.


Son haber. İngiltere, İŞİD-DEAŞ Kamplarında bulunan çocukları alacakmış. Onların öksüz kalmalarına gönülleri razı olmamış. Güneyimizde yıllardır el altından işler çevriliyor. Okumasını bilen yok veya muhatapları okuduğunu anlamıyor.
Irak’ın uzun yıllar süren İran’la savaşı, komediye dönmüştü. Al sana bomba deyip, birer tane karşılıklı sallıyorlardı. Neticede iktidarlar koltuklarını sağlama almış oldu. Ardından Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan serüvende Irak, yaşanmaz bir ülke haline geldi. Her hafta Cuma namazında bir camide bomba patlıyor ve yüzden fazla insan hayatını kaybediyor.
Saddam Hüseyin, Peşmergelere karşı hardal gazı kullanınca 1 milyona yakın mülteci, İran ve Türkiye’ye sığınmıştı. Amerikan askerleri barışı sağlamak için geldi ama yüz binlerce insan yaşamını yitirdi.
Körfez savaşı devam ederken, Saddam Hüseyin, fellik fellik aranırken, 2000 civarında Peşmerge, eğitilmek üzere İngiliz kolonisi olan Avustralya’ya götürüldü. Ne eğitimi aldığını bilen olmadı. Eğitildiler ve Kuzey Irak’a gönderildiler. Saddam devrildikten sonra, çoğunluğu Arap olan Irak’ta, Barzani’nin rakibi Talabani Cumhurbaşkanı oldu. Garip bir şekilde Talabani var mıydı yok muydu bilen yok. Zaten uzun süre hasta yattı. Irak hale düzelecek gibi değil.
Suriye’de Müslüman kardeşler ayaklanma başlattığında, bizim iktidarın gözbebeği fetocular, iki haftada Esad’ın işinin biteceğini söylüyorlardı. İktidarı da ikna etmişlerdi bu konuda. Devletin başındakiler bugün yarın gider diye milleti ikna etmeye alışıyorlardı.
Dünyanın dört bir tarafından toplanan, Bin Ladin, Taliban, Çeçen militanlar Suriye’yi kurtaracaklardı. İstanbul’da ofisleri bile vardı. Suriye’de, Arap Baharını getirecek olan militanların altlarında İstanbul’dan kiralanmış araçlar vardı.
Zaman içinde İŞİD güney sınırımızın neredeyse tamamını ele geçirdi. Suriye ile komşuluğumuz kalmadı. İŞİD militanları, sosyal medyada cinayetlerini paylaşıyorlardı. Adamlar ana dili gibi İngilizce konuşuyorlardı. Sonradan terörist örgüt sayılan bu cani topluluğu, İngilizler tarafından destekleniyordu. İçinde asker olanlar bile vardı.
Suriye devlet başkanı, İngiltere’de eğitim görmüş bir adam. İktidar karşıtlarına bomba yağdırıyordu. Rusya, İran ve Çin geleneksel olarak en önemli destekçileri olduğu için koltuğu çok sağlamdı. Neticede, Kuzey Irak üzerinden elini kolunu sallayarak gelen Amerikan askerleri, nedense Esed ile hiç ilgilenmediler. Esed, hala yakıp yıkmaya devam ediyor.
Aslında Suriye karıştığında mülteciler için güvenli bölge oluşturulmalıydı. Ancak o dönemde iktidarın ipleri fetocuların elindeydi. Onlar da İngilizlerin politikalarında ve hedeflerine uygun hareket ediyorlardı.
ABD, Suriye’nin kuzeyine binlerce tır dolusu askeri malzeme taşımaya başlamıştı. PYD’yi silahlandırıyordu. Sadece sözlü eleştiriler yapıldı. Türkiye’de bulunan ABD üslerinin kapatılması veya ABD’nin eylemlerinin sınırlandırılması gibi tedbirler alınmadı hiçbir zaman.
pyd, geçen sene özerklik istedi. Esed’le görüşme yaptı. Bu arada, Esed’in olası bir müdahalesine karşı güçlenmiş oldu. Bu arada, iç savaştan kaçanların yerini doldurdu ve Kuzey Irak gibi bağımsızlık ilan edebilir hale geldi. İngilizlerin hedefi zaten bölmek idi.
Peki, Suriye’yi kimler bölmeye çalışıyor? Türkiye yıllardır kimin yanında yer alıyor? Suriye bölünürse kim zarar görür? Bu kadar basit matematik hesabı yapamayanlar, İngilizlerin oyunlarını görebilir mi?
İngiltere deaşlıların çocuklarına sahip çıkacakmış. Adamları kendileri göndermiş değil mi? İngilizlerin desteklediği pyd’nin ilk işi tutuklu deaşlıları bırakmak olmadı mı?