.

Son günlerde taciz, tecavüz vakaları aldı başını Gidiyor.
.
Olaylar peşpeşe;
Gazete sayfalarını,
Televizyon ekranlarını süslüyor.
.
Elli kere yazdık,
Beşyüz kere söyledik.
.
Yazıldı, çizildi.
Sonuç?
Elde var sıfır.
.
Adalet noktasında kanunlar yeterli olmayınca, gerekli cezalar da verilmeyince, cesaretlenen tecavüzcüler sokaklarda “Fink” atmaya başlıyor haliyle.
.
12 yaşındaki kızla evlenmeye göz yumarsanız,
Bunu dine bağlarsanız daha çok olay yaşayacağımız muhakkak.
.
İşte kabul edilemeyecek olaylardan birkaç örnek:
Eskişehir’de eski eşi Yalçın Özalpay'ın satırlı saldırısıyla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede 44 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın katiliyle uzlaştırılmaya çalışıldığı ortaya çıkınca insan ne diyeceğini şaşırıyor.
.
Ankara’da küçük kızına 5 yaşından 8 yaşına kadar 3 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 30 yıl hapse mahkum edilen baba hakkındaki karar, davaya bakan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de bozma kararı üzerine 4 ay sonra tahliye edilmiş.
Kanunlar ceza vermeyince;
“Allah’ından bulsun” mu diyelim yani?
.
Sevgi P. biri engelli 4 çocuk sahibi olduğu eşinden daha önce kendisine şiddet uyguladığı için şikâyetçi olmuş. Ancak daha sonra sırf çocukları için şikâyetini geri almış.
Sonra ne olmuş peki?
Kadıncağız kocası geçen ay eşi tarafından baltayla öldürüldü.
.
Bu arada biri İzmir’de, diğeri Ordu’da olmak üzere gencecik iki kız bıçaklanarak öldürüldü.
Bıçaklar, tabancalar, baltalar…
Televizyonlardaki dizilerde reklamları yapılan,
Sigarayı “Sansürleyen” zihniyet, silahlara “yol veriyor.”
Sonuç ortada…
.
Ordu'da meydana gelen olayda ise 36 yaşındaki Hatice K. eşi İsmet K.'yi uyuduğu sırada satırla boğazını keserek öldürdü.
Bir kadının kocasını satırla tavuk gibi kesmesi için nasıl bir sebebi olabilir ki?
Düşündüm de…
.
Bize ajans kanalları ile yurt içinden gelen ve sizlere sayfalarca yazabileceğim oldukça fazla cinayet var.
Ülkenin geldiği son noktayı özellikle vurgulamak için birkaç örnek vermek istedim sadece.
Ola ki birileri okur da kendisine vazife çıkarır…
.
Geldiğimiz nokta sadece bu değil tabi.
Neresinden tutsanız elde kalıyor o ayrı.
.
Ekonomi mi desem?
Dış siyaset mi desem?
Göçmenler mi desem?
İç siyaset mi desem?
EYT mi desem?
Maaşlar mı desem?
V.s. v.s. v.s…
.
Dün gece apar topar hazineye devredilen 14 milyarlık Vakıfbank hissesinden mi bahsetsem?
.
AKP ve MHP oylarıyla mecliste kabul edilen ve Aynı zamanda AK Cumhurbaşkanı tarafından “Kirliliğe asla müsaade etmeyeceğiz” diyerek veto ettiği termik santral baca filtrelerinden mi bahsetsem?
.
“Dostum” denilen Trump’un başkanı olduğu ABD’nin, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı YPG’nin ‘terör örgütü’ olarak tanımlanmasına destek vermemesinden mi bahsetsem?
.
Devlet dairelerini sardığı söylenen “Tarikatlardan mı” bahsetsem?
.
İç dünyamıza gelirsek konuşulacak çok şey var.
.
Asbestli boruda tutun da,
Çay kenarında yatan insanların dramına kadar,
Nusratlı Tünellerinden girip,
13 kişilik okula kadar her şeyi zamanı gelince anlatırız.
.
“Yahu bu kadar haber arasında şöyle içimizi açacak, bizi mutlu edecek bir tane bile haber yok mu?” derseniz.
Var.
.
Neredeyse 24 saattir yağan yağmur dolayısı ile Atikhisar Barajı’ndaki doluluk oranı artıyor.
En azından önümüzdeki sene (su zamlı da olsa) susuz kalmayacağız.