İktidar sahipleri algı yönetimi konusunda çok uzmanlar.

Eğitim seviyemizin ortaokul terk olduğu bilinciyle çok güzel boyama ve badanalama taktikleri geliştiriyorlar. Diploma sahibi olmanın da eğitimle ilgili olmadığını biliyorlar. İnsanın diploması olmasa da muhakemesi, vicdanı, kendi çapında bir düşüncesi olur. Nitekim yüksek diploması olanlar, benzin ve mazotun Avrupa’da daha pahalı olduğunu söyleyebiliyor savunabiliyorlar.
Aslında eski bir bakan milletimizi, kayınpederim aya dört şeritli yol yapacağız dese milletimiz inanır diyerek hem aşağılamış hem de durumunu özetlemişti.
İki sene öncesinde korona salgını dünyayı allak bullak ederken petrol fiyatları da tırmanışa geçmişti. Doğalgaz başta olmak üzere diğer petrol ürünlerin de fiyatı artıyordu. KDV’den ÖTV’den gitsin derken, onlar da kalmadı. Petrole bağlı olarak doğalgaz fiyatları da artıyordu.
Vaziyet kötüydü. Ama kurtarmak kolaydı. Bir iki kanal hariç bütün kanallarda canlı yayınlarla Karadeniz’de doğalgaz bulundu haberi geçildi. Memleketin üç beş senelik ihtiyacını karşılayacak kadar olan gaz milleti gaza getirmeye yetti de arttı bile. Oysa Türk Lirası değer kaybetmeye devam etmeseydi petrol fiyatlarının artması millete dokunmayacaktı.
Petrol fiyatları artmaya devam etti. Yedirecek KDV ve ÖTV de kalmayınca, aynı yerde yeni doğalgaz kaynakları bulundu. Tüm kanallarda canlı yayınlarla tarihi gün sloganlarıyla doğalgaz yakıldı. Millet bir daha gaza getirildi.
Daha öncesinde memleketin şeker fabrikaları arsa bedellerinin onda birine satılmıştı. Yine gübre fabrikaları da aynı akıbete uğramıştı. Yerli ve milli sloganı atanlar cumhuriyetin abidevi yerli ve milli tesislerini satmışlardı.
Her şey ithal olunca paranın değeri uçuverdi. Döviz ve altın fiyatları aldı başını gidiyor. Milletin gözlerinin içi karardı ama parayı yönetenler bak yeşil yeşil hikâyeleri anlatılıyor. Milletin tenceresi iki üç katına kaynıyor. Biçare durumu, en azından yandaşların ve nemelazımcıların hissetmemesi gerekiyor.
Ne yapılabilir? Çok basit. Oy kaybı da dikkate alınacak olursa muhalefete de giydirecek bir şeyler bulmak lazım. Hemen buldular. Bundan tam sekiz sene öncesinde Diyarbakır milletvekilinin terörist olan sevgilisiyle çekilmiş fotoğraflarını servis ediverdiler. Üstüne üstlük aklı yitikler bu resimler üzerinden Millet İttifakının iki ana partisine giydirmeye kalktılar. Ama aynı kurşunlar kendilerine dönünce, aynı yıllarda iktidar sahiplerinin yaptıkları, çadır mahkemeleri hatırlatılınca, teröristleri tanık yapıp fetocu savcılarla subayları yargıladıkları hatırlatılınca üstünü örtmek zorunda kaldılar. Verdikleri mehter çok işe yaramadı. Ne zamları, ne de hayat pahalılığını unutturdu. Çünkü zam yağmuru devam ediyor.
Milletin hassas olduğu terörle mücadele işinde fotoğraflar kendi aleyhlerine dönünce, yine milletin hassas olduğu bir konuda gündem oluşturmak lazımdı. Sezen Aksu’nun tam dört sene evvel yaptığı bir şarkıyı sürüverdiler. Aslında pek kimse de duymamış ama şarkı youtube kanallarında tıklanma rekoruna gidiyor. İşe yarayacak mı bilinmez ama yandaşlar nefes almıştır. En azından mazot, benzin ve LPG’ye gün aşırı gelen zamlar araya gider belki. Ver mehteri gitsin.