.

Ramazan her sene erken geliyor. Millet hazırlıksız yakalanıyor. Bu sene daha bir hazırlıksız yakalandı. Korona ve salgın endişe, korku ve tedbirleri millete Ramazan’ı unutturdu nerdeyse. Ne yufka açabildi millet ne de ramazan alışverişi. Salgın alışverişleriyle idare edecek artık millet.
Gerçekten son 15 senedir, dini vecibelerle ilgili Anadolu gelenekleri kaybolup gidiyor. Çoğunu unuttu bile millet. Dini siyasete alet ederek iktidarı ele geçiren zihniyet, milleti dinden imandan soğutmaya devam ediyor. Eskiden neredeyse toplumun hemen hepsi çocuklarını camilere, kuran kurslarına gönderir iken, günümüzde milletin % 20’si ancak gönderiyor.
2020 yılı bu sene felaketleriyle geldi. Depremler, kazalar, Suriye’de askerimize saldırılar, bütün dünyada korona salgını derken ramazan geliverdi.
Bu sene korona tedbirleri nedeniyle camilerde teravih namazı kılınmayacak. Millet evinde ibadetine devam edecek. İktidarın yıllarca üye kaydı amacıyla kullandığı iftar tırları da yok bu sene. Siyaset yapamayacakları bir ramazan olur inşallah. Dinimiz bu milletin ortak paydası idi. Ne yazık ki siyasi İslamcıların sayesinde ortak payda olmaktan çıktı. Memleketin %99’u Müslüman biliniyordu, imam-hatip liseleri başta olmak üzere deist ve ateist oranı hızla artıyor. İnşallah Mübarek Ramazan ayında, kifayetsiz muhterislerin başına taş düşer de akılları başlarına gelir.
Ramazan ayında insanlarımız oruçlu olmanın verdiği açlık hissiyle hiç doymayacağını zannediyor. Akşama yiyeceklerinin hesabıyla gününü geçirebiliyor. Oysa oruçlu iken en fazla düşünülmesi gereken açlık terbiyesi içinde yaşamlarını sürdürenlerin hallerini hissetmektir. Akşama ne yiyeceğinden ziyade neler paylaşabileceğinin hesabını yapmak mutlaka ruha daha bir güzellik katacaktır.
Ramazan’da sofralar bereketlenir derken, temelde çeşidi artar. Yine eskiye dair geleneklere bakıldığında, paylaşım çok yükselir. İftar hemen herkesin ortak etkinliklerinden olduğundan ve zamanlaması denk düştüğünden paylaşmak daha kolaydır. Ocakta pişen yemekten konu komşuya ikram edildiğinde, en azından yemeğimizi yemiştik cevabını alma ihtimali yoktur. Bu nedenle paylaşmak daha rahattır. Eskiye dair geleneklerde birlikte yemekler de yaygındır. Ama hiçbir zaman abartı yoktur. Günümüzde verilen davetlerde neredeyse düellolar yaşanıyor. Aslında herkes doyuyor. Ama doymanın ötesine geçen eleştirel duruşlar ne yazık ki, bu kültürümüzü de yok etmek üzere.
Eskiden camilerimizde konak vardı. İftar cemaatle yapılırdı. Hemen her akşam bir eve konak sırası gelir ve yaptığı yemeklerden camiye gönderirdi. Cemaatin çokluğuna göre bir veya iki sofra yapılırdı, birlikte muhabbetle yenirdi. Yemeklerin tadı bir başka olurdu. Bu sene yok ama milletin çoğu naylon çatal kaşıkla, strafor tabakla iftar veriyor. Zamanı yok milletin nereye gidecekse. Yediği gibi kaçmanın derdine düşüyor. Bu sene hiçbiri yok.
Bayrama kadar salgın yavaşlar mı bilinmez ama bu Ramazan, bayramı da uzaktan kutlayacağız gibi görünüyor. Allah bayramı görmek nasip etsin. Nasıl olsa kutlanır değil mi?