Cumhuriyet Hal partisi merkez ilçe Başkanlığı 18 Mart şehitleri anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. Yıldönümü nedeni ile Cumhuriyet meydanında siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve deneklerinde katıldığı 18 Mart Zaferi çelenk sunma töreni düzenledi. Çanakkale Valiliği çelenk sunma töreninin ardından gerçekleştirilen törene, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Uz, CHP Çanakkale İl Başkanı Sabiha Güler Koçer, İyi Parti İl Başkanı Selahattin Yıldızlar, Deva Partisi İl Başkanı Avukat Berkan Karaca, CHP Merkez İlçe Başkanı Süleyman Erte, Siyasi parti üyeleri, STK’lar Dernekler ve Çanakkaleliler katıldı. Atatürk büstüne çelenklerin koyulması ile başlayan alternatif tören Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile devam etti.
“18 MART BİR ÇOK ZAFERİN HABERCİSİ OLMUŞTUR”
Çelenk sunma programında 18 Mart zaferinin anlamı konusunda konuşma yapan İYİ Parti  Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt Şunları söyledi. “18 Mart demek, azim demek, kahramanlık demek, cesaret demek ve umut demektir. 18 Mart Kahraman Türk Ordusunun kazanacağı bir çok zafere öncülük eden gün demektir.  Cumhuriyetin kazanılmasının yolunda, en büyük kazanılması demektir 18 Mart.  18 Mart’ın bir şehrin kurtuluşundan çok daha fazlasıdır. Bu nedenle anlamı bizde ap ayrı.  Bizim için 18 Mart Memleket demek. Memleket demek dümdüz yolda ayağımıza batan sivri bir taşı bile  amasız lakinsiz, fakatsız sevmek demektir.  Ben bu birlik ve beraberliği bozmaya çalışanlara karşı bu birlikteliğimiz 18 Marttan aldığımızı düşünüyorum” dedi. 
“18 MART, TÜRK ULUSUNUN BİRLİK, BERABERLİK DUYGULARI İÇERİSİNDE VATANI KORUMAK İÇİN ÇEKİNMEDEN ÖLÜME GİDEBİLME CESARETİDİR”
Törende 18 mart zaferinin anlamı konusunda konuşma yapan bir diğer isimde CHP Çanakkale  İl Başkanı  Sabiha Güler Koçer oldu. Koçer, törende yaptığı konuşmada  ise  “18 Mart 1915'e nasıl gelindi? Niçin 18 Mart’ı kutluyoruz? Bunun cevabını vermeden, nedenlerini irdelemeden, her yıl yapılan, kahramanlık, mertlik, söylemleriyle 18 Mart Zaferini gerçekleştirenlere olan borcumuzu ödeyemeyiz. Hepimizin bildiği gibi, geçmişi 6 asra varan, bir Osmanlı Devleti, son zamanlarında liyakatsiz ve yeteneksiz yöneticiler elinde Avrupa’nın “Hasta Adam” dediği çok geniş topraklara sahip bir devletti. Topraklarının içinde, dünyanın en gözde enerji kaynakları vardı. Başarısız olan bu yöneticiler, şeyhülislamların verdiği fetvalarla ülkeyi yönetiyorlardı. Batı, Rönesansını yaparken, Osmanlı Devleti çağı yakalayamamıştı. Bilim ve teknolojinin gerisinde kalmıştı. Heybetli görünüşüne rağmen en küçük sarsıntıda yıkılacak durumdaydı. Emperyalistler, bu gerçeği biliyor ve bunun içindir ki “Hasta Adam” tabirini kullanıyorlardı”. Enerji kaynaklarına, ulaşım konusunda iştahı kabaran batının büyük devletleri Osmanlı Devleti'ni bölmek ve parçalamak amacıyla doğrudan başkent (payitaht) İstanbul’a yürümeye karar verdiler. Daha yola çıkmadan, galip geleceklerinden o kadar emindiler ki, bir İngiliz komutanı ‘Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, yener geçeriz’ diyecek kadar güven doluydu. Sonunda yolculuk başladı, çağın, en güçlü silahlarıyla donanmış, savaş gemileriyle Çanakkale Boğazı’na dayandılar.  Dikkat edilmelidir ki, bu durumun en büyük sebebi baştaki vasıfsız ve yeteneksiz yöneticilerdir. Bu kişiler, başında bulundukları devleti borç batağına sokarak, savaş için gerekli olan parasal desteği de çok önceden yok etmişlerdi. Bunların bilinmesi 18 Mart’ı anlamak için bir zorunluluktur. İşte bu şartlar altında dahi, Türk Ulusunun birlik, beraberlik duyguları, vatanı korumak için çekinmeden ölüme gidebilme cesaretidir ki,18 Mart’ı yaratmıştır” dedi.
“ÇANAKKALE SAVAŞLARININ DÖNÜM NOKTASI MUSTAFA KEMAL’İN SAVAŞA DAHİL OLMASIDIR”
Koçer konuşmasının sonunda  “18 Mart, bir Deniz Zaferi’dir. İngiliz Başbakanı Winston Churchill ‘in ‘Sadece boğazlar bile bir devlet eder.’ sözüne karşılık, kanla, açlıkla, yoklukla kazanılmış bir Deniz Zaferidir. Türk Ordusu’nun gücü, üstün hasletleri sayesinde ve özellikle başlarındaki liyakatli, yürekli komutanlarla aslan yürekli çocukların, dedelerin, kadınların ve tüm bir ulusun birlik olduğu ve ortaya çıkardıkları eşsiz bir zaferdir. Esat Paşalar, Yüzbaşı Hakkı Beyler, Yahya Çavuşlar ve Havranlı Seyit Onbaşıların önderlikleri, özverileri bu zaferi doğurmuştur. Unutulmamalıdır ki, bu Çanakkale Zaferi’nin, Deniz Savaşları bölümüdür. Yine, Enver Paşa’nın Çanakkale’de hiç görev vermek istememesine karşılık, kendisinin ısrarlarına dayanamayıp, onu savaşa alan ve sadece Türk’ün değil, tüm dünyanın kaderini değiştiren eşsiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası, bu zaferin ve sonrası kara savaşlarının kazanılıp, dünyaya parmak ısırtan bir zafer olmasında amil olmuştur. Cumhuriyetimizin II. yy.’ında bize bu zaferi kazandıranlar ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kahramanları saygı, rahmet ve minnetle anıyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Konuşmaların ardından Cumhuriyet Halk Partisi ve Sivil Tolum Kuruluşlarının çelenk koyma programı tamamlandı.
 Ogün İnal