Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi ana giriş kapısı önünde toplanan Hekimler Birliği Sendikası üyelerine, Çanakkale Tabip Odası Başkanı Doktor Ayşe Güneş ve yönetim kurulu üyeleri destek verdi.  Hekimler Birliği Sendikası Çanakkale İl Temsilcisi Operatör Doktor Sema Köksal Basın açıklamasında “Bir kez daha uyarmak için verilen sözleri hatırlatmak için, her şey güllük gülistanlık değil demek için iş bırakıyoruz” dedi.

DOKTORLAR İŞ BIRAKTI
Hekimler Birliği Sendikası üyeleri iş bırakan hekimler için Çanakkale Mehmet Akif Ersoy devlet hastanesi ana girişinde toplandı. Tekrar uyarmak ve verilen sözleri hatırlatmak için iş bırakan hekimler adına basın açıklaması yapan Çanakkale İl Temsilcisi Operatör Doktor Sema Köksal, basın açıklamasında “Yıldık artık. Sağlıktaki şiddetten hekime kalkan elden, edilen küfürden, hakaretten, tehditten. Öldük zaten çekilen bıçaktan, ateşlenen silahtan. Meslek hayatının baharındaki gencecik meslektaşlarımız, tecrübesi ve birikimi ile önümüzü açan kıdemli meslektaşlarımız görevini hakkı ile yapmaya çalışırken korunamadıkları için odalara hapsedildi, darp edildi, boğazları sıkıldı, burunları kırıldı, yerlerde sürüklendi, bıçakla kovalandı. Hem hekimler hem hekimlik mesleği yine yeniden bir darbe daha aldı. hep birlikte soruyoruz. Bu şiddet neden? Bu kadar zor mu önlem almak, hekimini, çalışanını korumak? bir kez daha uyarmak için verilen sözleri hatırlatmak için, her şey güllük gülistanlık değil demek için iş bırakıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

CAYDIRICI ETKİN YASALARIN ACİLEN ÇIKARILMASINI TALEP EDİYORUZ
Köksal açıklamanın devamında “Canımızı korumak için istiyoruz. Yıldık artık” diyerek şunları söyledi. “Şiddetin diğer iş kollarına göre 16 kat fazla olduğu tescillenen ve günde 80 tane beyaz kod verildiği bilinen, günümüzün yarısının  geçtiği sağlık kuruluşlarında, çalışma hayatımız boyunca % 95 şiddete uğrama ihtimalimiz olan sağlık kuruluşlarında; başında etkili ve güvenlik görevlisi olan x-ray cihazlarının bulundurulmasını, polikliniklere ve acil servislere panik butonlarının yerleştirilmesini, şiddet suçu işleyenlerin güvenlik eşliğinde muayene edilmesini, her polikliniğe bir sekreter verilmesini, caydırıcı etkin yasaların acilen çıkarılmasını talep ediyoruz. Yeni ekremler, ersinler, kamiller olmasın diye istiyoruz. Canımızı korumak için istiyoruz. Yıldık artık!! baskıcı ve bunaltıcı hasta yüküne sebep olan kontrolsüz MHRS randevu sürelerinden. Araya sıkıştırılmış ek randevulardan. Bitmek bilmez sekretarya angaryasından, hukuksuz geçici görevlendirmelerden, nefes aldırmayan yönetim taleplerinden. Kamuda can çekişen hekimliğin serbest icrasının kısıtlanmak istenmesinden. Tükettiniz zaten, hastaya hak ettiği ama talep edemediği süreyi ayıramamaktan, iyi koşullarda hekimlik yapamamaktan. Siz ne yaparsanız yapın biz hekimiz hep birlikteyiz!, biz acil hekimleriyiz, biz aile hekimleriyiz, biz diş hekimleriyiz, biz öğrenci hekimleriz, biz asistan hekimleriz, biz uzman hekimleriz, biz öğretim üyesi hekimleriz, biz acildeyiz, poliklinikteyiz, klinikteyiz, laboratuvardayız, yoğun bakımdayız, asm’deyiz, adsm’deyiz, 112’deyiz, ism/tsm’deyiz hastanedeyiz, üniversitelerdeyiz, anfilerdeyiz. Bu çığlık hepimizin, hekimliğin, hekimlerin!! acı çeken sağlık işinin, sağlıklı olmak isteyen hastanın ve hekimlerin.”

MEVCUT SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜR
Hekimler Birliği Sendikası Çanakkale İl Temsilciği basın açıklamasına destek vermek için hastane ana girişinde bulunan Çanakkale Tabip Odası Başkanı doktor Ayşe Güneş’te iş bırakan hekimler adına için açıklama yaptı. Güneş basın açıklamasında, mevcut sağlık sistemini çöktüğünü belirterek, “Durum, bir halk sağlığı sorunudur.” dedi. Güneş açıklamasında şu cümlelere yer verdi. “Sağlık kuruluşlarına başvuran hasta sayısı günden güne artarken, sağlığa erişim olanakları giderek azalmaktadır. Hasta sayılarının artışı ile övünen bu problemli sistemden randevu alınamıyor, muayene ve tedavi olunamıyor. Bu bir sağlık sistemi değildir, her düzeydeki sağlık kuruluşlarında hasta üreten bir fabrikaya dönüşmüştür. Günlerce telefon başında bekledikten sonra alınabilen randevu için, Sağlık Bakanlığı hastalara yalnızca 5 dk lık bir süreyi razı görüyor. Bu kabul edilemez bir durumdur. Vatandaşlarımıza haksızlık, biz hekimlere eziyettir. Halkımıza soruyorum: Sizler buna layık mısınız? Bizlere 5 dakikada derdinizi nasıl anlatacaksınız? Veya hanginiz bir hekimin baktığı 100. hasta olmak ister? Adına teşvik dedikleri bu sistem, biz hekimleri işte buna zorluyor. Emeğimizin karşılığı hiç bir koşula bağlanamaz. Hekimlik parça başı iş üreten bir meslek değildir, buna izin vermeyeceğiz! İnsan hayatı pazarlık konusu değildir, insan sağlığından kâr elde edilemez! Sağlık hizmeti devletin en temel hizmetidir, kimsenin lütfu değildir! Bu hizmeti veren hekimler ve sağlık çalışanları olarak insanca koşullarda çalışmak istiyoruz.  Hasta üzerinden yapılan hesaplara karşı çıkıyoruz. Başarı ölçümüz, insanları hastalıktan koruyabilmektir. Hastalanan kişileri ise 21. yüzyıl tıp biliminin mesleki standartları ve imkanları ile sağlığına kavuşturmak ve mesleğimizi icra edebilmektir. 5 dakikada bu nasıl mümkün olabilir?  Hekimlerimizin ve sağlığın her alanında hizmet veren çalışanların sağlığı da tehlike altındadır. Ardı ardına yığılan hastalar, elverişsiz koşullar, bıkkınlık, tükenmişlik ve yorgunluk içinde günü tamamlıyoruz. Bardak doldu taşıyor. Biz her gün yeniden başa sarıyoruz. Günlük sözlü saldırılara, hakaretlere, fiziksel tehditlere ve ölüm dahil her türlü şiddet riskine alışmamız mı bekleniyor? Nedir bu çözümsüzlük? Çünkü onlar da biliyorlar sağlıkta şiddetin yanlış politikaların sonucu olduğunu. Amacı yaşatmak olan bu işin fıtratında şiddet olmadığını biz biliyoruz. Biz sizlerin sağlığını da bu mesleğin saygınlığını da korumak üzerine ant içtik. Hekimliğin onurunu da gururunu da kaybetmeyeceğiz. Mücadelemiz tüm toplumun sağlığı içindir. Şiddetten arındırılmış daha güvenli çalışma ortamları, Hastalara nitelikli bakabilmek için gereken süre ve koşulları talep ediyoruz. Hastanelerdeki ek randevu ve MHRS sistemine müdahaleler, hasta-hekim çatışmasına neden oluyor. Günü kurtaran, tüm yükü hekimlerin sırtına bırakan çözümler yerine; işlevsel, hakkaniyetli ve bilimsel çözümler istiyoruz. Sağlıkta caydırıcı ve etkili bir şiddet yasası mutlaka çıkartılmalıdır. Tek ödeme sistemi ile emekliliğe yansıyan güvenceli bir gelir artışı, ayrım gözetmeksizin tüm hekimlere adil bir şekilde verilmelidir.”

Ogün inal