Dağtekin basın açıklamasında, Çanakkale’nin de deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan kentlerin arasında olduğuna dikkat çekerek “Deprem bölgesinde zamanında arama-kurtarma çalışmalarına başlayamayan, haberleşme, barınma ve beslenme hizmetlerini örgütleyemeyen tek adam rejimi, “kader” ve “asrın felaketi” söylemleri ile sorumluluğunu gizlemeye çalışıyor” dedi.

ENKAZ ALTINDA KAÇ KİŞİNİN OLDUĞU AÇIKLANMIYOR
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7,7 ve Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremler Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ'da birçok binanın yıkımına ve on binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Deprem felaketinin neden olduğu can kayıpları artmaya devam ediyor. Deprem felaketinde can kaybı 43 bine yaklaştı. Tüm Türkiye, 50 bini aşkın binanın hasar gördüğü, 42.310 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve 80 bini aşan yaralı sayısının meydana geldiği deprem bölgesindeki yaraları sarmak için seferber oldu. 10 ilin merkezlerinde, ilçelerinde beldelerinde ve köylerinde 13 Milyondan fazla vatandaşın doğrudan etkilendiği deprem bölgesinde çadırkent ve konteyner kentler kurulmaya devam ederken Türkiye’nin dört bir yanından da deprem bölgesine yardımlar gelmeye devam ediyor. Deprem bölgesinden bugüne kadar 460 bin 945 depremzede başka illere tahliye edildi. Bu depremzedelerden 318 bin 970'ini kamu misafirhanelerinde ve otellerde kalıyor. Deprem bölgesinden en son olarak Hatay Defne’de 6,4 büyüklüğünde yaşanan depremde de binalar yıkıldı 6 vatandaşa hayatını kaybetti. Deprem felaketi ile sarsıldığımız bu günlerde Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Muzaffer Dağtekin yaptığı basın açıklamasında “Resmi rakamlara göre depremdeki can kaybı 41 bini aştı. Binlerce yaralı var ve depremin üzerinden geçen bunca zamana karşı hala enkaz altında kaç kişinin olduğu açıklanmıyor. Deprem bölgesinde zamanında arama-kurtarma çalışmalarına başlayamayan, haberleşme, barınma ve beslenme hizmetlerini örgütleyemeyen tek adam rejimi, “kader” ve “asrın felaketi” söylemleri ile sorumluluğunu gizlemeye çalışıyor” dedi.

MÜTEAHHİTLER YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMALI, BÜROKLATLAR, BAKANLAR HESAP VERMELİDİR
Dağtekin, Basın açıklamasının devamında şu cümlelere yer verdi. “Yüzden binlerce insanın canına mal olan şey “kader planı” değil, AKP hükümetlerinin ve tek adam yönetiminin halkı ve halkın ihtiyaçlarını yok sayan imar politikalarındaki ısrarı, doymak bilmeyen kar ve rant hırsıdır. Halkımız, tek adam yönetiminden ve sermaye düzeninden kurtulmadıkça acılar son bulmayacaktır. Göz göre göre gelen bu toplu kırımda sorumluluğu bulunan şirket sahipleri ve müteahhitler yargı önüne çıkarılmalıdır. Siyasal sorumluluğu bulunan Hükümet temsilcileri, bakan ve bürokratlar hesap vermelidir. Son yaşadığımız deprem gerçeği, deprem tehdidi altındaki birçok kentin benzer felaketlerle yüz yüze olduğunu gösterdi. Çanakkale de tehlike ile karşı karşıya kentlerden biridir. Bilim insanları kentin yakınlarından dört fay hattı geçtiğini vurguluyorlar. Aletsel veriler ve bölgede yaşanan depremler de, bu fay hatlarının aktifliğini kanıtlıyor. Ayvacık’ta 2017 ve 2019’da yaşanan 5,5 ve 5,3 şiddetindeki depremlerde bile yüzlerce bina ağır hasar aldı. AFAD, 7 büyüklüğünde bir deprem senaryosunda Çanakkale’de binlerce binanın ağır hasar göreceğini tahmin ediyor. Olası bir İstanbul depreminden Çanakkale’nin de ciddi ölçüde etkileneceği biliniyor. Tüm bunlara rağmen Çanakkale ne depreme ne de deprem sonrasına hazırlıklı değil. Kentimizdeki binaların %51’i 1999 depreminden önce inşa edilmiş durumda. AKP’nin sadece 2018’de yılında çıkardığı imar affı için 38 binden fazla kişi başvurdu. Bu sayı son depremde ciddi bir yıkım yaşayan Adıyaman’ın neredeyse 3 katı. AKP’nin iktidar yıllarında çıkardığı 8 imar affı da gözetildiğinde, Çanakkale’de on binlerce yurttaşın deprem yönetmeliğine uyulmayan konutlarda yaşadığı görülüyor.”

ARAMA-KURTARMA, HABERLEŞME, BARINMA GİBİ HİZMETLERDE KOORDİNASYON SAĞLANAMADI
Açıklamasında “Bilim insanlarının uyarılarına, meslek örgütlerinin çağrılarına rağmen Çanakkale’de tek adam rejimi ve yerel yönetimler kar ve rant politikalarında ısrar ediyorlar” diyen Dağtekin açıklamasının sonunda “Bilimi dışlayan imar politikaları ile yeni felaketlere davetiye çıkarıyorlar. Güvenli ve sağlıklı konutlarda barınma hakkımız bir avuç müteahhidin insafına bırakılmış durumda. Ailemizin, sevdiklerimizin yaşamı, kentimizin geleceği; deprem sonrası arama-kurtarma, haberleşme, barınma gibi kamusal hizmetlerini bile örgütlemeyi başaramayan tek adam yönetimine ve liyakatsiz yöneticilere bırakılamaz. Maraş depremi bir kez daha dayanışmanın gücünü, el ele vermenin önemini, organize olmanın sevdiklerimizi yaşatmak için ne kadar zorunlu olduğunu gösterdi.  Kendimizi, ailemizi, dostlarımızı kurtarmak için örgütlenmek ve mücadele etmek zorundayız. Gelin, insan yaşamını hiçe sayan, yaşam hakkımızı kar uğruna peşken çeken, kendi sorumluluğunu “kader” diye gizlemeye çalışan tek adam iktidarından kurtulmak için birlikte mücadele edelim. Gelin enkaz altında kalmamak için zaman kaybetmeden mahallelerimizde, işyerlerimizde depreme hazırlık komiteleri kuralım.” dedi.

Murat Çağlayan