Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce hazırlanan, Küresel Çevre Fonu (GEF) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde çalışmaları yürütülen  Çanakkale ve Balıkesir bölgelerini kapsayan ‘Türkiye'nin Kazdağları Bölgesinde Biyoçeşitliliğin Korunması ve Orman Peyzajlarının Sürdürülebilir Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi’ eğitim ve çalıştayı gerçekleştirildi.

BİZ DE KAZDAĞLARI BÖLGESİNİ KORUNMASINDA ÇOK HASSAS DAVRANIYORUZ
Mitolojide “Bin Pınarlı İda Dağı” olarak geçen, Çanakkale ve Balıkesir bölgelerini kapsayan,  endemik bitkileri ile Ülkemizin orman varlığı en çok olan alanlardan biri olan Kazdağlarını korumak, çevresel ve sosyoekonomik fayda için bölgede  biyolojik çeşitlilik koruması  ve sürdürülebilir  orman yönetiminin sürdürülebilmesi  için Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce hazırlanan, Küresel Çevre Fonu (GEF) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde Çanakkale’de bir çalıştay gerçekleştirildi. Sürdürülebilir Peyzaj yöntemi,  bağlamında korunan alan yönetiminin güçlendirilmesi,  Kazdağlarında yer alan alanlarda biyolojik çeşitlilik koruması ile orman ve tarım alanları sürdürülebilir yönteminin entegre edilmesi,  farklı peyzaj alanlarında koruma ve üretim amacıyla yönetimin entegre edilmesi için bilinç ve kavrayış düzeyi ile yetkinliklerin geliştirilmesinin hedeflendiği  ‘Türkiye'nin Kazdağları Bölgesinde Biyoçeşitliliğin Korunması ve Orman Peyzajlarının Sürdürülebilir Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi’ eğitim ve çalıştayı özel bir otalda düzenlenen oturumla gerçekleştirildi. Çalıştayın açılış programına Doğa Koruma ve Tabiat Parkları Genel Müdürü Kadir Çokçetin, Doğa Koruma ve Tabiat Parkları Genel Müdürü Kadir Çokçetin, Orman Bölge Müdürü Enver Demirci, DKMP Çanakkale Şube Müdürü Ozan Hacıalioğlu, proje ortakları, GEF ve FAO temsilcileri ile diğer ilgililer katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından gerçekleştirilen açılış konuşmalarında proje ile ilgili düşüncelerini dile getiren  Çanakkale Orman Bölge Müdürü Enver Demirci “Çanakkale’nin geneli %52 ormanlarla kaplı, tarihi, kültürü, yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile  çok özel bir yer. Kazdağları da bu manada hem Çanakkale’ye hem de Balıkesir’e çok ciddi katkı sağlayan bir bölge. Biz de Kazdağları bölgesini korunmasında Orman Bölge Müdürlüğü olarak çok hassas davranıyoruz. Yapılacak bu çalıştay  bu anlamda katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi.

İNSANLAR DOĞAL KAYNAKLARDAN YARARLANMAK ZORUNDA AKSİ HALDE YAŞAMA ŞANSI YOK
Çanakkale'de Kaz Dağları'ndaki biyolojik çeşitliliğin korunması ve restorasyonu ormanların gelecek kuşaklara aktarılması adına Milli Park Genel Müdürlüğüyle birlikte bir proje başlangıcını yaptıklarını belirten Orman Genel Müdür Yardımcısı Recep Ateş yaptığı konuşmada  “Bir yerde bir medeniyet oluşturabilmek için medeniyetin kurulacağı yerde bir takım doğal kaynakların olması lazım. Dünyanın her yerinde şehirler nehirlerin kenarında kurulmuş.  Yani öncelikle bir su kaynağımızın olması lazım. İlk medeniyet olarak bildiğimiz Sümerler,  Mezopotamya’da su kenarlarında kurulmuş.  Yani bir doğal kaynak olmadığı sürece bir yerleşim yaşama, bir medeniyete geçemezsiniz. Yerleşik hayat olmayınca da bir medeniyetten söz edilemez.  Yerleşik hayata geçtiğimiz sürece doğayla ilişkiler kurmaya başlarız.  Zaman zaman o ilişkiyi kurarken, bazen tahrip ederiz,  bazen onu öğrenmeye çalışırız.  Öğrenerek de yaptığımız hataları telafi etmeye çalışırız. Biz de Troya’da olduğu gibi orda bu medeniyeti kurduklarında burada büyük bir orman ekosistemi hala artarak devam eden doğal bitki ekosistemini ekolojik şartları ile ilgili Kuzey’den gelen yağışlı havaların en yüksek olduğu, Karadeniz ikliminin güneydeki son noktasıdır Kazdağları. Güneyden gelen yağışların ilk karşılaştığı yer de yine Kazdağlarıdır.  Bu nedenle zaman zaman çok şiddetli yağışlara maruz kalıyor.  Yani ekolojik olarak bir Kuzey ikilimi, Avrupa’dan gelen iklim ve güneyden gelen iklimin tam da kesiştiği noktadır. Bu da  Kazdağlarında biyolojik çeşitliliğinin son derece yüksek olmasını sağlıyor.  Bu bölgeler çok güzel korunmuş. Köylerin dağların eteklerinde yer aldığı,  köylerde bile ormanların olduğu, doğal yaban hayatının, biyolojik çeşitliliğin,  her şekilde devam ettiği bir bölge.  Çanakkale’nin Kuzeye bakan bölgelerinde ekolojik çeşitliliği çok daha yüksek.  İşte bu bölgelerde ormancılığın yönetimi, biyoçeşitliliğin korunması ve geçmiş dönemlerde yaptığımız, neleri tam olarak yapamadığımızın bir anlamda çet edileceği bir çalıştay olacak.  Biz İnsanoğlu olarak ekosistemin bir parçasıyız ama akıl üstünlüğümüzle bazı ileri bazen de geri hareketlerimiz olabiliyor.  Ama yanlışlarımızdan ders alıp yeniden telafi etme şansımız var.   Yani İnsanlar doğal kaynaklardan yararlanmak zorunda aksi halde yaşama şansı yok. Ama bunu kuruma-kullanma dengesi içerisinde yapması gerekiyor. Eğer tahrip ettiyse akıl ve bilimle bunu telafi etmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

AMACIMIZ KAZDAĞLARINI KORUMAK
FAO Türkiye Temsilcisi Dr. Ayşegül Selışık, ise toplantıda yaptığı konuşmada projenin desteklenmesi ile ilgili bilgiler vererek “Amacımız Kaz Dağları'nın biyoçeşitliliğinin korunması ve orman peyzaj alanlarınız sürdürülebilir yönetiminin sağlanması. Proje de temel amaç özellikle mevcuttaki Kaz Dağları'ndaki hazinenin, cennetin bir kere orman ve biyoçeşitlilik anlamında korunması devam ettirilmesi ama bunu yaparken de kırsalda Kaz Dağları'nın etrafında yaşayan halkın hem geçim kaynaklarının güçlendirilmesi hem onların biyolojik çeşitliliğin korunmasına, orman alanlarının peyzajının sürdürülebilir kılınmasına katkı verecek şekilde bir anlayışa sahip olacak, bir seviyeye getirilmesi yada olan faaliyetlerin güçlendirilmesi ve bunu yaparken de yerel aktörlerle birlikte çalışmayı planladığımız bir proje”  dedi.

Kazdağları Ekosistemi de Korunacak
Proje Teknik Lideri Ekrem Yazıcı’da konuşmasında “Kaz Dağları projesi global çevresel fon tarafından desteklenen Kaz Dağları'ndaki orman biyoçeşitliliği ve diğer ekosistemlerdeki bir çeşitliliğin katılımcı bir yaklaşımla ve entegre bir yaklaşımla korunmasına amaçlamaktadır. Proje bir yandan mevcut korunan alanların daha etkin bir şekilde yönetilmesini, diğer yandan da korunan alanlar dışında kalan ekosistemler de biyoçeşitliliğin daha iyi bir şekilde entegre edilmesini ve bu alanlardan üretim yapılırken biyoçeşitliliği de koruyacak önlemlerin alınmasını hedeflemektedir” ifadelerine yer verdi. Yapılan konuşmaların ardından sunuma geçilerek proje hakkında katılımcılara bilgiler verildi. Kazdağları ve Çanakkale ekosistemi için önem arz eden çalıştayda bölgenin biyoçeşitlilik ve ekosisteminin korunmasına yönelik çalışmalar konuşuldu.
Murat Çağlayan