Cumhuriyet Medyanın da gerçekleşen basın açıklamasında Eğitim-İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Serkan Serbes‘’ %30’luk zammın 16’sı zam değil enflasyon farkıdır. Devletimiz ve ülkemiz için çalışmak hiç bu kadar değersiz hale getirilmemiştir” dedi.
% 30’LUK ÜCRET ARTIŞI KELİMENİN TAM ANLAMIYLA EMEĞİMİZE HAKARETTİR
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak memur ve memur emeklilerine yapılan zammı protesto etti Protestoların Çanakkale’deki Adresi Cumhuriyet Meydanı oldu. Protestoda Eğitim-İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Serkan Serbes yaptığı açıklamada ‘’Emekli dostlarımız, halkımız ve emeği ile geçinen değerli kamu çalışanlarımız, Yanlış ekonomi politikaları, halkı değil rantı düşünerek alınan kararlarla ülkeyi derin bir ekonomik krizin ortasına getiren siyasi iktidar, açıkladığı trajik zam oranıyla kamu emekçisini sefalete terk ettiğini resmiyete kavuşturmuştur. Tarafsız ve şeffaf bir devlet kurumundan çok iktidarın rakamlarla oynama şirketi gibi çalışan TÜİK in, marketlerdeki etiketlerin her gece değiştiği bu ağır enflasyon ortamında, son 6 ayın enflasyonunu yüzde 15 olarak açıklamasıyla başlayan tiyatro, bu gerçekdışı rakam baz alınarak kamu emekçisine ve emekliye, adına zam bile denemeyecek bir ücret artışının reva görülmesiyle son bulmuştur. Bir “müjde” olarak duyurulan yüzde 30’luk ücret artışı kelimenin tam anlamıyla emeğimize hakaret, gerçeklere ihanettir. Motorlu taşıtlar vergisi ile emlak vergisinin yüzde 61; birçok ceza ve vergiyi belirleyen “Yeniden Değerleme Oram” yüzde 123 artmışken ağır bir geçim sıkıntısı içindeki kamu emekçisine verilen yüzde 30 ücret artışına “müjde” diyebilmek için gerçeklikten kopmak gereklidir.’’ ifadelerine yer verdi.
“KAMU EMEKÇİLERİ BU HAKARETİ KABUL ETMEYECEK”
Serbes açıklamasının devamında ‘’Ülke genelinde kira ortalaması 6 bin 500 olmuştur. Ailelerimizin en çok tükettiği, insan sağlığı için şart olan 64 temel gıda maddesi 2022’nin Aralık ayında, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 137 zamlanmıştır.2022’de aylık ortalama gıda fiyatları yüzde 150,5 artmıştır. Özelleştirmelerle beraber her ay kontrolsüzce kabaran faturalar, kamu emekçisinin maaşının neredeyse 3'te birini alıp götürmektedir. Soruyoruz: TÜİK hangi ülkede yaşıyor? Bu enflasyon oranları hangi market fiyatlarına göre, hangi faturalara bakılarak belirleniyor? TÜİK’ in açıkladığı -vergi artışlarına ve yeniden değerleme oranına bakarsak devlet kurulularının bile inanmadığı gerçekdışı yıllık enflasyon oranının yarısından bile az olan bu ücret artışına müjde derken, aklımızla alay ederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Üstelik bir hitabet makyajıyla kapatmaya çalışsalar da bu açıklanan rakamın yaklaşık yüzde 16’sı zam değil enflasyon farkıdır. Devletimiz ve ülkemiz için çalışmak hiç bu kadar değersiz hale getirilmemişti. Kamu emekçisinin alın teri hiç bu kadar hiçe sayılmamış, aklıyla hiç bu kadar alay edilmemişti. Her zaman emeğin onuru için mücadele eden Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak çalışıyoruz ki kamu emekçileri bu hakareti kabul etmeyecek; etmeyeceğiz! Emeğimizi bu kadar değersizleştiren, bize sefaleti hak görenleri de bu rezil tabloda emeği, büyük olan, bugün utançtan başlarını, öne eğecekleri yerde kamu emekçilerini sefalete mahkum eden ücret artışı, açıklamasını, avuçları, kazanıncaya kadar alkışlayan sararmış sendika yöneticilerini de unutmayacağız! Kurulduğu günden bu yana kamu emekçisinin maddi ve manevi tüm hak ve sorunları için mücadele eden konfederasyonumuza yakışan bir anlayışla hareket edecek; kamuda çalışıyor olmanın bu kadar örselenmesine ve değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz! Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-lş ve onun çatısı altındaki sendikalarla birlikte, Cumhurbaşkanının altını çizdiği gibi hak, hukuk ve adalet mücadelesi vermeye devam edeceğiz! Biz %25+5’lik hakareti ve sefaleti reddedeceğiz! Emekçinin alın terini, pazarlık masalarında 3 kuruşa satarak kendilerine konfor alanı yaratan sarı sendikacılara inat, sendikacılık nasıl yapılır, hak nasıl aranır, emeğin haysiyeti nasıl korunur, göstereceğiz! Bugün kamu emekçileri olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Yoksulluk sınırının üzerinde ve İnsanlık onuruna yaraşır bir ücret artışı sağlanana kadar eylemliliğimizi sürdüreceğiz.’’ dedi.
İŞÇİLER VE EMEKLİLERİMİZ İÇİN GEÇİNEBİLECEKLERİ BİR ÜCRET TALEP EDİYORUZ
Açıklamasında İşçi ve emeklilerin geçinebilecekleri bir ücret talep ettiklerinin altını çizen Serbes ‘’Her şeyden önce, okuldaki öğretmeninden, hastanedeki hemşiresine, tarımdaki ziraat mühendisinden, ameliyathanedeki temizlik görevlisine... Adlarını sayamadığımız tüm kamu emekçileri, işçiler ve emeklilerimiz için asgari geçim standartlarının üzerinde geçinebilecekleri bir ücret talep ediyoruz! Kırsalda kalacak lojmanı olmayan okullarımızda görev yapan öğretmenlerimize ulaşım desteği sağlanmasını, tüm okullarımızda çocuklarımıza ücretsiz sağlıklı öğle yemeği verilmesini istiyoruz. Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır. Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci yarısına ulaşmadan vergi dilimine girmemize engel olmayacaktır. İkinci altı aya girmeden yüzde 20 vergi dilimine girmemiz nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranlan kamu görevlileri için %15'te sabitlenmelidir. Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır. İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını arttırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 üye barajını kaldıranlar bugün kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır. Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajının Danıştay tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, iktidarın bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanın gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır. Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel, etkisiz sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir.’’ dedi.
Murat Çağlayan