Şu virüs bizlere çok şey öğretti aslında.

Zira ortaya çıkmadan önce kâhinin biri şöyle deseydi:
“Çin’den ortaya çıkacak bir virüs dünyayı kasıp kavuracak. Ölümler olacak ve dünya bundan kurtulmak için en az 4 sene uğraşacak…”
.
İnanan olur muydu sizce?
.
“Mars’a gidilen bu teknolojiyle değil virüs, feriştahı gelse böyle bir şey olmaz…” diye cevap verilirdi…
.
Peki gerçek ne?
.
Ortada…
Ay’a ayak basmış,
Mars’a robot indirmiş,
Uzayda göktaşı kovalayan,
Uzaya turist gönderen ve
Teknolojileri ile övünen bir dünya ve
Minnacık bir virüs karşısında çuvallayan başka bir dünya var.
.
Bir aşıyı bile senesinde ortaya ancak koyabildik.
.
Belki de bu bize:
“Hazır olmazsanız yanarsınız” uyarısıydı.
.
İnsanoğlu olarak bu salgından ders çıkarmalı ve gelebilecek başka virüslere de hazırlıklı olmalıyız.
.
Aynı gemide olduğumuzu da unutmamalıyız.
Zira aşılanmayanlar olduğu müddetçe, aşılanmanın bir faydası yok.
Bunu çok net anladık.
.
Belki de tüm dünyanın ihtiyacını karşılayacak bir aşı merkezi oluşturmak ve yatırımları buna göre yapma zamanı da gelmiş de geçiyordur.
.
Keşke silahlara ayrılan bütçeler sağlığa ayrılsa…
 
***
NE KADAR KÖFTE
Lokanta ve kafelerde ısınma ve menülerde meydana gelen artışlar müşterileri olumsuz etkiliyor tabi.
.
Ama işletmeci de bedavacılardan yakınıyor.
.
Misal, çoğu yerde belli bir saatten sonra sıcak içecek servisi yok.
Sebebi gençlerin, bir çay içerek gününü orada geçirmesi.
.
İşletmeci kar amaçlı işyeri açtığından masada yer kaplayan bu “Beleşçi” tabir edilen müşteriyi pek sevmiyor.
.
Gençliğimizde 1 kola, 2 pipet istediğimizi hatırlar gibiyim.
Beleşçiliğin doruk noktasıydı yani.
.
Ayrıca mecburen yakılan elektriğin, bu faturalarla karşılanması da mümkün değil.
Faturalar işletmecinin canını alıyor.
.
Benim bu konuda bazı önerilerim var:
Masa yanına konacak “UFO” tabir edilen ısıtıcılar jetonlu olsun.
Her saat başı içine atılacak jetonla çalışsın, isteyen sıcak, isteyen soğuk yerde otursun.
.
Yemek yiyenlere 2 saatlik bedava jeton verilsin, ondan sonrası parayla olsun.
.
Böylelikle işletmelerde, “Ne kadar köfte, o kadar elektrik” uygulaması başlatılsın…
 
***
KÖPRÜ GEÇİŞİNDE İNDİRİM
Günde 45 bin araç geçiş garantisi verilen 1915 Çanakkale Köprüsü hazırmış.
.
İyi de bakalım biz hazır mıyız?
.
15 Euro+KDV olarak açıklanan fiyata ve gittikçe artan döviz karşısında bırakın üzerinden geçmeyi, altından bile geçilmeyecek durumda.
.
Ancak Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, “Bakanlığın geçiş ücretleri üzerinde çalıştığını ve sözleşmede belirlenen 15 Euro’dan daha az bir fiyatla köprü geçişinin sağlanacağını” belirtmiş.
.
İşte bu iyi haber.
.
Ama Özdemir bunu şöyle açıklıyor:
“Diyelim ki, 15 Euro yerine 10 Euro yapacak. Ondan sonraki sene bize o aradaki farkı da ödüyor…”
.
Ebru Özdemir şu noktaya dikkat çekmiş:
“Proje için ortaklar 900 milyon Euro sermaye koydu. 2.2 milyar Euro ise bankalardan kredi olarak kullanıldı. Pandemi ve benzeri ek maliyetlerden dolayı ortaklarca 300 milyon Euro daha ilave eklendi. İşletme süresince yani 11 yılın sonunda kâr getirmeyen başa baş bir yatırım olacak…”
 
***
YAŞLILIK NEDİR?
Cicero’ya yaşlılığında sorulmuş:
“Üstad, yeniden gençliğe dönmek ister miydiniz?”
Verdiği yanıt şöyle olmuş:
“Yarışı birinci bitiren bir at, neden bir daha başlangıç çizgisine dönmek istesin ki…”
.
Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.
Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.
.
İnsan kendine olan güveni kadar genç,
Kuşkusu kadar yaşlı,
Cesareti kadar genç,
Korkuları kadar yaşlı,
Umudu kadar genç,
Bezginliği kadar yaşlıdır.
.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz.
İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, 
Neşe duydukça,
Güzellikleri fark ettikçe,
Beyni yeni şeyler keşfettikçe herkes gençtir.
.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar,
Halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan, Yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.
(Alıntıdır)
 
***
HER ŞEY OLUR
Geçen yazmıştım:
“Tansu Çiller parti kuruyor” iddialarını.
Çiller’in avukatı da çıkan haberleri yalanlamıştı.
.
Ama Çanakkale’de duyuyorum ki, birilerine parti kurma konusunda teklifler gelmiş.
.
Yani işin doğru tarafı var gibi.
.
MAK Danışmanlık Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat anlatıyor:
“Eski DYP’li milletvekilleriyle konuştum, bu konuda kesin bilgi veriyorlar. Tansu Çiller Hanımefendi’nin önümüzdeki günlerde parti kurma hazırlığında olduğunu, bu konuda bir çalışma yürüttüklerini, Doğru Yol Partisi’nde siyaset yapmış olan bazı milletvekilleri bana da ifade ettiler.
Hatta bunun için il-ilçe teşkilatlarını kurma konusunda gayretleri olduğunu da söylediler.
Bazı yerlerde bu konuda gayri resmi olarak şimdilik il-ilçe örgütleri olacak kişileri tespit ettiklerini, Türkiye genelinde sahada çalışmalar yapan eski milletvekilleri olduğunu bizzat bana anlatan birden fazla eski milletvekili oldu.”
.
Kulat’ın söylemi de beni doğruluyor böylece.
.
Peki neden parti?
.
Kulat kendisine sorulan bir soruya cevap verirken şunları söylemiş:
“AK Parti, 24 Haziran seçimlerinde yüzde 42.5 oy almıştı. O oy oranı şu anda yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında yüzde 30-32 bandına inmiş durumda. Bunun anlamı şu;
AK Parti 10-12 puan kaybetmiş durumda. Bu kaybettiği 10-12 puanlık oyun yaklaşık yarısı İYİ Parti’ye gitmiş görünüyor.
İYİ Parti, gittikçe merkez sağa yerleşti.
Geri kalan 5 puanlık bir oy da DEVA Partisi ve Gelecek Partisi arasında paylaşılmış durumda.
Bu arada MHP yüzde 11.5'luk bir oy oranından yüzde 7 puanlara inmiş durumda, ondan da birazını İYİ Parti, birazını da yine bu partiler veya yeni kurulan başka partiler alıyorlar.
Dolayısıyla artık AK Parti ve MHP’nin toplamı yüzde 40 bandının altında, üstüne BBP’yi bile ekleseniz bu oran değişmiyor.”
.
Bu söylemden de anlaşılacağı üzere Cumhur İttifakı, Merkez sağın oylarının peşinde.
.
Merkez sağa oturan İYİ Parti dengeleri oldukça bozuyor onlara göre.
.
Öyleyse yapılacak tek hamle var:
“Merkez sağda bir parti kurdurtmak.”
.
Bunu yapabilecek en güçlü kişi olarak kendileri ile hareket edebilecek “Çiller” var.
.
Olabilir.
Kimse buna itiraz etmez.
.
Ancak soru şu:
AK Parti içinden kaçan merkez sağ partili seçmen, oylarının AK Partiye gideceğini bile bile Çiller’in partisine oy verir mi?
.
Karşı tarafa, “Ne koparsam kardır” niyetiyle kurdurulacak bir parti, yarardan çok zarar getirir.
.
“Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmamak için” siyaset sahnesinde dikkatli adım atmak lazımdır.
.
Gazetelerdeki haberlere göre Devlet Bahçeli, bütün il başkanlarını topluyormuş.
.
Boşuna değil bu çaba.
Seçimle ilgili bir girişim olabilir.
Yoksa “Bayram değil, seyran değil enişte neden öpsün?” diye sorulabilir…
.
Önümüzde siyaset sahnesinde görebileceğimiz değişik günler olabilir.
.
Misal;
AK Parti-HDP,
İYİ Parti, MHP, Çiller, Saadet, DP,
CHP ve diğer sol partiler,
Hepsi ayrı ayrı ittifak da kurabilirler.
Bu varyasyonların sonu yok…
.
Kimse “Olmaz” demesin…
Bu ülkede her şey olur.