Uzun süredir Türkiye’nin gündeminde “Videolar” var.

Uzun süredir Türkiye’nin gündeminde “Videolar” var.
.
Yayınlayan belli.
Söyledikleriyle “Devlet hizmetinde” olduğunu belirtiyor.
“Biletim” diyor.
“Dönüş” diyor
“Nisan ayı” diyor.
“Mevcutlu olmaz” diyor.
“20 yıl yatırım yaptım” diyor.
.
Anlattıklarına inanması zor.
.
“Akıncıyız” diyor,
“Serdengeçti” diyor
“Delileriyiz” diyor
“Turan” diyor
.
Uğur Dündar diyor ki:
“Koskoca Türkiye’de elini taşın altına koyacak babayiğit bir savcı yok mu?”
.
Sayın Dündar!
Olaya el koymak, savcılık yapmak “Babayiğitlik mi oldu?”
.
Bu videoların Soylu’ya yapılan bir operasyon olduğundan bahsediliyor.
Diyelim “Yapıldı” ve o da gitti…
.
PKK’yı bitirecek,
Terörü bitirecek,
Süleyman Soylu’dan başka kimse yoksa zaten iş bitmiş demektir.
.
Demokrasilerde:
Birisinin suç işlediği ihbar edilmişse,
Kim olursa olsun,
Hesabını vermeli,
Kendisini yüce Türk mahkemeleri karşısında aklamalıdır.
Ama
Cezası varsa da çekmelidir.
.
Ortada bir operasyon varsa bunu ortaya çıkarmak da devletin asli görevidir...
.
Sadece ben ciddiye alıp izlememişim.
Hemen hemen her televizyonda bu konu var.
Sosyal medya ekranları bu yorumlarla dolu.
Nihayetinde ülkemizde sadece 25 milyon kişi izlemiş.
İhbar var mı?
Var…
Öyleyse araştırılmalı ve
Her şey (doğru ya da yanlış) ispatlanmalı.
..
Organize suç örgütlerinin devlet tarafından kullanılması projeleri eskiden beri var.
.
MİT tarafından eğitimlerden geçirildiklerini Susurluk’tan duymuştuk.
Derin devlet kısmı eskiden beri var.
.
Diyorlar ki:
“Bazı devletler terör, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu gibi bazı suçlarla mücadelede kanun çerçevesinde bazen operasyon yapması mümkün olmuyor.
Bunu, elindeki bazı ‘Sivil’ kişileri illegal olarak yapıyor...
Kullandığı bu kişilerin ve operasyonların maliyetli olması sebebiyle devlet bütçesine dokunmadan ‘para’ bulması gerekiyor. İşte bu parayı da ‘uyuşturucu’ sevkiyatından alıyor.”
.
“Bir devlet bunu nasıl yapar?” Diye sorarsanız şöyle cevaplıyorlar:
“Gelen para hayırlı iş için devlet yararına harcanıyor. Uyuşturucu ise dış memleketlere sevk ediliyor. Kısaca devlet kendi halkına zararlı olmuyor. Aksine bu operasyonlarla halkının güvenliğini sağlıyor…”
.
Özürleri böyleymiş.
Pek kafam basmadı ama diyecek bir şeyim de yok hani…

Son dakika haberi:
Sedat Peker’in kardeşi gözaltına alınmış.
Sebep?
Peker’in videosunda Kıbrıslı bir gazetecinin öldürülmesi olayı varmış.
.
İyi de Peker, kardeşinin olayı haricinde onlarca olay anlattı.
Onlarla ilgili de operasyon başlamıştır sanırım.
 
***
UYUŞTURUCU
Eurovizyon yarışması sonuçlandı.
65’incisi Hollanda’da düzenlenen şarkı yarışması, kazananlarının yanında skandallarıyla da gündeme gelecek gibi.
.
Yarışmayı, “Zitti E Buoni” adlı şarkısıyla kazanan İtalyan, “Maneskin Rock Grubu” kutlamalar sırasında ekrana gelen görüntüleriyle epeyce tepki çekti.
.
Solistin canlı yayında olduğunu fark etmemesiyle uyuşturucu kullanırken kameralara yakalandığı iddia edildi.
.
Aman efendim ortalık ayağa kalktı.
.
Neymiş “Uyuşturucu” kullanmış.
.
Adam bu işi hangi ülkede yapmış?
Hollanda’da.
.
Peki Hollanda bu işin neresinde?
.
İşte Hollanda…
.
“Uyuşturucu madde kullanımını azaltmayı ve uyuşturucu maddelerden kaynaklanan zararları sınırlandırmayı isteyen” bir ülke...
.
“Hükümet uyuşturucu madde kullanımının riskleri konusunda okullarda bilgilendirme yapmakta ve halkı bilinçlendirme kampanyaları düzenlemektedir.”
.
“Uyuşturucu madde kullanıcıları için temiz iğne programları HIV/AIDS gibi hastalıkların yayılmasını önlemeye yardımcı olmaktadır.”
.
Hollanda bu düşünceler içinde uyuşturucu için ne yapmış?
.
“Pek çok belediyede, Hollanda’da fiilen yaşayan kişilerin esrar kafelerinde hafif uyuşturucu madde satın almalarına izin vermiş.”
İyi mi?
.
“Ne alaka?” sorusunun açıklaması şöyle:
.
“Esrar ticaretinin suçluların eline geçmesini engellemek ve (kullanıcıların sağlığına çok daha zararlı etkileri olan) ağır uyuşturucu maddelere erişim şansını azaltmak amacını gütmüşler.”
.
Başarılı olmuşlar mı?
Orasını bilmem ancak, Eurovizyon’daki görüntülerden adamların anladığı “İçin ulan serbest!” şeklinde olması.
Adam da içmiş olsa gerek.
Ama ortalık ayağa kalkmış.
.
Eee ne demişler?
“Çamurla oynarsan, eteğine bulaşır.
Eteğini yıkarken şikâyet etmeyeceksin…”
.
Cümlemizin uzak durması gereken bu uyuşturucuya bulaşılması halinde sonucunun neler olacağını hep beraber görüyoruz.
.
Kimse kusura bakmasın ancak,
Azıcık da olsa serbest olmasını düşünemiyorum…

Bu arada Eurovizyon finalinde 26 ülkenin sanatçıları yarıştı.
.
Yarışmada,
Fransa’nın temsilcisi “Barbara Pravi” nin seslendirdiği “Voila” adlı şarkı 499 puanla ikinciliği,
İsviçre temsilcisi “Gjon’s Tears” in “Tout l’Univers” adlı şarkısı da 432 puanla üçüncülüğü elde etti.
 
***
ŞOFÖRÜN YENİSİ
Çanakkale İl Genel Meclisi Mayıs ayı toplantısı yapıldı.
.
Bir önceki Dönem İl Genel Meclisi Başkanı ve aynı zamanda CHP Bayramiç İl Genel Meclisi Üyesi Sadık Göğüsgeren gündem dışı yaptığı konuşmasında önce ilgili daire müdürüne Çanakkale merkez İl Özel İdaresinde çalışan Şoför sayısını sormuş.
.
İlgili müdür 15 şoförün çalıştığını ifade edince vermiş, veriştirmiş.
.
15 tane kadrolu şoför varken, İl Genel Meclis Başkanının seçildiği gün GESTAŞ vasıtası ile başkana yeni bir makam şoförü verilmiş.
.
Göğüsgeren diyor ki:
“Biz de 2 yıl İl Genel Meclisi Başkanlığı görevi yaptık. Siyaseten hiç yan yana olmadığımız şoför ve çalışanlarımız ile yan yanaydık. Hiç ayrım yapmadık. Meclis Başkanına dışarıdan şoför neden alınmıştır?” diye sormuş.
.
Sorması da normal.
15 tane şoförün olduğu yerde yeni bir şoför alınması pek normal değil.
.
Şimdi yeni başkanın buna bir cevap vermesini bekliyoruz.
Merak ettik zira…
 
***
HAYDİ AŞIYA
Virüsten bahsetmesek olmaz.
Şimdi gündem aşı.
.
Öncelikle “geldi, gelmedi, gelecek” şeklinde tartışmalar yaşanırken nihayet Sağlık Bakanı açıklama yaparak, “100 milyon doz Sinovac, 120 milyon doz BioNTech ve 50 milyon doz Sputnik aşıları için anlaşmamız var. 270 milyon doz nüfusumuzun 3 katından fazla aşı. Bu güce güvenin.” sıkıntının giderildiğini ima etti.
.
İçimiz rahatladı ancak, şimdide aşı olacak adam bulamıyoruz.
.
İlk başlarda olukça hızlı giden aşılama, şimdilerde halkın ilgisizliğine mazhar oluyor.
.
Aslında sosyal medyada, olur olmaz kişilerin bilmeden yaptıkları aşı karşıtı söylemlerine inanan kişiler aşı konusunda tedirginlik yaşıyorlar.
.
Ayrıca,
Aşılar konusunda önlerine seçenek konulan insanlar aşı çeşitleri hakkında yeterli açıklamaların olmaması karşısında kararsız kalarak, geri adım atıp beklemeye geçtiler sanki.
.
Bu konudaki haber şöyle:
Koronavirüs aşısına olan talebin azaldığına dikkat çeken yetkililer,
“Biz istiyoruz ki ilk günkü yoğunluk hiç bitmeden devam etsin. Şimdi 55 yaş üzerindeyiz. Siz de gördünüz ilk günlerde inanılmaz bir talep vardı. O talebin yavaşladığını görüyoruz. Her ne kadar son 2 günde ciddi bir talep artışı olsa da bunun hiç durmadan artması lazım ki biz planlı bir şekilde bir alt yaşa, bir alt gruba ve farklı meslek gruplarına geçelim” dedi.
.
Aşı konusundaki tereddütlerin altının boş olduğunu vurgulayan yetkililer:
“Aşı konusundaki tereddütlerin altının ne kadar boş olduğunu bizzat bu konunun içindeki biri olarak ifade etmek istiyorum. Biliyorsunuz biz ilk sağlık çalışanları aşı olduk. Bu işin içinde olanlar olarak birer örneğiz. Biz sağlık çalışanları olarak bu hayatta en sevdiklerimiz eşlerimiz. Onlara da aşı açıldı ve ellerinden tutup onları aşıya getirdik. Bu kadar güveniyoruz bu aşıya…”
.
“Dünyada gelen saha tecrübeleri şunu gösteriyor aşı bu işin olmazsa olmaz. Yüksek oranda aşı yapanların vakaların nasıl düştüğünü, ölüm hızının ne kadar hızla aşağıya indiğini hep birlikte gördük…”
.
Yetkililer:
“Bir de şu andaki aşıların istesek de istemesek de bir miktar yan etkileri olmak zorunda. Ama bunlar masum yan etkiler. Bunlar nedir? Eklem ağrıları, kas ağrıları, aşı yerinde ağrı gibi. Zaten bağışıklık sistemini uyarmasını istiyoruz. Uyardığı için yan etkileri olacak. Aşıya olan güveni arttırsın, aşı işini yapıyor demektir bu…”
.
Görülüyorki bu çıkmazdan kurtulmanın tek yolu TMM ve aşı.
.
Toplum bağışıklığını kazandığımız takdirde, gıpta ile baktığımız maskesiz ülkeleri yakalama oranımız oldukça fazla.
.
Pandemisiz günler için, sağlıkçılarımızı dinlemeli, onlara güvenmeliyiz…