JOHN KÜBA’DA Temel’den bir tablo yapması isteniyor. Tablonun adı da “John Küba’da”   konulacak deniyor.  

Temel yapıyor tabloyu, sonra gösteriyor Dışişleri Bakanı'na.
Bakan bağırıyor:
-“Bu ne ulan! Sana ‘John Küba’da’ diye tablo yap dedik sen bir adamla bir kadını yatakta çizmişsin. Kim ulan bu kadın?”
-“John’un karısı...”
-“Peki ya adam?”
-“John’un uşağı...”
-“Eee John nerde?”
-“John Küba’da...”
 
***
NE YÜZLE?
Temel, televizyonda Türk filmi izlerken telefon acı acı çalmış.
Telefona bakan Fadime, kısa bir görüşmeden sonra telefonu kapatıp Temel’e seslenmiş:
-“Cemal’'in karısı ölmüş. Seni cenazeye çağırıyor.”
Temel üzgün bir ifadeyle:
-“Bu sefer gitmem.”
-“Olur mu Temel? O senin en iyi arkadaşın.”
Temel biraz düşünmüş ve demiş ki:
-“Adam, üçüncü kez karısının cenazesine çağırıyor Fadime. Ben onu bir kez davet edemedim. Ne yüzle cenazeye gideceğim...”
 
***
NE İŞ YAPIYORSUN?
Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girerek tezgâhtara yaklaşmış.
Hafif içkili bir sarhoşun yanına çökmüş.
Oradan buradan konuşurlarken sormuş:
-“Böyle her gün içmek için ne kadar kazanıyorsun?”
Sarhoş:
-“Günde 2 bin lira.”
-“Peki, kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?”
Sarhoş:
-“4 bin lira.”
-“Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?”
-“O zaman 5 bin liraya para demem.”
Diktatör kızar:
-“Bu ne biçim iş? Köküne kadar sıkarsak?”
-“O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım.”
Diktatör şaşırmıştır.
Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir. Sorar:
-“Şeytan mısın, nesin. Ne iş yapıyorsun?”
-“Mezarcıyım!”
 
***
PİLİÇ!
Adam bara gitmiş tam arkasında bir devekuşu…
-“Bir bira..!” demiş adam.
-“Ben de..!” demiş devekuşu.
Barmen servisi yapmış, “Hesap üç dolar kırk iki cent!” demiş…
Adam elini cebine sokmuş bir avuç para çıkarıp bara koymuş. Saymış barmen. Kuruşu kuruşuna 3 dolar 42 cent !
Ertesi gün
-“Viski!” demiş adam.
-“Ben de!” demiş, devekuşu.
-“Yedi dolar ondört cent!” demiş Barmen.
Yine elini cebine atmış adam.
Pat!
Çıkartmış parayı.
Tamtamına 7 dolar 14 cent.
Günlerce devam etmiş bara gelişler.
İçki.
Aynısı devekuşuna.
Aynen cepten para.
Merak etmiş barmen sonunda.
-“Kuzum nedir bunlar... Parayı saymadan tamtamına çıkarıyorsun cebinden...”
-“Ben sihirli bir lamba buldum. Cebimden para hiç eksilmesin dilemiştim… Bir bardak bir şey veya bir Rolls Royce almaya kalksam cebimde kuruşu kuruşuna parasını buluyorum..!”
-“Peki… Peki bu devekuşu?” diye sormuş Barmen..
-“Haa o mu? Bir de benimle aynı zevkleri paylaşan uzun bacaklı bir piliç dilemiştim..! Cin yanlış anladı…”
 
***
AT İLE!
Üç Karadenizli bir aksam meyhanede acayip dertli bir şekilde kafa çekiyorlar.
Kafalar kıyaklaşınca İdris başlıyor;
-“Karım nasıl beni aldatır? Hem de bir yazarla?” diye söylenmeye.
“Nereden anladın bir yazarla aldattığını?” diye sorar diğerleri.
-“Nereden olacak bir akşam eve geldiğimde yatağın altında bir roman buldum” der.
Biraz sonra Dursun bir ‘of’ çeker ve o da başlar derdini anlatmaya;
-“Benim karı da beni bir aşçı ile aldatıyor…”
“Nasıl anladın?” diye sorunca diğerleri.
Dursun;
-“Geçen gün gündüz vakti eve geldiğimde bizim yatağın altında bir kepçe buldum” der.
Bunları dinleyen bizim Temel öyle bir ‘of’ çeker ki masayı titretir.
“Hayrola?” der diğerleri.
Temel:
-“Sormayın arkadaşlar sizi dinleyince benim derdim on kat daha arttı” der.
Diğerleri buna bir anlam veremez ve “Nasıl yani?” diye sorarlar.
Temel;
-“Uzun zamandır bizim karıdan şüpheleniyordum. Geçen gün gündüz vakti eve bir baskın yapayım dedim. Bi baktım yatağın altında bir jokey var. Demek ki bu karı beni bir at ile aldatıyor…”
 
***
ANNE-KIZ!
Adam gece kasabanın oteline yerleşmiş ve bir duş alıp hemen bara inmiş.
Bakmış 50-55 yaşlarında bir hatun.
Yaşlıca, ama fena değil.
Yanaşmış.
Bir kaç dubleden sonra hatun olmuş bir ilahe.
Samimi olup işi ilerletince, odaya çıkmışlar. Kadın bu durumdan çok memnun vaziyette sormuş;
-“Seni ödüllendirmem gerek. Hiç anne kız birlikte yattın mı?”
-“Hayır…” demiş adam heyecanlanarak.
-“İster misin peki?”
-“Bayılırım” demiş adam.
-“Gel o zaman bize gidelim...” demiş kadın ve yola çıkmışlar.
Az sonra kasabanın sonunda tek katlı bir eve varmışlar.
Kadın önden girmiş bahçeye...
Kapıyı açmış. Karanlıkta içeri seslenmiş;
-“Anne! Anneciğim sana bir sürprizim var... Uyumadın değil mi?”
 
***
SU VAR!
Kadın kocasına;
-“Araba çalışmıyor şekerim"
-“Neden?”
-“Karbüratöründe su var, belki onun için...”
-“Karbüratörde suyun işi ne karıcığım? Başka sebepten çalışmıyordur.”
-“Hayır karbüratörde su var...”
-“Ver şu anahtarları gidip bakayım... Nerede otomobil?”
-“Göldeee!..”
 
***
ÖYLE BİRİ VAR!
Bir bankaya gece bekçisi alınacaktı.
Odaya ilk giren, ufak tefek bir adamdı.
Banka müdürü, gece bekçiliğinin ne kadar önemli bir görev olduğunu anlatmak istedi:
-“Bak oğlum... Bizim gece bekçiliği başka işlere benzemez. Koşulları çok ağırdır. Bizde gece bekçiliği yapacak kişi hiç uyumayacaktır. Herkesten, her şeyden kuşkulanacaktır. Bu yüzden bir dakikasını bile huzur içinde geçirmeyecek, her duyduğu sözü araştıracaktır. Aşırı bir duyma ve görme yeteneğine sahip olacak, uzağında, yakınında ne olup biterse hepsini duyacak, görecektir. Gerektiğinde kavgacı, gürültücü, etrafını ürkütücü olacak, hatta gerektiğinde göze göz, dişe diş kavga etmekten bile çekinmeyecektir.” dedi.
Bunları dinleyen adam, “Ben adaylığımı geri alıyorum. Ama sizin bu tarifinize tıpatıp uygun birini getirebilirim.” dedi ve çıkıp gitti...
Yarım saat sonra döndüğünde, yanında karısını getirmişti.
 
***
BÖYLE DAVRANMA
Eve zamanından erken dönen adam karısını yatakta en iyi arkadaşlarından biri ile yakalar.
Hiç bozuntuya vermeden ve soğukkanlılıkla silahını çeker ve arkadaşını vurur.
Kadın yatakta şöyle doğrulur:
-“Bak bu şekilde davranmaya devam edersen hiç arkadaşın kalmayacak.”
 
***
SICAK KELİME
Kadın kocasına:
-“Uzun zamandan beri bana sıcak bir kelime söylemedin.”
-“Cehennemde yanasın.”
 
***
YARIM SAATTE?
Adamın karısı normalde telefonu eline aldı mı 2-3 saatten önce bırakmazmış.
Bir akşam yine telefon çalmış, kadın gidip açmış ama bu kez sadece yarım saat konuşmuş.
Adam şaşırmış:
-“Hayrola hanım? Sen 2 saatten az konuşmazdın, bugün anlatacakların yarım saatte nasıl bitti?”
Karısı cevap vermiş:
-“Yanlış numaraydı!..”
 
***
ARILAR VE KUŞLAR
Kadın kocasına:
-“Bizim oğlan büyüdü artık. Ona bazı şeyleri anlatmalısın. Bu senin görevin.”
-“Yahu, ben nasıl anlatayım, utanırım.”
-“Kolayı var, bu işin arılar ve kuşlarda da aynı olduğunu söylersin.”
Adam, oğlunu yanına çağırır ve anlatmaya başlar:
-“Bak oğlum, geçenlerde annenle kavga etmiştim ya, annen eşyalarını toplayıp annesine gitmişti.”
-“Evet, baba, hatırladım.”
-“O gün bu olayı kutlamak için seninle birlikte gece kulübüne gittik. İçerken iki bayanla tanıştık. İşi ilerlettik.”
-“Evet, baba, hatırladım.”
-“Sonra bayanları kulüpten çıkartıp bir otele götürdük. Sen seninkini, ben benimkini alıp odalarımıza çekildik.”
-“Evet, baba, hatırladım.”
-“Hah, işte bu iş arılarda ve kuşlarda da böyledir.”