Zamanında ekonomi bakanının biri:


Zamanında ekonomi bakanının biri:
“Sakın dolar almayın batarsınız” dedi.
O vakitler dolar 5 liraydı.
Onu dinleyenler şimdi battı.
Dinlemeyenler yat, kat aldı.
.
Bizim memlekette ekonomi öyle kurallara göre yönetilmiyor.
“Faiz yükselmezse döviz düşer” gibi özel yöntemlerle yöntemlere sahibiz.
.
Sonuç mu?
Dolar: 7.80…
Euro:9.00…
.
Tüm bunları bir kenara koyun ve yazdığım fıkraları okuyun.
En azından zarar etmezsiniz…
.
Not: Yazdığım fıkraların ekonomi ile alakası yoktur…
 
***
Atlet Temel öğünüyordu:
-“Ben 100 metreyi tam 8 saniyede koşuyorum”.
-“Ciddi misin, bu bir dünya rekorudur. Nasıl yapıyorsun bunu?”
-“Kestirmeden gidiyorum…”
 
***
“Senin kalbini kırdığım için dünden beri uyuyamıyorum… Çok haksızdım… Unutup beni affeder misin? Yokluğunu her an, her saniye içimde hissediyorum… Aptalın biriyim ben… Hiç kimse senin yerini dolduramaz… Seni seviyorum, Aşkımmmm…
Karın…”
Not: Piyangonun yılbaşı büyük ikramiyesini kazandığın için tebrikler
 
***
Genç kız ağlamaktan şişmiş gözlerle evine gelmiş ve “Hamileyim” demiş annesine.
“Neee?” diye çıldırmış annesi, “Babası kim?”
Kız “Ne bileyim?” diye cevap vermiş gözlerini koluyla silerken, “Sürekli bir erkek arkadaş edinmeme izin vermiyorsunuz ki! ”

Adamın biri gazetede gördüğü, “Şirketimizin alacaklarını tahsil edecek muhasebeci aranıyor” ilanını aramış, telefonu açan kişinin bir hafta önce görüştüğü firma yetkilisi olduğunu anlayınca
-“Daha geçen hafta ben sizi aramıştım, siz de bir tane aldığınızı söylemiştiniz ya? O arkadaş tahsilatlarınızı yapmadı mı?”
-“Yaptı… Yaptı da..! İşte şimdi biz de o şerefsizi arıyoruz!”

Temel arkadaşlarına hep “Almanya'ya gideceğim” diyerek hava atıyormuş.
Fakat bırakın Almanya’ya gitmeyi, yerinden kıpırdayacak parası yokmuş.
Bu durum da onu epey üzüyormuş.
Karısı Fadime bir gün Temel'e demiş ki:
-“Ula Temel, Almanya’ya gidiyorum de, sonra da gel çatı katında saklan. Aradan 1 ay filan geçince ortaya çıkar ‘beğenmedim geri geldim’ dersin…”
Temel'in hoşuna gitmiş tabi.
“Aklınla bin yaşa Fadime” diyerek sarılarak teşekkür etmiş.
Hemen kahveye giderek “Yarın gidiyorum Almanya’ya” deyip vedalaşmış ve evinin çatı katına çıkmış.
Aradan 10 gün geçmiş eve Dursun gelmiş.
Öyle böyle Fadime'yi kandırıp birlikte yatmaya ikna etmiş.
Bunlar birlikte halvet olurken, çatı katındaki Temel, tesadüfen bulduğu budak deliğinden olanları görmüş.
Şöyle bir iç çekmiş ve kızgınlıkla:
-“Ulan şimdi Almanya'da olmasaydım gösterirdim size...”
 
***
Adamın biri bağırsaklarında duyduğu rahatsızlıktan dolayı doktora gitmiş.
Şikâyetini uzun uzun anlatan adam doktor tarafından iyice bir muayene edilmiş.
Kontrolden sonra doktor durumu şöyle bir değerlendirip hastasına bir fitil yazmış ve 1 hafta sonra tekrar gelmesini istemiş.
Bir hafta sonra adam durumunda hiçbir düzelme olmadan gelmiş.
Doktor duruma biraz şaşırıp daha güçlü bir fitil yazarak adamı yollamış.
Bir hafta sonra adam tekrar aynı sorunla gelmiş. Doktor en kuvvetli fitillerden birini yazıp adamı evine yollamış.
10 gün sonra adam sinirli bir şekilde hastaneye gelip doktorun önüne ilaç kutusunu atıp:
-“Verdiğin ilaçlar işe yaramıyor”
Doktor sonunda dayanamayıp sormuş:
-“Kardeşim ne yapıyorsun? Yoksa sen yutuyor musun bu ilacı?”
Adam kızgınlıkla;
-“Ne yapacaktım? K.çıma mı sokacaktım yani!”