Bilgi insanın ve toplumun en önemli hazinesidir. Bilimin ürettiği bilgiler kullanıldıkça ilerleme olur. Toplum bilgiyle ilerler, bilgiyle güçlenir.

Sokak jargonunda sıklıkla kullanılan bir deyim vardır yarım imam dinden, yarım doktor candan eder diye. Haksız da değildir.
İnsan bir mizah da bile içinde geçen kişileri tanıyorsa keyif alabilir. Tarihi bir yeri ziyaret ederken dahi, o yerin geçmişiyle ilgili bilgi sahibi değilse öküzün tirene baktığı gibi sütunlara bakar geçer.
Tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşayan memlekette bilgiye dayalı olmayan o kadar çok uygulama yapıldı ki, koordinasyon ve organizasyonlarda yetkili olanların ne kadar hazırlıksız ve bilgiden uzak kişiler olduğu ortaya çıkıverdi.
Depremden sonra 24, 48 ve 72 saatlik dönemlere dikkat çekti uzmanlar. Göçük altında kalan canların dayanabileceği süreleri izah ettiler. Ancak kurtarma çalışmaları bir türlü bu kritik saatleri dikkate alamadı. Bir türlü sağ olan canlara ulaşamadı.
Gece sıcaklıkları düşüyordu. Göçük altında kalan canların hipotermiden hayatlarını kaybetme ihtimallerinin yüksek olduğu uzmanlar tarafından defalarca dile getirildi. Netice itibariyle daha fazla canı kurtarmak varken zaman kaybı can kayıplarını da arttırdı. Binlerce canımız kan kaybı, hipotermi ve su kaybından hayatını kaybetti.
Depremin olduğu gün felaketin bilançosu ve eylem planı çıkarılamadı. Oysa nüfus kayıtlarında kimin nerede oturduğu, hangi apartmanda kaç daire ve dairelerde misafir hariç kimlerin oturduğu biliniyordu. Rakamlar sürekli değişti durdu. Hala depremde yıkılan bina ve ağır hasarlı bina sayıları birlikte veriliyor.
Hükümet yetkilileri bir yıl süre istiyorlar. Bir yıl içinde deprem bölgesinde evi yıkılan herkese daire teslim edeceklerini iddia ediyorlar. Devletimiz çok güçlüdür. Yapabilir. Müteahhitleri yığarsınız ayda bir tabla ile ortalama dört ayda dört katlı binlerce binayı mantar gibi dikersiniz. Çok sorun da olmaz. Memleketin ekonomisi bunu rahatlıkla kaldırır. Ancak önemli bir sorun var. O da devam eden artçı sarsıntılar.
Bilim insanları uyarmaya devam ediyor. Yetkililer ya Türkçe bilmiyor ya da izah edileni anlamıyor. Bilim diyor ki, şu dönemde inşaata girmek tehlikeli ve sakıncalıdır. Döktüğünüz beton küçük artçı sarsıntılarda heder olur gider. Anlaması zor değil aslında. İnşaat mühendisi, mimar, malzeme mühendisi falan olmaya gerek yok.
Bina yapımında beton kolon ve kirişlerin yan kalıpları beton atıldıktan 7 gün sonra çıkarılabilir. Ancak taşıyıcı desteklerin en az 28 gün tutulması gerekir. Diğer bir deyişle 28 gün içerisinde meydana gelecek bir artçı sarsıntı kolon ve kirişleri bozabilir. Yaptığınız inşaata yeniden başlamanız gerekir.
Deprem bölgesinde Pazarcık ve Elbistan depremlerinden sonra Belen ve Samandağ ana depremleri meydana geldi. Bölgeye komşu illerde orta şiddette depremler meydana geliyor. Orta şiddette deprem olasılığı bölgede devam ediyor ve uzmanlar en az bir yıl devam edeceğini dile getiriyorlar. Bilim bu gerçeği ifade ederken hangi ara inşaata girilir. Sağlıklı olan konteynerlerle yaşanabilir alanlar oluşturmak ve daha sonra inşaata girmektir.