Çanakkale Belediyesi Şubat Ayı Belediye Meclisi toplantısı yapıldı.  Çanakkale Belediye Meclisi Şubat ayı toplantısına Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın Can Atalay’ın Milletvekilliğinin düşürülmesi kararı ile ilgili eleştirisi damga vurdu. TBMM’de alınan kararı sert bir diller eleştiren Gökhan, “Maalesef adaleti kaybettik. Adalet hakkın rahmetine kavuşmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hukuk anlayışı hakkın rahmetine kavuşmuştur” dedi. İktidarın Şeriatı getirmek ve Anayasayı yeniden tartışmaya açmak istediğini de dile getiren Başkan Gökhan “Türkiye'de her şey bir  film gibi geçiyor. Seyrediyoruz bitiyor ve bir yenisi geliyor. Yeni bir fragman geliyor Onu da seyrediyoruz” dedi.

“Bence Mahkemelerin Tamamı Kapatılsın”

Çanakkale Belediye Meclis Ocak ayı Belediye Meclisi yapıldı. Meclisin açılış konuşmasını yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan geçtiğimiz gün Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın yargı sürecine değerlendirdi. Gökhan Değerlendirmesinde artık hukuka güven kalmadığını belirten Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ‘Adalet ve Hukuk hakkın rahmetine kavuşmuştur’ dedi. Gökhan değerlendirmesinde “Geçmişte ölenleri yad etmeler falan bunlar bizim insani görevlerimiz. Ama maalesef bir başka ölümü daha tattık son günlerde. Maalesef adaleti kaybettik. Adalet hakkın rahmetine kavuşmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hukuk anlayışı hakkın rahmetine kavuşmuştur. Anayasa Mahkemesi hükmü kalmamış ve bana göre hükümsüzdür. Niye? Hiç kimse sallamıyor. Ne Yargıtay, ne idari mahkeme, ne cumhurbaşkanı, ne o, ne bu. Hiç kimse sallamıyor.   Meclis başkanı yurt dışına gitmiş,  FETÖ'den kaydı olan meclisteki üye bu görevi üstlendi  ve o mahkeme kararını okuttu. Kim talimat vermişti hatırlayacaksınız. Yargıtay tehdit etmişti. Niye yapmıyorsunuz arkadaş? Niye okutmuyorsun? Demişti Meclis 'e. Anayasa Mahkemesi'nin kararını iplemediğini söyledi de. Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu da. Bir de ayrıca mecliste de ayar verdiler. Okutun bunu dediler. Bu konuları yakinen takip eden bir değerli parti başkanımız var. Cumhur İttifakı'nın ortağı. O da Okut kardeşim bunu dedi ve okutmaktan çok mutlu olduğunu söylemiş geçen gün. Onun bir talebi daha var ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ diyor. Bence mahkemelerin tamamı kapatılsın. Herkes eline bir tabanca alsın, hakkını sokakta arasın. Yani hukuk yoksa, adalet yoksa biz kime güveneceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Bu aynı zarfın içinden dört pusuladan üçü sayıldı da biri sayılmadı gibi oldu.  O da hukuk garabetidir, bu da hukuk garabetidir. Anayasanın amir hükmüne ‘hayır’ dediler. Şimdi seçimler bekleniyor herhalde Ondan sonra önümüze bir anayasa değişikliği talebi gelecek. Bunu meclisten geçirirler geçiremez onu bilemem. Ama bu noktada Hatay halkının iradesi yok sayıldı, adalet anlayışı yok sayıldı ve gözümüzün içine baka baka gereğini yaptılar” dedi.

“Çocuklarımız, Torunlarımız İçin Bu Mücadeleyi Vermek Zorundayız”

Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda yaptığı değerlendirmenin devamında, sonuna kadar mücadele edeceğini belirten Gökhan “Şunu söylemek durumundayım. Benim görev sürem iki ay sonra bitiyor. Ama ölünceye kadar Allah ne kadar sağlık verdiyse sonuna kadar bu ülkenin demokrasi için mücadele etmeye devam edeceğim. Söylemeye devam edeceğim. Mücadeleye devam edeceğim. Nerede ihtiyaç varsa orada olmaya devam edeceğim. Çünkü bu ülke bu anlayışa bırakılamaz. Kendim için değil. Ben yeteri kadar yaşadım. Ama benim çocuğum, torunum, Onlar için bu mücadeleyi yapmak zorundayız. Karşıda bizim için canlarını vermiş yüz binlerce şehit var. Onlar niye canlarını verdi? Biz bu durumda olalım diye mi? Hayır. Huzur içerisinde, rahat içerisinde, adaletli bir biçimde yaşayalım diye canlarını verdiler. Dolayısıyla bu noktada buradan ilan ediyorum. Yani birileri ‘bu terörist’ diyor da Anayasa Mahkemesi teröristi mi savunuyor? Böyle bir şey mi var? Böyle mi anlayacağız biz bu işi? Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri hakim değil mi?  Bu noktada ben Anayasa Mahkemesi üyelerine teşekkür ediyorum. Çok teşekkür ediyorum. Iki kez hak ihlali kararı vermişlerdir. Muhtemelen bu kararın sonucunda da yine aynı kararı vereceklerdir diye düşünüyorum” dedi.

Anayasa Mahkemesi İle Yargıtay Arasında Sorun Çıktı

Başkan Gökhan’ın açılış konuşmasının ardından söz alan AK Parti Belediye Meclis Üyesi Sıtkı Aktuğ ise mahkemeler arasında sürekli muğlak kararların geçmişte de yaşandığını hatırlatarak “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ve Anayasada belirlenen kuralları vardır. Bu kurallar tabii ki herkesi bağlıyor. Anayasanın 83. maddesine ne düzenlenmiş? Yasama dokunulmazlığı.  Yani milletvekillerinin daha rahat çalışması için bazı şeylerden muaflar. Kürsü dokunulmazlığı ve cezası kovuşturması soruşturması yapılamıyor. Ama bunun istisnaları var. Nedir bunlar? Ağır cezalık suç üstü hali bir. İki ikincisi de Ülkenin anayasal düzenine karşı işlenmiş suçlar. Yani bölünmez bütünlüğüne karşı işlenmiş suçlar yasama dokunulmazlığı kapsamında değil. Şimdi burada Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında sorun çıktı.   Yargıtay diyor ki milletvekili seçilen Hatay'dan kişi hakkında anayasanın on dördüncü maddesinde yani ülkenin anayasal düzenine karşı işlenmiş suçlardan dolayı soruşturma açılmış, kovuşturma yapılmış ve ceza verilmiş, kesinleşmiş ceza, ben haklıyım diyor.   Fakat Anayasa Mahkemesi de   14.  maddeyi değişik yorumlayarak  Ne diyor? Anayasa Mahkemesi Hak ve özgürlüklerden yana bir yorum yapıyor. Yargıtay ise daha çok ceza hukukuyla ilgili kendi uzmanlık alanında bir yorum yapıyor. Bana göre burada tabii ki Anayasa Mahkemesi'nin kararları kesindir. Uygulanması lazım ama bazı ülkelerde de bu sorunlar olmuş. Yani yüksek yargı organları arasındaki görüş ayrılıklarından dolayı problemler çıkmış. Ve bunlar yasama organ yapılan tasarrufla düzenlenmiş. Burada Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının icrası konusu var. Bu konuda bir netlik yok.   Yani Anayasa Mahkemesi kararları mesela parti kapatma iptal davalarında Anayasa Mahkemesi bir karar verdiği zaman bu resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe giriyor ve uygulanıyor. Ama hak ihlalleriyle ilgili kararlarda bu kararların uygulanma şekli muğlak. Kim uygulayacak bunu? Yüksek yargı organı veren yani ağır ceza mahkemesi veya Yargıtay’ın ilgili dairesi uygulayacak. İşte bunların önüne gelince uygulamada problem çıkıyor. Çözümü de var ve     bunun yolu da belli. Yasama organı bir tasarrufta bulunacak 83.  maddeye ek yapacak veya anayasanın 80. maddesine ek yapacak veya başka bir yol bulunacak” dedi.

 Şeriatı Gündeme Getirmek İstiyorlar

AK Parti Belediye Meclis Üyesi Sıtkı Aktuğ konuşmasının ardından söz alan CHP Belediye Meclis Üyesi Süleyman Canpolat ise söz alarak Yargıtay ve TBMM’nin kararlarına farklı bir noktadan baktı ve şeriatın gündeme getirilmek istendiğini belirterek “Burada bireysel bir kişinin milletvekili olup olmamasından bununla ilgili kanunların ne olup olmadığından ziyade temel konu anayasamızın mevcut herkesin uymakla yükümlü olduğu bir Anayasanın tartışmaya açılması olarak konuyu değerlendirenler çoğunlukta ve ben de buna inanıyorum. Cumhurbaşkanı bugün Diyanet Akademisi'nin mezuniyet konuştu. Şeriat kanunlarının da iyi derecede öğretildiğinden bahsetti. Şeriat kanunları bir de toplum içinde diğer tartışmalardan da anlıyoruz. Sokaklarda şeriat isteyen vatandaşlarla beraber konuyu birleştirdiğimiz zaman, bu hukuksal konunun önümüzdeki günlerde anayasanın tartışmaya açılabilir bazı konular. Ama temelinden tartışmaya açılması gibi bir kuşku içinde olduğumu ifade etmek için bunları söyledim” dedi.

Artık Filmi Seyretmeyeceğiz,  Filmi Durdurup Gereğini Yapmak Zorundayız

Konuşmaların ardından Yeniden söz alan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana zihniyetin değişmediğine ve hep bir filim çevirdiklerini belirterek “ Türkiye' de her şey bir  film gibi geçiyor. Seyrediyoruz bitiyor ve bir yenisi geliyor. Yeni bir fragman geliyor Onu da seyrediyoruz gene bitiyor. Ama artık Filmi seyretmeyeceğiz. Filmi durdurup gereğini yapmak zorundayız. Çünkü Unutuluyor gidiyor. Askerlere, Ergenekon da yargılananlara ne oldu? İnsanlar şehit oldu.  Bu ülke adım adım bir yerlere gidiyor. Çünkü biz filmi seyrediyoruz film gidiyor, unutuyoruz. Unutmamalıyız. Çanakkale 'de yaşadığımız için bize işler kolay gibi geliyor. ‘Ya bir şey olmaz’  falan diyoruz.  Ama bir gün buraya da gelir. Burada irademizi ortaya koymazsak bunu Türkiye kamuoyuyla paylaşmazsak bir görevimizi yapmak zorundayız. Nasıl suyumuzu koruduk nasıl mücadele ettiysek Türkiye'deki bu demokrasi haklarımızı da savunmak zorundayız. Sustukça Sıra bize gelecek” dedi.

Ogün İnal