İktidar sahipleri sadece karalama politikaları gütmeye başladı. Muhalefeti karalamaktan öte bir söylemleri eleştirileri bulunmuyor.

Çünkü ne yaptıklarını memleketi nereye götürdüklerini bilmiyorlar. Yandaşları zengin etmekten Türk Çiftçisini perişan etmekten öteye geçmeyen politikalarını sürdürmek istiyorlar.
Geçenlerde yapılan bir toplantıda Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni için “Öyle abuk sabuk şeyler yazmışlar ki, Allah’tan korkun” diyen Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Ürünlerin fiyatını önceden açıklayacağız’ diyor. Ekmediğiniz veya ekip de nasıl olacağını, hangi maliyet unsurlarıyla karşılaşacağınızı bilmediğiniz ürünlere nasıl fiyat vereceksiniz? Bir akıl tutulması ve bu şekilde çalakalem yazılmış” ifadelerini kullandı.
Ürün fiyatlarının ekimden önce belirlenmesi çiftçinin önünü görmesini sağlar. Devlet de üretim politikalarını ve yönlendirmelerini daha verimli hale getirir. Kendi yaptıkları gibi harmanda üreticiyi zarar ettirip yaptığı işe küfür ettirmez. Bundan daha akıllıca bir politika olabilir mi? Elbette hayır.
Bakın Sayın Bakan yine konuşmasının bir yerinde ‘Bu ülke serbest piyasa ekonomisine geçmiş ve bu ülkede taban fiyattan söz ediyor. Taban fiyat mı kaldı? Bu fiyatın adı müdahale fiyatıdır. Taban fiyat denilen şey, karma ekonomik modellerde olur. Artık Türkiye bunları terk etti’ şeklinde görüşlerini beyan ediyor.
Bu memleket paramız var ki alıyoruz diyen bakanlar gördü. Kişi başına et tüketimi arttı diye milyonlarca danayı memlekete dolduran iktidar sahipleri ve yandaşlar, Türk Çiftçisine sağdığı, gül gibi baktığı, isim koyduğu ineğini kestirdi. Gıda üretimi stratejiktir. Ne yazık ki iktidar sahipleri TMO ve ESK eliyle Türk Çiftçisi perişan etti.
Sayın Bakan Millet İttifakını yerli ve milli olmamakla suçluyor. Memleketi 120’nin üzerinde bitkisel ve hayvansal ürün ithal eder hale getirdiklerini unutmuş olmalı. Yeni atandığı günlerde Güney Amerika’dan karkas bağlantısı yaptıklarını söyleyince Cumhurbaşkanından ‘bırak karkası markası’ fırçasını da unutmuş demek ki. Gözü sürekli dışarıdan bir şeyler getirme düşüncesinde olan bir zihniyet, Millet İttifakının gıda güvenliğini tesis etme modelini nasıl eleştirebilir. Ancak abuk subuk şeyler deyip geçiştirebilir. Memleketi, buğdayda, arpada ette, mercimekte, nohutta, şekerde mutlak dışa bağımlı hale getiren politikaların sahipleri yerli ve milli olmaktan bahsetmemeli. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz atasözü boşuna söylenmemiştir.
Kişinin yaptığı icraatın yerli ve milli olması gerekir. Şeker fabrikalarını peynir ekmek gibi satan zihniyet geçen sene yarım milyon tondan fazla çeker ithal etti. Ne denir ki? Allah’tan korkun.
Şeker ihraç ettik dese, buğday ithalatını azalttık dese öp başına koy.
Tarım ve Orman Bakanının geçenlerde yaptığı toplantıda yerli ve millikle ilgili örneği de savunma sanayisindendi ne yazık ki. Gönül ister ki kendi yerli ve milli icraatlarından örnek versin. Millet İttifakının gıda güvenliğini tesis etmede uygulayacağı politikayı akıllıca eleştirsin. Eleştirilecek yanını bulamaz. Kendi icraatları ortada çünkü. Türk tarımını dışa bağlı hale getirdi. Türk Parası pul olunca da dünyada gıda fiyatları düşerken, memlekette rekor üstüne rekor kırıyor.