Adalet kelimesi insanoğlunun varlığından bu yana, kulağa hoş gelen bir kelimedir.

Sadece olgu olarak değil, ruhen de insanı rahatlatır.
Duyunca insanın tüyleri ürperir, insan olduğunu fark edersin.
İçindeki sıkıntı biter, rahat bir nefes alırsın.
Zira sonucunda “Ferahlık” vardır.
.
Adaletsiz bir toplum sıkıntılı olup, gerginlik konusunda ön sıralarda yer alır.
Toplum birbirini yemek için bahane arar.
.
Siyasetçiler bu gerginlikten faydalanabilirler,
Kamplaşma,
Bölme,
Parçalama işlerine gelir.
.
Sürekli birilerini teröristlikle suçlama,
Vatan hainliği ile yaftalama,
Beceriksizlik konusunda iftira atma işleriyle uğraşırlar.
.
Bu taraflarını keskinleştirme ve ne yaparsa yapsın seçmenini arkasından ayırmama taktiğidir.
.
Tüm bunları durduracak tek şey vardır;
Adalet ve
Liyakat…
.
CHP Çanakkale Milletvekili ve Hukuk İşlerinden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, yaptığı söyleşide iktidara geldiklerinde yapacakları işi şöyle anlatmış:
“Helalleşme ayrı hesaplaşma ayrı… 128 milyar dolar nerede herkes öğrenecek,
Türk Telekom dosyası incelenecek,
Kur Korumalı Mevduatlar incelenecek,
Londra tahkim davaları incelenecek.
Kim olursa olsun adil muamele edilecek. Sözcü davası gibi tümü kurguya dayalı kumpas davalarının dosyaları hepsi yargılanmanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülecek.
Basın özgür değilse toplumda özgür değildir.
Bu davalar yıllarca da sürmeyecek, hukuki alt yapımız hazır.”
.
Okudukça içim açıldı.
İnsan bir hoş oluyor.
.
Tüm bunları anlatanın CHP’li, MHP’li, AKP’li veya İYİ Partili olması gerekmiyor.
İnsan olması ve hukuka inanması yeterli.
Sadece “Hukuk” dan bahsedilmesi gerekiyor.
Mecazi anlamı “Vicdan” olan adaletin sağlanacağından emin olmak istiyor insan.
.
Erkek’in açıklamalarını “Keşke” diyerek okumaya devam ediyorum anlattıklarını.
.
“Önümüzdeki ilk seçim referandum niteliğinde olacak.
Seçmen sandığa giderken vicdanında muhakeme yaparak bu sistem devam etsin mi etmesin mi karar verecek.
Otoriter bir sistemden yana olanlar değil demokrasiden yana olanlar kazanacak. Bu nedenle tarihi bir seçim olacak…”
.
Sistemler iyi kullanıldığında zaten bir problem yok.
Ancak şahsiyete döküldüğünde “Ne olmaması gerektiği” ortaya çıkıyor.
Belki de biz bu sistemde, hem ekonomik olarak hem de iç siyaset olarak yaşayabileceğimiz en kötü örnekleri gördük ve “Olmaz” demek zorunda kaldık.
.
Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yediği gibi, biz de “Aman aman parlamenter sistem olsun, çamurdan olsun” şekline dönüştük.
.
Zaten Muharrem Erkek’te söylüyor aynısını:
“Anayasa değişiklik tekliflerinin hepsi tamamlandı.
Orada çok yeni şeyler var. ‘Yapıcı ve kurucu güvensizlik oyu’ gibi.
Kurulları, kurumları ve kadroları güçlendiriyoruz.
İçtüzük değişikliği,
Siyasi Partiler Kanunu,
Seçim Kanunu,
Siyasi Ahlak Kanunu hepsi hazır.
Bütün bunları yaptığımız zaman AKP'liler de 85 milyon da mutlu olacak…”
.
Anketlerde çıkan sonuca göre zaten ülkenin yüzde 60’ı bu sistemi pek benimsemedi.
Başkanlık sistemi bünyeye uymadı.
İnsanların ceplerinin boşaldığı bu sistemde yürümenin bir anlamının olmadığı artık meydanlarda haykırılmaya başlandı.
.
AKP iktidara gelmeden önceki propagandası şöyleydi:
“Kamuda israf son bulacak!
Makam arabaları satılacak!
Lojmanlar satılacak!
Kamuya ait tatil siteleri halka açılacak…!”
.
Şimdi ne oldu?
.
Aman ne olacak?
Olan oldu.
Verilen sözler unutuldu gitti.
.
Elbette halk bunu unutmadığından, anketlere yansıttı.
.
Şimdi Muharrem Erkek ne diyor ona bakalım:
“İlk çıkarılacak genelge, israf ile ilgili olacak.
Kamuda israf, araç, uçak saltanatı bitecek.
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı sağlanacak.
Güçlü kurumlar güçlü kurallar ve güçlü kadrolar olacak…”
.
Dön başa olacak.
.
AKP’nin vaatlerle teslim alıp, tekrar eski haline getirdiğini Türkiye’yi bu sefer CHP-İYİ Parti düzeltmeye çalışacak.
.
En azından kulağa hoş geliyor.
.
Muharrem Erkek iktidara geldiklerinde ilk yapacakları işi anlatmış:
“Bir hafta içinde Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanının imzalayacağı ilk kararname Stratejik Planlama Teşkilatı kararnamesi olacak.
Orada Türkiye'nin liyakatli kadroları yer alacak. Tarımda, sanayide, eğitimde planlama yapılacak…”
.
Hani Kur’an okunurken, mevlit okunurken dinleyicilerden biri kendinden geçip “Allah!” diye bağırır ya, Erkek’in anlattıklarını okuyunca insanın içinden “Allah!” diye bağırası geliyor.
.
Devam ediyor Erkek;
“İlk çıkaracağımız yasa Siyasi Ahlak Yasası olacak.
O da hazır.
Siyasette yozlaşma, çürüme çok büyük. Siyaset zenginleşme yeri değil.
Milletvekili iş takibi, ihale takibi yapmayacak. 
Siyasetin etik kodlarını belirleyeceğiz.
Her şey şeffaf olacak ve herkes hesap verecek…”
.
Anlatılanlar çok hoş.
Çok güzel.
Belli ki bunlar seçim meydanlarında propaganda olarak anlatılacak, insanları ruhu okşanacak ve oy istenecek.
.
Tutar mı?
Tutar.
Ama insanımız önce “Cebime ne gelecek?” diye bakar haberiniz olsun.
Zira “Aç insanın sistemi olmaz…”
.
O sebeple CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün yaptığı konuşmada şu vaadi açıkladı:
“Çiftçiye mazotu ÖTV’siz, KDV’siz vereceğiz…”
“Köylerde gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Gençler ve kadınlar tarlada çalışacaklar, primlerini devlet ödeyecek, zamanı gelince de emeklilik haklarına kavuşmuş olacaklar.”
.
Güzel…
Köylünün köye dönme projesine katkı sağlar en azından.
.
Peki;
“AKP bu anlatılanların üzerine seçim meydanlarında ne diyecek acaba?” diye aklınıza bir soru gelebilir.
.
Ben yazayım:
“Bunlar terörist,
Bunlar Fetö’cü,
Bunlar bölücü…
“Bunlar HDP ile yanyana…”
.
Vatandaş yer mi?
Göreceğiz…
 
***
EKONOMİ
Ekonomi her kesimin önemle takip ettiği şey.
“Beni ilgilendirmez” diyenini görmedim.
Çünkü ucunda “paranın değeri” var.
.
Ekonomiyi yönetmek ayrı bir bilim dalı.
Tecrübelere dayanarak konmuş birçok kuralı var. Hiç kimse kafasına göre “Bana ne, benim kuralım ayrı” diyemez.
Derse?
Sonuç bellidir.
“Titanik gibi” batılır…
.
Mesela;
AKP iktidara geldiğinde dolar 1.61 lira ederken, 20 sene tek başına yönettiği Türkiye’de dolar 18 lira olmuşsa bunu dış mihraklara bağlamak ayıp olur.
.
2002’de asgari ücretle 15 çeyrek altın alınırken 20 yıl sonra sadece 4 tane alınabiliyorsa ekonomi kuralı pek işletilememiş demektir.
.
Son iki haftada üç kez zamlanan motorine bu gece bir zam daha geliyor.
Olsun.
Yeni ekonominin getirdikleri bunlar.
.
Peki şu enflasyon konusunda Dünya sıralaması nasıl acaba?
.
Misal Venezuela petrolü olduğundan ihracatı artırınca Dünya birinciliğinden aşağıya doğru düştü.
.
Peki biz?
.
İşte sonuçlar:
Zimbabve, yüzde 257’lik enflasyonla ilk sırada.
İkinci sırada yüzde 168’lik oranla Lübnan var.
.
Üçüncülük Yüzde 149’luk enflasyonla Sudan’ın.
.
Dördüncü sırada komşumuz Suriye var.
Enflasyonu yüzde 139
.
Beşinci, birincilikten düşen Venezuela’nın.
.
Bilin bakalım altıncı sırada kim var?
.
Bildiniz.
Yeni ekonomi modeli uygulayan ve yazılmış kitaplarla yönetilen Türkiye altıncı sırada.
Enflasyon oranımız ise: Yüzde 79,6.
Tabi bu TUİK rakamları.
Unutmayın…