“Tarım işçiliği amelelik değildir”
Bazı mevsimlik işçilerin çocukları bu yıl okullarına dönemedi. “Okullar açıldı, bölgemizde hala çalışmaya devam eden mevsimlik işçilerimiz var.  Bu çocukların eğitim olanaklarının yeniden gözden geçirilmesi gelecek neslimiz için çok kıymetli” sözleri  kullanan ve Çanakkale il genelinde on binlerce mevsimlik işçinin tarlalarda çalıştığını ifade eden Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya tarım işçiliği konusunda değerlendirmelerde bulundu.

 Tarlada çalışacak işçi bulmadaki sıkıntılar nedeniyle genellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nden mevsimlik işçilerin geldiğini ifade eden Kaya, “Tarım işçiliği bir meslek dalıdır. Amele tabiri, çağımızda kötü bir tabirdir. Bunun kullanılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Yardımcı eleman, ara eleman statüsündeki bu işçiler amele değildir. Meyveyi sebzeyi tarladan hasat etmek, kasalamak bir beceri işidir. Her ürünün ayrı bir tekniği vardır. Bu yönde becerileri geliştirmek için kurslar ve atölyeler ile destek vererek, tarım işçiliğinin meslek olduğunu anlatmamız gerekir” dedi.
Çanakkale il genelinde on binlerce mevsimlik işçinin tarlalarda çalıştığını ifade eden Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya tarım işçiliği konusunda değerlendirmelerde bulundu.

“İŞÇİ BULMAKTA BÖLGE ÜRETİCİLERİMİZ ZORLUK ÇEKİYOR”
“Üretimde en büyük girdilerden bir tanesi de arazide çalıştırılan tarım işçileridir. Üretim maliyetlerini yukarı çeken bir birimdir.   Daha önceki yıllarda kendi bölgemizden işçiler bulabiliyorduk. Son yıllarda kendi bölgemizden tarımda çalıştıracak işçi bulamıyoruz.  İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nden mevsimlik işçiler getiriyoruz. Kendi bölgemizde 40 derece sıcağın altında eksi 5 derece soğukta çalışacak işçi bulmakta bölge üreticilerimiz zorluk çekiyor.”

“ÇOCUKLAR İÇİN DURUM DAHA DA ZOR”
“Üreticinin, kendi bölgesinden işçi bulamamasından kaynaklı sorun yaşaması ile birlikte gelen işçi ailelerin de sorunları oluyor. Kalacak yer temini, çocukların eğitimi noktasında yetersiz olanaklar ile çalışmak zorunda kalan bu çalışanlar için belli adımların atılması gerekiyor. Çocuklar için tarlalara yakın noktalarda oluşturulacak merkezler gibi bir takım imkânlara sahip olmaları gerekiyor. En uzun süre kalan mevsimlik işçi 6 ay kalıyor. Batak Ovası’na domates, biber, çeltik ve mısır için işçiler geliyor.  Konya Bölgesinden de meyvecilik için işi biraz daha bilen,  meyvecilikte el becerisi olan işçiler geliyor.  1-2 kişiden bahsetmiyoruz. Çanakkale il genelinde on binleri aşan sayılara ulaşıyorlar.  Büyük kısmı çadır ve konteynerlerde kalıyor.  Çocuklar için durum daha da zor.  Özellikle küçük çocuğu olan anneler için ücret karşılığında bile olsa kreşler açılsa çocukların gelişimi açısından da çok kıymetli bir adım atılmış olur.”    
           
“SORUNU YAŞAYANIN SORUNU AKTARMASI GEREKİYOR Kİ ÇÖZÜMLER GELSİN”
“Çocuklar için kentimizde zaman zaman çalışmalar yapılıyor ama bazen de mevsimlik işçilerin bu olanaklardan faydalanmadığını ya da faydalanmak istemediğini görüyoruz.  Aslında sorunu onlar yaşıyorlar. Sorunu yaşayanın sorunu aktarması gerekiyor ki çözümler gelsin. Sorunu birilerinin görmesini de beklemiyorlar, duruma alışmışlar. Bu noktada atılan adımlara onların da destek olması gerekiyor. Okullar açıldı, bölgemizde hala çalışmaya devam eden mevsimlik işçilerimiz var.  Bu çocukların eğitim olanaklarının yeniden gözden geçirilmesi gelecek neslimiz için çok kıymetli.”
 
“BU İŞÇİLERİN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ KAYIT DIŞI OLMALARI”           
“Bu işçilerin en büyük sorunlarından biri kayıt dışı olmaları.  Bu noktada işçi kendi sigortasını kendisi yapıyor. Bu da ne derece doğru ne derece yanlış tartışmak gerekir. Bunun bir planlaması yapılmalıdır.  Devletin kurumları bu noktada üretici için yol gösterici olmalıdır. Üretici de ne yapacağını bilmiyor.  Ortada bir şirket olmadığı için işçiyi nereden sigortalı göstereceksiniz? Tarım BAĞKUR’u yatıran tarım işçileri var ama olması gereken bir tarlada çalışıyorsan o arazinin üzerinden sigortalı olmandır. Orada oluşacak bir kazada tarla sahibi ciddi şekilde sıkıntıya düşer.  Bu noktada atılacak adımları masada tartışmak ve geliştirmek gerekir.  Devlet, üretici ve tarım işçisinin tarafından bakarak çözüm oluşturmak gerekiyor. En doğru en güvenilir yola her üç tarafı da memnun ederek ulaşmak gerekiyor.”

“TARIM İŞÇİLİĞİ BİR MESLEK DALIDIR”
“Tarım işçiliği bir meslek dalıdır. Amele tabiri, çağımızda kötü bir tabirdir. Bunun kullanılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Yardımcı eleman, ara eleman statüsündeki bu işçiler amele değildir. Meyveyi sebzeyi tarladan hasat etmek, kasalamak bir beceri işidir. Her ürünün ayrı bir tekniği vardır. Bu yönde becerileri geliştirmek için kurslar ve atölyeler ile destek vererek tarım işçiliğinin meslek olduğunu anlatmamız gerekir. Bu işin daha prestijli olduğunu hissettirecek adımların atılması gerekiyor.  Bir işçinin günlük toplayacağı ürünün kaç kilo olması gerektiğinin standarda kavuşması gerekir. İlk adım amele ifadesini tamamen ortadan kaldırarak, bu işin bir meslek olduğunu anlatmak ve mevsimlik işçilerin yaşam standartlarını yükseltmek olmalıdır.  40 derece sıcakta, eksi 5 derece soğukta, saatlerce ayakta çalışan bu insanlar kıymetli insanlar. Hak ettiklerini sonuna kadar almaları noktasında düzenlemeler yapılmalıdır.  Bu insanlar ile bir araya gelerek sorunlarını dinlemeliyiz. Bizim gibi meslek odalarının asli görevlerinden biri bu yöndeki çalışmalara destek olmaktır.”

Dilek Akşen