal ediyor. Nohut sattığı yerlerden nohut satın alıyor.
Memleket buğday ithalatında dünya şampiyonluğuna oynuyor. Ota samana muhtaç hale geliyor.
Şeker fabrikalarını satan zihniyet şeker ithal ediyor. Sınırlar kevgire döndü. Kim nereden para kazanacaksa ithal edip getiriyor. İçerideki üreticisi varmış, kimsenin umurunda değil. Hatta batsa daha iyi diyorlar. İthal ederiz sorunu çözeriz diyenler çoğunlukta. Hatta öyle bir bakan vardı ki, paramız var ki ithal ediyoruz gafletinde bulunabiliyordu. Çiftçiye ihanet etmek korona döneminde dahi modaydı.
Aslında cumhuriyet kurulduğundan bu yana eksiklerini sürekli olarak devlet-özel sektör iş birliğiyle gidermeye çalışmıştır.
Bugün memlekette bir şey olmadığı söyleyenler cumhuriyet düşmanlarının ekmeğine yağ sürmekten başka bir iş yapamaz. Geçen gün Şanlıurfa’da Harran Üniversitesini biz yaptık diyecek kadar ileri giden Cumhurbaşkanı, yakın tarihten de bir haber olduğunu ispatlamış oldu. Harran Üniversitesi 1992 yılında kuruldu. Geliştirdik deseydi işe yarardı ama üniversiteler ligi puanlamasında sonlara doğru gitti. Bugün eski üniversiteler dahil, bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarında iktidarın uygulamaları üniversiteleri adeta batırmıştır.
Cumhurbaşkanı iki yıl önce topluiğne yapamadığını iddia etmişti memleketin. Ne yazık ki topluiğnesini kendisi yapan memleket, iktidar sahipleri sayesinde topluiğne ithal etmeye başladı, aynı şeker gibi, kâğıt gibi.