Kazadan yıllar sonra Bozcaada’nın karşısında bulunan Geyikli’ nin Hantepe plajında yüksek radyasyona rastlanmış, çevre halkı yüksek radyasyonun batan gemideki konteynerlerin neden olduğuna inanmıştı.  Batan gemi ve esrarengiz konteynerler Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı tarafından liman başkanlıklarına gönderilen yazı nedeni ile yapılan çalışmalarda radara takıldı. Çanakkale Liman başkanlığı geminin Türkiye’deki acentasına “geminizi ve kirlilik yaratan gemi yükünü çıkarın” talimatı gönderdi. 1999 yılından bu yana denizin 50 metre derinliğinde yatan gemi ve ambarındaki konteynerlerin çıkarılması bekleniyor. Konteynerlerin çıkarılması ile geminin yükü üzerindeki esrarengiz perdenin de kalması bekleniyor.

BATAN VE ATIL GEMİLERİ TEMİZLEYİN TALİMATI
Geniş bir deniz alanına ve iki boğaza sahip olan ve sahip olduğu deniz sahasında gemi trafiğinin de çok yoğun olduğu Türkiye’ de deniz sahasının kullanılmasını tüm ülke bayraklı gemilerine sağlasa da bir yandan da bu gemilerin geçişi sırasında kara sularında gerçekleşebilecek olan gemi kazası, kimyasal atık salınması can mal ve çevresel risklere karşı tedbirlerini de alıyor. Karasularından geçen gemiler dahil Türk limanlarına yanaşan gemilere kadar Türk karasuları içerisinde meydana gelebilecek her türlü olumsuzluk için gemilere sigorta yapılması isteniyor. Bu süreçte Türk karasularında boğazlarda birçok gemi kazası meydana gelmiş durumda. Bu kazalarda batanda  birçok gemi mevcut. İşte Türk kaza sularında su alarak yarı batan, karaya oturan ve terk edilen yada tamamen batan gemilerin enkazlarının, can mal çevresel riskler oluşturması ve diğer gemilerin seyri için tehlike yaratması nedeni ile Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı devreye girmişti. Ulaştırma Bakanlığının bu enkazların kaldırılması için tüm liman başkanlıklarına yazı göndermişti. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı Genel Müdürü Ünal Baylan’ın imzası ile tüm liman başkanlıklarına gönderilen yazıda “ liman Başkanlıklarının görev sahalarında bulunan can. Mal ve çevresel risk taşıyan ve ya seyir ve seyir selametine engel olabilecek durumda olup 618 sayılı limanlar kanununun değişik 7. Maddesi hükümlerinin öngörüldüğü şekilde bulunduğu yerden kaldırılmasının uygun olacağı değerlendirilen gemilere yönelik işlemler hali hazırda devam etmektedir.  Bu itibarla Dünya da yaşanan küresel ısınma ve iklim değişikliklerine bağlı olarak gelişen sert hava koşulları ve doğal afet riskleri göz önünde bulundurularak liman başkanlıklarının idari sorumluluk sahasında hali hazırda işlemleri devam eden gemiler ile birlikte idari sahanızın tekrar taranarak sahanızda bulunan can, mal ve çevresel risk taşıyan veya seyir ve seferin selametine engel olabilecek suret ve vaziyette karaya oturmuş, yarı batık, veya batık halde ya da tek edilmiş veya atıl halde bulunan gemilerin tespit edilerek yerinden kaldırılmasına veya bulunduğu yerde bertaraf edilmesine yönelik olarak yapılacak iş ve işlemlerin gecikmelere mahal vermeden ivedilikle tamamlanması hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim” ifadelerine yer verildi. Çanakkale Liman Başkanlığına gelen yazıya istinaden ilgili çalışmalara başlanmıştı. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı Genel Müdürü Ünal Baylan’ın imzasını taşıyan yazıda belirtildiği üzere Çanakkale Liman Başkanlığı sorumluluk sahasında, yarı batık, batık veya karaya oturmuş gemiler ile ilgili tespit ve işlem yapılmasına yönelik çalışmalarda başlamıştı. Bu çalışmalar kapsamında yıllar önce meydana gelen ve meydana geldikten sonrada çevre sorunlarına neden olduğu sıkça konuşulan gemi akıllara getirdi.

GEMİ AMBARINDA BULUNAN KONTEYNERLAR DA NE VAR
Çanakkale Liman Başkanlığı sorumluluk sahasında, yarı batık, batık veya karaya oturmuş gemiler ile ilgili tespit ve işlem yapılmasına yönelik çalışmalarda o demen adından sıkça bahsettiren Yunan Bayraklı PERMARİNER isimli konteyner gemisini akıllara getirdi. 26 Temmuz 1999 yılında saat 22.15 sularında C/O SARLIS CONTAINER SERVICES S.A donatanı bulunduğu Yunanistan Bayraklı PELMARİNER  VE PELRANGER isimli gemiler Bozcaada Batı burnu fenerinin yaklaşık 4,5 deniz mili uzağında çarpışmışlar ve çarpılma sonucunda PELMARİNER isimli gemi çarpışma mevkiinde batarak denizin 46 metre derinliğinde deniz dibine oturmuştu.  Batan gemide yüklü bulunan 159 konteyner ve gemi güvertesinde bulunan 37 konteyner batma esnasında denize düşerek dağılmıştı. Kazadan sonra bazı konteynerler Bozcaada sahillerine çıkmış büyük bir bolümü ise batmıştı.   Gemide bulunan 37 konteynerın  27’si ve batık gemide bulunan boyalar özel bir şirket tarafından denizden çıkarılmıştı. Ancak çarpışma sırasında gemi güvertesindeki konteynerler’ dan 16’tısı denizde kaybolmuş, gemi ambarında da bulunan ve içinde ne olduğu bilinmeyen 122 konteyner ise hiç ulaşılamamıştı. Geminin konteynerlerinin içinde ne olduğu sorusu ise hala gizemini koruyor.

YILLAR SONRA HANTEPE SAHİLİNDE RADYASYON ARTIŞINDAN BATAN GEMİDEKİ YÜK SORUMLU TUTULMUŞTU
Kazadan yıllar sonra. Bozcaada’nın hemen karşısında bulunan Ezine'nin Geyikli beldesi Hantepe sahilinde İstanbul Küçükçekmece ve Ankara'dan gelen Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ekipleri, yaptıkları radyasyon ölçümlerde normali 25 mikrorontgen/saat olması gereken değerin 300 mikronrontgen/saat olduğunu belirlenmişti. Radyasyon haberi adeta bomba etkisi yaratmıştı. Birçok kişi bu radyasyon artışına 1999 yılında batan ve içindeki konteynerlerde kimyasal yada radyoaktif madde olduğu iddia edilen PELMARİNER isimli gemi yükünün neden olduğunu konuşmuştu.

ÇANAKKALE LİMAN BAŞKANLIĞINDAN, GEMİ VE KİRLİLİĞE NEDEN OLAN YÜKÜNÜ ÇIKARIN YAZISI
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı Genel Müdürü Ünal Baylan’ın imzası ile Çanakkale liman başkanlığına da gelen yazı nedeni ile başlatılan çalışmalar sonrasında Bozcaada açıklarında batan geminin Türkiye’de bulunan acentasına Çanakkale Liman Başkanı Hüseyin Bilgin imzalı yazı gönderildi. Gönderilen yazıda “Batık gemide gemi kazası sonrasında çıkarılmayan toplam 138 konteyner da kimyasal ve değişik içerikte tehlikeli yüklerden kaynaklı çevre kirliliği oluşturduğu yönünde bölgemizde yaygın bir görüş hakimdir. Ayrıca batık geminin bulunduğu yerin gemi demir sahasına oldukça yakın olması sebebi ile zaman zaman demirleyen gemilere sorun çıkarmakta ve balıkçıların ağlarına takılmalara sebep olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı PELMARİNER gemisinin ve yükünün çıkarılması için gerekli çalışmaları başlatılması hususunu bilgilerinizi ve gereğini rica ederim “ ifadelerine yer verildi. Bu yazıyı alan Gemi Türkiye Acentasının ilgili yazıyı ve durumu geminin İngiltere’de bulunan şirketine gönderdiği biliniyor.

BU TESADÜFE KİMSE İNANMIYOR
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı’nın liman başkanlıklarına gönderdiği yazı ile yeniden gündeme gelen 26 Temmuz 1999 yılında batan PELMARİNER isimli konteyner gemisinde kaza ve sonrasında yaşananlar akılla birçok soru getiriyor. Akıllara ilk gelen soru aynı şirkete ait olan PELMARİNER ve PELRANGER isimli gemilerin nasıl bir rastlantı ile aynı yerde bulunduğu ve gemi demir alanı olan bölgede birçok gemi varken nasıl birbirleri ile çarpıştıkları. Bu durumun tesadüf olamayacağına inananların sayısı da oldukça yüksek.  Peki bu gemi kazası ile ilgili şüpheler var ise gemi ile birlikte 50 metre derinlikte yatan gemi enkazının ambarlarındaki konteynerler da ne var? Özellikle kazadan yıllar sonra Geyikli Hantepe’ de radyasyon alarmı verilmesi nasıl ortaya çıktı. Bu alanda radyasyon ihbarını kim ve hangi veriler ile gerçekleştirdi. Her şeyden önemlisi gemi şirketi batık gemi ve yükünü neden unutturmak istedi. Bu gemi kazası ve yükü üzerindeki esrarengiz perde Bozcaada Batı burnu fenerinin yaklaşık 4,5 deniz mili yönünde Yunan Bayraklı PELMARİNER isimli ambarında 122 konteyner bulunan geminin bulunduğu yerden kurtarılması ile cevap kalkacak.

Ogün İnal