“1950’li yıllarda Ezine köselesi dünya markasıydı”
“1960 Darbesi ile işler bıçak gibi kesildi”
Türk kültürünün en eski zanaatlarından biri olan tabaklık ile tanışmasını anlatan Necdet Kurt “Ham deriyi kullanılabilir hale getirmek için uygulanan işlemlerin tümüne tabaklama,  sepileme, dabaklama, bu işi yapana da tabak ustası dabak, debbağ, sepici, eski dilde sathiyan adı verilir” dedi. Eskiden tabakhanelerin ham deriyi işlenebilecek düzeye getirilen yerler olduğunu belirten Kurt 1950 Türkiye’sini de anlattı. 1950’li yılların Türkiye’de bolluk ve bereket zamanı olduğunu dile getiren Kurt, Ezine’de o zamanlarda dericilik mesleğinin revaçta olduğunu belirtti. Kurban derilerini alıp zırnıkladığını, yününü aldığını ve Ayvacık’a dokumaya gönderdiğini söyleyen Kurt, “Ezine Köselesi dünya markasıydı. Esnaflık kökten geliyordu, bolluk ve bereket vardı. Lakin 1960 Darbesi ile işler bıçak gibi kesildi” dedi.      
Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Necdet Kurt, 15 Kasım 1939 yılında doğdum. Uzunköprülüyüm.1950 yıllarında bütün ilçelerde yeni yeni ortaokullar kurulmaya başladı. 1951 yılında okula başladım. Babam Edirne’de Uzunköprü’de esnaftı. 1953 yılında yaz tatilinde geldiğim Ezine’ye hayran kaldım. Biz Edirne’de kıtlık çekerken burada üzümler çoktu, bolluk, bereket vardı. Bir ay kaldım. Babama annemleri de buraya getirelim, buraya yerleşelim dedim.
Babanızın mesleği neydi?
Babam esnaftı. Eski tabirle alışverişçi.
Ezine’ye gelişiniz bu şekilde, peki dericilik mesleği ile tanışmanız nasıl oldu?
Babam Uzunköprüden Ezine'ye geliyor. Ezine, Bayramiç, Ayvacık’tan kurban derilerini alıyor.  Babam dericilik yapıyordu. Babam derileri almış 52 yılında, deri fiyatları düşmüş. Türkiye’de de Demokrat Parti (DP) iktidara geldi, 1950 yılında 4 yılda da arka arkaya bereket yılı oldu yüzde10 tarımsal büyüme oldu para akıyordu. Dericilik tutulduğu için bana 20 lira verdi, git annenleri getir dedi. Ben de Uzunköprü’ye gittim ev kiraladık, ev bol o zaman. Biraz kap kacak aldık Ezine’ye getirdik. Uzunköprü’den ortaokul kaydımı Ezine’ye aktardım. Okullar yeni kurulduğu için numaram 36 idi. Ezine’ye geldim 62 oldu numaram. Mezun olduk.  O zaman insan lazım Türkiye Harp’ten geri kalmış, insan zayıf kalmış. 1954 yılında ortaokulu bitirdim, babamın yanına gittim, para akıyordu. Hemen 3 pazar yapıyor. Koyun derisi topluyor. Hemen sırtından çıkardığı gibi zırnıklıyoruz. 1 saat sonra yününü alıyoruz. O zaman Ayvacık taraflarından halıcılık çok, el dokuması bize geliyor. Ortaokulu bitirdim. Evvela bizim yünler satılıyordu. O yıllar Ezine köselesi Türkiye markasıydı. 1953 1954 yıllar İstanbul’da 3 tüccar vardı. Biri Rum, biri Ermeni, biri Yahudi. O zamanlar yaşamak için yaşatılıyordu. Esnaflık kökten geliyordu. Köseleciliğin ana maddesi palamut, yüksük kısmı içi hayvan yemi. Çok güzel paralar kazandık. Fakat askeri darbeler ülkeyi geriye götürdü, Türkiye’de çok büyük darbeler oldu 1960 yıllardı. İşler bıçak gibi kesildi. Yabancılara karşı 6-7 Eylül harbi oldu 1955 yıllarında. İşler geri gitti. Askere gittim, geldim. İşi çok güzel yapıyordum. İnsan gücünden hayvan gücüne yeni geçildi. Sonradan Edirne’ye gittiğimiz zaman orada Saraciye Çarşısı varmış. İyi ustalardan hep bilgi aldım öğrendim. İşler geri gitmeye başladı.
Memuriyete nasıl geçtiniz?
Ortaokul mezunuyum, İmroz sağlık Merkezi’ne sayman alınacaktı. Çok zor şartlarda gittim adaya, ulaşım sıkıntılıydı. Kaymakam bey kazandığımı söyledi, 25 yıl kaldım. Şansım Askeri idare çok değer veriyordu, 2 adaya her devreden 1 operatör veriyordu 2 yıllığına aynı zamanda sivil halkada bakacak . Rotasyana 1’er  aylık görevli doktorlar geliyorlardı.
Tam olarak ne görevi yaptınız?
Alyanz Saymanıydım . Bordro yapıyordum,  yazışmalara bakıyordum.
Şu an Gökçeada da mı yaşıyorsunuz?
Çanakkale’de yaşıyorum.
25 yılda ne değişti?
Şimdi şöyle arz edeyim 25 yılım doldu. Kızım Eskişehir Fakültesini kazandı. O şekilde adadan ayrıldık. Çünkü kız evlat zor oluyor. Balıkesir’e gittik 1991 yılında emekli oldum. Bu arada birçok hikayeler oldu.
Şimdi neler yapıyorsunuz? Gençlere neler tavsiye edersiniz?
Müzikle ilgileniyorum, anılarımı yazıyorum. Çanakkale’de çok güzel dostlarım var, onlarla muhabbet ediyorum. ÇASEMDER Derneği ile 2012 yılından beri konserlere çıkıyoruz. Çanakkale’deki dernekler çok faal, bu yönden zengin, çok güzel bir şey. 
Müzikle ilginiz nasıl oldu?
Korodayım, aktif devam ediyorum. Bilhasla Gazel formuna hayranım.  81 yaşımdayım hala yazıyorum. Gençlere tavsiyem hobilerinize devam edin.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim, işlerinizde kolaylıklar dilerim.
Röportaj: Mine Tarım