Ne ayrıntıcı milletiz vesselam.

Geçtiğimiz günlerde toplanan parti liderlerinin “Nerede, Nasıl, Ne Zaman, Niçin, Hangi Masaya, Niye?” oturdukları konuşuldu durdu.
.
İktidar yanlısı medyanın oldukça ilgi gösterdiği bu sorular Türkiye’nin geleceği için önemliymiş gibi.
.
Devlet Bahçeli ise masanın nasıl olduğu konusuna takmıştı.
Masa neden yuvarlaktı?
Partisinin grup toplantısında 6 lidere sert çıkan Devlet Bahçeli:
“Zillet ittifakı çürümüş ve çözülmüştür. Bölücülük ittifakıdır, PKK ittifakıdır, FETÖ ittifakıdır. Türkiye düşmanlarının ve HDP’nin gözetimi ve denetimi altındadır. 28 Şubat’a gün verilmesi tesadüf değildir” dedi.
.
Ne masaymış be!
“Zillet” dedi,
“Çürümüş” dedi,
“Bölücü” dedi,
“PKK” dedi.
“FETÖ” dedi,
“HDP” dedi,
“Türkiye düşmanları” dedi,
“28 Şubat” dedi.
Hepsini tek cümleye sığdırdı…
.
Sonra da ekledi:
“Biz Cumhur İttifakı’yız, masamız yuvarlak değil karedir…”
Kare olunca ne oluyorsa?
.
Toplantı öncesi polemik konusu olan “Liderlerin oturma düzeni nasıl olacak?” sorusuna Kemal Kılıçdaroğlu, “Hep birlikte bir yuvarlak masanın etrafında otururuz” yanıtını vermişti.
.
“Liderler yuvarlak bir masaya, eşit şartlarda oturacaktır” denildi.
.
Sonunda toplantı, “Çankaya Belediyesi’nin Ahlatlıbel Tesisi”nde yapıldı.
Ama bu sefer soru toplanılan yer ile ilgiliydi:
“Neden burada toplanılmıştı?”
.
Cevabı bir gazeteci kendi düşüncesine göre verdi:
“Birincisi; Ahlatlıbel tesisinin karşısında Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay vardır. 6 lider buluşmasında ele alınacak olan, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim’ toplantısı ile Türkiye'nin en yüksek iki yargı organına şu hukuki mesajı vermektedir;
Bağımsız ve Tarafsız Yargı…”
.
“İkincisi;
‘Çankaya’ mesajıdır.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devletin başı olan tüm Cumhurbaşkanları Çankaya Köşkü’nde ikamet etmişler ve faaliyette bulunmuşlardır…
‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’ ile oluşacak yeni anayasada tarafsız Cumhurbaşkanı’nın mekânına ilişkin şu siyasi mesajı vermektedir;
Saray değil Çankaya Köşkü...”
.
Kısaca,
Toplansan bir türlü,
Toplanmasan bir türlü…
 
***
BEĞENMEMİŞ
Geçen hafta bir gazeteci öldürüldü.
Meslektaşımızın tek derdi:
Fikrini söylemek,
Haber yapmak.
.
“Ses Kocaeli” adlı haber sitesinin sahibi Güngör Arslan silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
.
Cinayetin ardından gözaltına alınan şüpheli şahıs R.Ö. ilk ifadesinde, yazısını beğenmediği için Arslan’ı öldürdüğünü iddia ettiği öğrenilmiş.
.
Evrensel’in aktardığına göre ise,
R.Ö. kendisine “Seni çok rahat ettireceğiz” diyen kişilerin talimatıyla cinayeti işlemiş…
.
Göğsüne ve sağ bacağına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Güngör Arslan, Kocaeli Devlet Hastanesi’ne götürülmesine rağmen tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
.
2 çocuk babası, 60 yaşındaki Arslan toprağa verilirken tüm yakınları, meslektaşları gözyaşlarına boğuldu.
.
DHA’nın aktardığına göre R.Ö. ilk ifadesinde, “Yazısını beğenmediği için olayı gerçekleştirdiğini” söylemiş.
.
Düşünün her gün “Gazete okuyan” birisi, cinayet işliyor.
Mümkün mü?
.
Bahanesi şu:
“Yazısını beğenmedim…”
Hangi yazısıysa artık?
Sormak lazım kendisine:
“Acaba yazıyı anladı mı?”
.
Bu arada,
Demek ki bizler de her an tehlikedeyiz?
Birileri yazımızı okuyup, beğenmeyince saldırıya uğrayabiliriz.
.
Gazeteci kardeşimiz rahmetli Cemal Oral da saldırıya uğramıştı.
Failleri bulunmadığından, dışarıda gezen bu saldırganlar biz gazeteciler için hala tehdit oluşturuyor demektir...
.
Güngör Aslan’a Allah’tan rahmet dilerken, bu tip olayların tekrarlanmamasını dilerim…
 
***
HELE BİR DURUN, BEKLEYİN
Geçtiğimiz Cuma günü köşe yazımda şöyle demişim:
“Hiç kimsenin yapıma karşı çıkmadığı ancak garanti geçiş sayısı ile verildiği ihale şekline karşı çıktığı 1915 Çanakkale Köprüsü, 26 Şubat’ta açılacakmış.
Neden 20 gün daha beklenip 18 Mart’ta açılmıyor?
Mantıklı bir cevap bulan varsa beri gelsin.
“1915” ismini taşıyacak olan bir köprü, “Neden kendisinin adını aldığı bir tarihte açılmaz?”
.
İnanın yorulduk.
Yapılanlara “soru sormaktan”,
“Sorgulamaktan”,
“Anlamaya çalışmaktan”,
“Yok artık” demekten,
Bıktık be kardeşim…!
.
Bozuk saat bile 24 saatte 2 kere doğruyu gösterirken hem de…
.
“Elektriği Avrupa’dan daha ucuza kullanıyoruz” diyorlar da,
“Avrupa’nın aldığı asgari ücreti” söylemeyi unutuyorlar…
.
“İhracat arttı” diyorlar da,
“İthalattan” bahsetmiyorlar.
.
“Merkez Bankasındaki parayı” övünerek söylüyorlar da,
“Ödenecek borçları” söylemiyorlar,
.
Şimdilerde perişan haldeki dinazorlarıyla ünlü “AnkaPark’ın 801 milyon dolara yapıldığını” övünerek söylüyorlar da,
Tekel’in onlarca fabrikası, arazileri ve mallarıyla birlikte sadece “292 Milyon dolara sattıklarını” unutturuyorlar...
.
“Dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsünü yaptık” diye övünüyorlar da,
“Günlük 45 bin araç geçiş garantisi verdiklerini” söylemiyorlar.
.
“Afyon Havaalanı’nı övünerek “İhale ettiklerini” de söylemişlerdi,
“Havaalanını yapan şirkete 1 milyon yolcu garantisi verdiklerini, geçen yıl sadece 16 bin 645 yolcunun bu havaalanını kullandığını ve devletin bu şirkete milyarlarca para ödediğini” nedense söylemiyorlar…
.
Ben de o kadar sorulacak şey varken kalkmış:
“Köprü neden 26 Şubat’ta açılıyor” diye soruyorum.
Safım herhalde…”
.
Yazım sonrası duyduk ki köprünün açılış tarihi 18 Mart olarak değiştirilmiş.
Sebebi?
“Halkın yoğun isteği…”
.
Şimdi yine soruyorum:
“Ben halk olduğuma göre benim isteğim mi geçerli oldu?”
Eğer öyle bir şeyse, aklın yolu birdir.
.
Zaten başından bu 26 Şubat kararı verilirken neden birileri “Sayın Erdoğan bu yanlış, doğru olanı 18 Mart’tır demedi?”
Yoksa diyemedi mi?
.
Pazar günü Biga tarafından Lâpseki’ye giriyorum.
İki tane pankart vardı yollara asılmış:
“Köprümüz 26 Şubatta açılıyor…”
(Gibi bir şey)
.
Eee?
Ne oldu şimdi?
Onca masraf?
.
Köprü 18 Mart’ta açılacakmış.
Haydi kollara kuvvet.
Pankartlar sökülsün,
Yenileri asılsın.
.
Siz hala alışamadınız mı?
Bir bekleyin, her şey değişebilir bu ülkede.
Acele etmeyin hele bir durun…
 
***
BURAYA KADAR GELDİ
Türkiye’de 2021 enflasyon rakamı geçtiğimiz Aralık ayında açıkladı.
Bu rakam: 36.08’di.
.
Şimdi size bir matematik sorusu soruyorum:
Enflasyon rakamı buysa Türkiye’de fiyatlar ne kadar artmıştır?
.
AK Partiliye göre:
Normal bir artış
Muhalefete göre:
Uçmuşuz.
.
Bakın hesap nasıl yapılıyormuş?
.
Bunu bize, AK Parti Grup Başkanvekili Av. Muhammet Emin Akbaşoğlu öğretiyor.
.
Nasıl mı?
.
Kübra Par ile “Açık ve Net” programına çıkan Emin Akbaşoğlu, “Türkiye’de ekonomik krizin küresel nedenlerinin olduğunu” anlatarak bu düşüncesini “Avrupa’da artan enflasyon oranlarıyla” desteklemek istedi ve şöyle dedi:
“Fransa’da 150 Euroya yapılan alışveriş, yüzde 7’lere varan enflasyon sebebiyle artık 750 Euro. Yüzde 7 yani 7 kat…”
.
Sunucu Kübra Par dilinin sürçtüğünü sanarak, “Yüzde 6-7 artıyorsa 6-7 kat artmış olmaz ama” diyerek düzeltmek istedi ve uyardı.
.
Ama AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu söyleminde ısrar etti.
.
Kübra Par dayanamadı ve:
“Bu sözler sosyal medyaya düşer o yüzden uyarmak istedim” dedi.
.
Şimdi yukardaki sorunun cevabı şu:
Türkiye’de enflasyon 36.08 ise,
Fiyatlar 36 kat artmıştır.
Ekonomi bilenlere duyurulur.
.
Ayrıca bu hesabı ben yapmadım,
AK Parti Grup Başkanvekili yaptı.
.
Ve sonunda sosyal medyaya düştü ve hatta benim köşeye kadar geldi…