Atmosferde en fazla bulunan gaz azot olmakla birlikte, bitkisel ve hayvansal üretimde daha dikkatli kullanılması gerekiyor.

Atmosferde en fazla bulunan gaz azot olmakla birlikte, bitkisel ve hayvansal üretimde daha dikkatli kullanılması gerekiyor. Azot dolaşımında baklagil türleri önemli rol oynuyor. Bu nedenle münavebe sistemlerinde baklagillere daha fazla yer vermek gerekiyor. Mercimek, nohut, fasulye, börülce, soya ve yerfıstığı gibi baklagillerle yonca, korunga, fiğ, yem bezelyesi, bakla gibi yem bitkilerini iki yılda bir ekim nöbetine almakta yarar var.
Toprakta azot açığını kapatmakta baklagiller yetmiyor. Bu nedenle havadan elde edilen azot, sentetik gübrelerle toprağa veriliyor.
Hem bitkisel hem de hayvansal üretimde, elde edilen ürün başına kullanılan azot miktarı büyük farklılıklar oluşturuyor.
Tahıl üretiminde kullanılan azot miktarı yüksek olmakla birlikte tanede depolanan azot miktarı düşüktür. Mısır, çeltik ve buğday dünya gıda üretiminin neredeyse %80’ini oluşturmaktadır. Buradan hareketle, tahıl üretiminde çok fazla azot kullanılmaktadır ve azot kaybında tahıllar açık ara farkla önde gelmektedirler.
Manda eti çok yüksek düzeyde azot içermektedir. Birim miktar için çok fazla azot kullanılmaktadır. Ancak dünyada manda yetiştiriciliği çok düşük düzeylerdedir ve toplamda manda eti için tüketilen azot miktarı çok düşük düzeylerdedir.
Azot kullanımı ve kayıpları yönünden ülkeler arasında da önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bazı ülkelerde birim alan başına kullanılan azot miktarı çok yüksek düzeylerde olup, kota uygulayan ülkeler bulunmaktadır.
Sığır yetiştiriciliği azot kirliliğine en fazla katkıda bulunan üretim sistemidir. Sığır yetiştiriciliğini çeltik, buğday, mısır, domuz ve soya fasulyesi yetiştiriciliği izliyor. Besi sığırcılığı aynı zamanda azot kullanımında en yüksek kayıp yoğunluğuna sahip bulunuyor. Et üretiminde bu sektörü kuzu, domuz ve etlik piliç yetiştiriciliği izliyor. Hem azot kullanımı yüksek bu sektörlerin hem de üretim miktarları çok fazla. Genel olarak et ve süt üretimi azot israfının baş aktörleri olarak kabul ediliyor. Hatta gelecekte azot kayıpları ve kirliliğinin önüne geçmek için beslenme uzmanları bitkisel ağırlıklı diyet değişikliklerine gitmenin daha yararlı olacağını belirtiyorlar.
Bitkisel üretimde tarlada meydana gelen azot kayıpları, doğaya ciddi zarar veriyor. Akarsu ve yeraltı sularında nitrat kirliliği bazı bölgelerde insan sağlığını tehdit ediyor. Hâlihazırda sularda bulunan azot miktarı, normalin iki katına yakın bulunuyor.
Bitki yetiştiriciliğinde azot yıkanmasının önüne geçmek için çok ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Bazı ülkelerde kota bulunmasına rağmen, bazı ülkelerde kullanımı teşvik ediliyor. Yine düzensiz uygulamalar yeraltı sularında nitrat kirliliğine neden oluyor. Yine hububat yetiştiriciliğinde yağmur ve sulama uygulamaları, yüzey akışları ciddi azot kayıplarını artırıyor. Bu konuda yavaş salınımlı gübreler azot kirliliğini azaltmada önemli rol oynuyor.
Azot israfı ve kirliliğini azaltmada, hayvansal üretimin daha verimli hale getirilmesi gerekiyor. Bazı besleme uzmanları et tüketiminin de azaltılması gerektiğini belirtiyorlar. Aksi takdirde azot kirliliği yakın gelecekte ilaç kirliliği gibi insan sağlığını tehdit etmeye başlayacak.