Bankacılar bu gelişmeleri serbest piyasa koşullarına geri dönüş olarak tanımladı. Seçim öncesi Merkez Bankası’nın dolar/TL kurunu baskılamak için kamu bankaları aracılığıyla piyasaya müdahale ettiği aktarılıyordu. Bu müdahalenin seçim sonrası durması beklentisiyle çoğu yabancı kurum, dolar kurunun yükseleceğini tahmin ediyordu. Seçimlerin ardından dolar/TL tahminini revize eden bazı yurt dışı kaynaklı bankalar yılsonu kur tahminini 20’den 25’e yükseltmişti. Piyasa yorumcuları bu durum karşısında altı aylık tahminlerini 21’den 25’e, on iki aylık tahmini 22’den 28’e yükseltti. Analistler uluslararası net döviz rezervlerinin negatif bölgeye geçtiğini belirtmişti. Türk Lirası bu yılın başından beri dolara karşı yaklaşık yüzde 18 değer kaybetti.
Kurda bugün yaşanan harekete dair yazdığı blog yazısında seçim öncesi uygulanan politikalara işaret eden Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Kurda yüksek enflasyona rağmen düşük faiz politikası takip edilmesinin yanlış olduğunu, Bugün gelinen aşamada, zembereğin boşalmasıyla birlikte, dolar kurunun normal düzeyine geldiğini” kaleme aldı. “Benim yanlış diye yorumladığım bu ekonomi politikası bazı başka yorumculara göre bilerek istenerek seçim kazanmaya yönelik uygulanan bir politikaydı. Bu yorumu yapanların haklı olduğunu düşünüyorum. Ekonomi politikası yaklaşık iki yıldır tümüyle seçime endeksli olarak yürütüldü ve ekonominin ağır yara almasına aldırış edilmedi.”
Bu konuyu değerlendiren ilgililer, kurun yüksek enflasyon ve düşük faiz politikasına uyum sağladığını söylediler.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yeni atanan Mehmet Şimşek’in bundan sonra nasıl bir ekonomi politikası izleyeceği merakla bekleniyor. Ancak Erdoğan seçim öncesi CNN’e verdiği röportajda düşük faiz politikasından vazgeçilmeyeceğini söylemişti. O halde piyasalarda neler olacağını bekleyip göreceğiz…
Hasan Sami Er