Bu topraklar, tarihin en kanlı savaşlarından biri olan Çanakkale Savaşları'na tanıklık etmiş, şehitliklere ev sahipliği yapmıştır. Ancak, bu yarımada sadece savaşın izlerini değil, doğal güzellikleriyle de dikkat çekiyor. Eceabat köyleri, bu doğal güzelliklerin gizli kalmış hazine noktalarını barındırıyor. Eceabat, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği bir bölge olarak ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Gelibolu Yarımadası'nın incisi olan bu köyler, misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Bigalı Köyü, Kocadere Köyü, Alçıtepe Köyü, Seddülbahir Köyü, Kilitbahir Köyü, Kumköy, Kemalyeri Köyü. Eceabat'ın bu köyleri, sadece tarihi zenginlikleriyle değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de büyülüyor. Ziyaretçiler, bu gizli cennetlerde unutulmaz anılar biriktirirken, Gelibolu Yarımadası'nın sunduğu eşsiz deneyimi keşfetme fırsatı buluyorlar. Tarihin en kanlı savaşların olan Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu yarımadasında bulunan Eceabat’ın gezilmeye değer köylerini sizler için sıraladık. İşte keşfedilmeyi bekleyen o gizli cennetler:

Kilitbahir, Tarihin ve Doğanın Buluştuğu Nokta

Eceabat'ın huzurlu sakinliğini en iyi yansıtan köylerinden biri olan Kilitbahir, ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Bu küçük köy, tarihi kaleleri ve muhteşem manzarasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Tarihin derinliklerine yolculuk yapmak isteyenler için Kilitbahir, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi duruyor. Kilitbahir Kalesi, köyün en göz alıcı simgelerinden biri. Tarihin tozlu sayfalarından fırlamış gibi duran bu kale, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Ziyaretçiler, kalede dolaşırken zamanın akışını unutup, tarihin gizemli atmosferinde kayboluyorlar. Kalede yapılan düzenlemeler ve restorasyon çalışmaları, tarihi dokunun korunmasına büyük önem verildiğini gösteriyor. Ancak Kilitbahir sadece tarihiyle değil, doğal güzellikleriyle de büyülüyor. Köyün konumu, çevresindeki muhteşem manzaraları seyretmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Göz alabildiğine uzanan Ege Denizi manzarası, ziyaretçileri büyüleyen bir tablo gibi karşılıyor. Özellikle gün batımında, Kilitbahir’in sakin suları ve muhteşem renkleri bir araya gelerek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Köydeki diğer önemli nokta ise Seyit Onbaşı Anıtı. Bu anıt, Gelibolu Savaşı sırasında gösterdiği cesaret ve kahramanlığıyla bilinen Seyit Onbaşı'nın anısını yaşatıyor. Anıt, ziyaretçilere tarihi bir yolculuk yapma fırsatı sunarken, aynı zamanda geçmişin kahramanlarını anma ve onurlandırma amacını da taşıyor. Kilitbahir, sadece tarih ve doğa ile değil, yöresel lezzetleriyle de ziyaretçilerini kendine çekiyor. Köyde bulunan yerel restoranlarda sunulan enfes Ege mutfağı lezzetleri, damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor. Misafirperver halkı ve samimi atmosferiyle Kilitbahir, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ancak bu cennet köyün korunması ve gelecek nesillere aktarılması için dikkatli bir planlama ve koruma stratejisi gerekiyor. Turizmin etkisiyle artan ziyaretçi sayısı, doğal ve tarihi dokunun bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle, Kilitbahir’in sürdürülebilir bir şekilde korunması ve turizmin yönlendirilmesi için yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları işbirliği içinde hareket etmelidir. Sonuç olarak, Kilitbahir sadece bir köy değil, tarih ve doğanın buluştuğu bir nokta olarak görülmelidir. Bu eşsiz köy, ziyaretçilerini geçmişin izleriyle buluştururken, aynı zamanda doğanın huzur veren atmosferiyle de ruhları dinlendiriyor.

Eceabat'ın Sahil Köyü Kumköy, Ziyaretçilerini Doğal Güzellikleriyle Büyülüyor

Eceabat ilçesinin incisi olarak kabul edilen sahil köyü Kumköy, temiz plajları ve doğal güzellikleriyle tatilcilerin ilgi odağı haline geldi. Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte, Kumköy Plajı, serinlemek ve dinlenmek isteyenler için ideal bir nokta olarak öne çıkıyor. Ege'nin berrak sularına kıyısı olan bu şirin köy, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Kumköy'ün eşsiz atmosferi ve huzur veren doğası, tatilcilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Sahil boyunca uzanan masmavi deniz, ziyaretçilere serinleme ve su sporları yapma fırsatı sunarken, çevresindeki yeşil alanlar da doğa tutkunlarını cezbediyor. Köydeki otantik restoranlar ve kafeler, yöresel lezzetleri tatmak isteyenlere zengin bir seçenek sunuyor. Balıkçı teknelerinden taze deniz ürünleri almak mümkünken, köy pazarlarında organik ürünler ve el işi hediyelik eşyalar da bulunabiliyor. Kumköy, sadece deniz ve güneşin keyfini çıkarmak isteyenler için değil, aynı zamanda tarih ve kültür meraklılarını da cezbetmektedir. Yakınlardaki Gelibolu Yarımadası'ndaki tarihi ve askeri alanlar, ziyaretçilere bir zamanlar yaşanan savaşların izlerini keşfetme fırsatı sunuyor. Bununla birlikte, köydeki küçük müzeler ve antik kalıntılar da bölgenin zengin tarihine ışık tutuyor. Kumköy'ün misafirperver halkı, tatilcileri samimi bir şekilde karşılıyor ve onlara unutulmaz bir deneyim yaşatmak için ellerinden geleni yapıyor. Köyde konaklama imkanları da oldukça çeşitli; butik otellerden aile işletmelerine kadar birçok seçenek mevcut. Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, Kumköy'ün turizm potansiyeli her geçen gün artıyor. Bölge, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle tatilcileri cezbetmeye devam ediyor. Eceabat'ın incisi Kumköy, tatil planları yaparken göz ardı edilmemesi gereken bir destinasyon olarak öne çıkıyor.

Kemalyeri Köyü, Gelibolu'nun Doğal Güzelliklerine Yolculuk

Gelibolu Yarımadası'nın gizemli köşelerinden biri olan Kemalyeri Köyü, doğa tutkunlarını cezbeden doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla dikkat çekiyor. Doğaseverlerin vazgeçilmez duraklarından biri haline gelen bu köy, ormanları ve yürüyüş rotalarıyla adeta bir doğa cenneti sunuyor. Kemalyeri Köyü, Gelibolu Yarımadası'nın batı kıyısında, Ege Denizi'nin serin sularına nazır bir konumda bulunuyor. Köy, tarihi ve doğal zenginlikleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Köy, sakin atmosferi ve huzurlu ortamıyla şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası olma özelliği taşıyor. Kemalyeri Köyü'nde keşfedilmeyi bekleyen birçok doğal güzellik bulunuyor. Köy, geniş ve yeşil bir ormanlık alana sahip olmasıyla öne çıkıyor. Ormanlık alan, kuş cıvıltılarıyla dolu, doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için muhteşem bir seçenek sunuyor. Ayrıca, köyde bulunan yürüyüş rotaları, zengin bitki örtüsü ve doğal yaşamı gözlemlemek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunuyor. Kemalyeri Köyü'nde doğanın yanı sıra tarih de önemli bir yer tutuyor. Köydeki tarihi ahşap evler, geçmişe yapılan bir yolculuk niteliğinde. Bu evler, köyün geçmişine ışık tutarken, ziyaretçilere yerel yaşamın izlerini de sunuyor. Ahşap evlerin mimari detayları ve dokusu, zanaatkarlık ve kültürel mirasın önemli bir parçasını oluşturuyor. Kemalyeri Köyü, sadece doğal ve tarihi güzellikleriyle değil, aynı zamanda yöresel lezzetleriyle de meşhur. Köydeki yöresel restoranlar, misafirlere yöresel lezzetlerin tadına bakma fırsatı sunuyor. Yöresel ürünlerle hazırlanan yemekler, damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor. Kemalyeri Köyü'nün turizm potansiyeli her geçen gün artıyor. Bu güzel köy, doğa ve tarih tutkunlarının yanı sıra fotoğrafçıları da cezbediyor. Eşsiz manzaraları ve doğal yaşamıyla, fotoğraf tutkunları için muhteşem kareler sunuyor. Kemalyeri Köyü, Gelibolu Yarımadası'nın incisi olarak kabul ediliyor. Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve sıcak misafirperverliğiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Kemalyeri Köyü, her mevsim ziyaretçilerini bekliyor ve onlara eşsiz bir yolculuk vad ediyor. Kemalyeri Köyü: Gelibolu Yarımadası'nın doğal güzelliklerini keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir durak olan Kemalyeri, ormanları ve yürüyüş rotalarıyla doğa tutkunlarını cezbediyor. Aynı zamanda köydeki tarihi ahşap evler de görülmeye değer.

Bigalı Köyü, Türk Milletinin Kalbindeki Yerini Alan Büyük Liderin Mücadelesi Ve Mirası

Çanakkale, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde eşsiz bir yer tutar. Bu savaşın kahramanlarından biri de Mustafa Kemal'dir. Bigalı Köyü, Çanakkale Kara Savaşları'nın önemli mekânlarından biridir ve 57. Alay'ın destansı mücadelesine tanıklık etmiştir. Ancak, sadece bir savaş mekânı değil, aynı zamanda Türk milletinin kalbindeki yerini alan Mustafa Kemal'in kişisel hikâyesinin de izlerini barındırır. Mustafa Kemal, Sofya'da askeri ataşe olarak görev yaparken gelecek savaşta aktif rol almak istemiş ve bu isteğini genelkurmay'a yazdığı mektupla iletmek suretiyle 19. Tümen Komutanlığı'na atanmıştır. 5. Ordu'nun ihtiyat tümeni komutanı olan Mustafa Kemal, Bigalı Köyü civarına yerleşmiş ve burada savaş hazırlıklarını sürdürmüştür. Kendisi için karargâh olarak kullandığı ev, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. 25 Nisan günü, Çanakkale'deki çıkartmanın başlamasıyla birlikte Mustafa Kemal, tümeniyle birlikte savaşa katılmıştır. Conkbayırı'nda düşmana karşı gösterdiği cesaret ve liderlikle tanınan Mustafa Kemal, daha sonra Anafartalar Grup Komutanlığı'na atanmıştır. Ancak, ordunun üst kademeleriyle yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle savaşın sonlarına doğru İstanbul'a dönmüştür. İstanbul'a dönen Mustafa Kemal, Çanakkale'deki kahramanlığıyla anılmaya başlanmış ve Türk milletinin gönlünde özel bir yer edinmiştir. Zamanla, bu kahramanlık mücadelesi Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak anılacak ve Türk milletinin kalbinde sonsuza kadar yaşayacaktır. Bugün, Bigalı Köyü'nde bulunan müzede, Mustafa Kemal'e ait olduğu sanılan eşyalar ve üniformalar sergilenmektedir. Bu eşsiz miras, Türk milletinin geçmişine olan bağlılığını ve mücadele ruhunu günümüze taşımaktadır. Çanakkale'nin ve Mustafa Kemal'in hikâyesi, sadece bir savaşın değil, bir milletin direnişinin ve özgürlük mücadelesinin simgesidir. Bugün, bu mücadele ruhu ve mirası gelecek nesillere aktarmak, Türk milletinin en önemli görevlerinden biridir.

Kocadere Köyü, Bir Kültür Mirası ve Tarihî Zenginlik

Eceabat İlçe merkezine sadece 7 kilometre mesafede, adeta bir doğa harikası olan Kocadere Köyü, sakin yaşam tarzı ve zengin kültürel dokusuyla dikkat çekiyor. Nüfus bakımından ilçenin en küçük köyü olmasına rağmen, tarihi derinlikleri ve geleneksel yaşam tarzıyla büyük bir öneme sahip. Köy halkının geçim kaynağı genellikle tarım ve hayvancılık üzerine kurulu. Topraklarının verimliliği sayesinde tarım faaliyetleri oldukça başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Ancak, Kocadere'nin sıradışı özelliklerinden biri de ismini bulunduğu bölgedeki Kocadere Deresi'nden alması. Bu dere, köyün yaşamına adeta can veriyor ve onun bir parçası haline geliyor. Köydeki kültürel zenginliklerin bir diğer önemli yansıması ise türkülerde kendini gösteriyor. "İğne düştü yakamdan, Kurya geliyor arkamdan" türküsü, köy halkının günlük yaşamında önemli bir yer tutuyor ve geçmişten günümüze aktarılarak yaşatılıyor. Bu türkü, köy halkının geleneksel yaşam tarzını ve kültürel derinliğini yansıtıyor. Ancak, Kocadere'nin sadece tarım ve müzikle değil, aynı zamanda tarihî miraslarıyla da öne çıktığını söylemek yanlış olmaz. Köyde bulunan tekke ve zaviyeler, Osmanlı döneminin izlerini taşıyor ve bu dönemin kültürel mirasını günümüze taşıyor. Bu yapılar, köyün kültürel dokusunu zenginleştiriyor ve geçmişle bugün arasında köprü kuruyor. Özellikle köy mezarlığında bulunan Osmanlı dönemi alim ve fazıl kişilerin mezarları, bu bölgenin tarihî önemini ve kültürel çeşitliliğini gösteriyor. Bu mezarlar, geçmişin büyük şahsiyetlerine olan saygıyı ve bağlılığı simgeliyor. Son olarak, Kocadere Köyü'nün değerlerini yaşatmak ve korumak adına çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Köyün tarihî miraslarına sahip çıkma ve koruma çabaları, köy halkının ortak hassasiyeti haline gelmiştir. Bununla birlikte, köydeki kültürel etkinlikler ve festivaller de, geleneklerin ve mirasın yaşatılmasına önemli bir katkı sağlamaktadır. Kocadere Köyü, doğal güzellikleriyle, kültürel mirasıyla ve sıcak insan ilişkileriyle adeta bir inci tanesi gibidir. Bu köy, sadece bir yer değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve tarihî bir zenginliktir. Gelecek nesillere aktarılmak üzere korunması gereken bu kültürel miras, bölgenin ve ülkenin önemli bir parçasıdır.

Alçıtepe Köyü, Çanakkale'nin Şehitlikle Anılan Bir Yeri

Çanakkale'nin tarihi zenginliklerinden biri olan Alçıtepe Köyü, savaşlarda yaşanan kanlı muharebelere ev sahipliği yapmış, şehitlikleriyle adeta bir cennet bahçesi gibi. Sığındere/Zığındere ve Kereviz Dere gibi ünlü isimler, Alçıtepe'nin hudutları içinde yer alıyor. Bu topraklar, şehitlerin ve şehitliklerin yattığı bir belde olmanın gururunu taşıyor. Kuzeyindeki Sonok Şehitliği, köye ayrı bir hava katarken, Salim Mutlu Müzesi ise savaş hatıralarını canlandırıyor. Köyün ismini doğusundaki Aktopraklı Tepe'den alan Alçıtepe, asırlardır Türklerin yerleşim yeri olmuş. Savaşlarda gösterdiği üstün cesaret ve direnişle tanınmış, özellikle Tenger veya Alçıtepe adıyla anılmıştır. Şahindere'de bulunan Alçıtepe, tarihi boyunca birçok kanlı savaşa sahne olmuş. Domuzderesi ve Çakalçeşme gibi bölgeler de bu tarihi mücadelede önemli roller üstlenmiştir. Ancak köyün kadim ismi Kirte'dir. Çanakkale Savaşları sırasında dağılan Kirte, savaşın ardından Bursa yöresine göç etmiş Rumlar tarafından tekrar kurulmuş, ancak kısa bir süre sonra Yunanistan'a göç etmiştir. İstiklal Savaşı sonrasında ise Yunanistan'daki yeni köylerine de Kirte adını vermişlerdir. Gelibolu Yarımadası'nın Türklerin eline geçmesinin ardından, Kirte ve Maydos halkına dokunulmamıştır. Alçıtepe Köyü'ne ulaşmak için Eceabat veya Kaba Tepe yönünden gidildiğinde, köye girmeden önce sola dönülerek Alçıtepe Bakı Terası'na ulaşılır. Burada, Alçıtepe Köy Şehitliği yer alıyor. Kare planlı ve beyaz boyalı taş duvarlarla çevrili olan bu şehitlik, 1936 yılından sonra yapılmıştır. Yapım tarihiyle ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte, köydeki yeniden yerleşimin başladığı döneme denk geldiği bilinmektedir. Şehitlikte yatanların kimlikleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 2013 yılında bütünüyle yenilenen Alçıtepe Köy Şehitliği, bugün hala ziyaretçilerini ağırlamakta ve tarihi bir miras olarak korunmaktadır. Alçıtepe Köyü, sadece bir köy değil, aynı zamanda Çanakkale'nin tarihine tanıklık etmiş, şehitliklerle dolu bir anıt gibi yaşamaktadır.

Seddülbahir Köyü ve Kalesi, Tarihi Değeri Yeniden Diriltiyor

Gelibolu, tarih boyunca pek çok savaşa tanıklık etmiş, stratejik konumuyla daima önemini korumuş bir bölge olmuştur. Bu bölgenin en önemli noktalarından biri ise Seddülbahir Köyü ve Kalesi'dir. Marmara Bölgesi'nin gözde turistik noktalarından biri olan bu antik kale ve çevresi, tarihiyle ve manzarasıyla ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Seddülbahir Köyü ve Kalesi, Gelibolu Yarımadası'nın Avrupa yakasında, Ertuğrul Koyu'nun yanında konumlanmıştır. Eceabat'a 32 km mesafede bulunan köy ve kaleye ulaşmak için iki farklı yol bulunmaktadır. Kilitbahir köyünden gidildiğinde, inişli çıkışlı ve virajlı yollardan geçilerek ulaşım sağlanırken, diğer yol ise Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi önünden geçerek daha düz ve rahat bir ulaşım imkanı sunmaktadır. Ancak Seddülbahir Köyü ve Kalesi sadece bir turistik mekan değil, aynı zamanda Türkiye'nin tarihine tanıklık etmiş önemli bir stratejik noktadır. Özellikle Gelibolu Savaşları sırasında büyük öneme sahip olan bu kale ve çevresi, tarihimizde eşsiz bir yer tutmaktadır. Gelibolu Savaşları'nın kritik anlarına şahitlik eden Seddülbahir Kalesi, Türk milletinin kahramanlık destanlarının yazıldığı yerlerden biridir. Son zamanlarda ise Seddülbahir Kalesi'nin restorasyon çalışmaları başlamış durumdadır. Bu kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla kale, eski ihtişamına kavuşacak ve ziyaretçilerini tarihin derinliklerine yolculuğa çıkaracak. Restorasyonun tamamlanmasıyla birlikte Seddülbahir Köyü ve Kalesi, ziyaretçilerini geçmişe doğru bir yolculuğa çıkararak, tarih ve kültür dolu anılarla buluşturacak. Seddülbahir Köyü ve Kalesi'nin tarihi ve stratejik önemini anlatan bu haber, bölgenin turizm potansiyeline de ışık tutuyor. Gelibolu'nun eşsiz güzellikleriyle birleşen bu tarihi mekan, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatmaya devam edecek. Seddülbahir Köyü ve Kalesi'nin yeniden dirilişi, bölge turizmi için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir, çünkü tarih ve doğa aşıklarını kendine çekmeye devam edecek.

Şenay Azman