26 Eylül'ün Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Çanakkale Şubesi, kuruluşunun 14. Yılı ve Dil Bayramının 90. Yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yayımladı.

YKKED Çanakkale Şube Başkanı Yüksel Özdemir'in imzasıyla yayımlanan yazıda şu ifadeler yer aldı: "Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN yaşama geçirdiği ilke ve devrimler ile modern bir ulus olma yolunda hızla ilerleniyordu. 1 Kasım 1928 yılında yapılan Harf Devrimi ile Latin Alfabesine geçilir, ülkenin yüzü modern dünyaya döner. (Elif, be ile başlayan, çocukların okumayı çok zor öğrendiği, yazmasını hiç yapamadıkları alfabenin garip bir öğrenme yöntemi varmış. “Elif esere E, e esere Be….Hoca önden çocuklar arkasından, hep bir ağızdan söylerlermiş. İki yılda, üç yılda okumayı sökenlere “çok zeki çocuk” derlermiş.)
İşte bizim dilimize uymayan bu alfabenin bırakılmasının ardından; Daha sonra adı “Türk Dil Kurumu” olarak değiştirilen “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulur.
Atatürk; “Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, bilinçle işlensin.” (2 Eylül 1932) Diyerek Türk diline verdiği önemi, ulus bilinci ile dil arasındaki önemi vurgular.

Birinci Türk Dili Kurultayı Atatürk’ün talimatıyla 26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayında toplanır.
Kurultayın temel amacı Türkçenin diğer diller karşısında zengin bir dil olduğunun araştırılıp ortaya çıkarılmasıdır. Çok sayıda bilim insanı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı gibi önemli meslek gruplarının temsilcilerinin, yurt dışından uzmanların da katıldığı kurultayı 3000’e yakın dinleyicinin takip ettiğini kaynaklardan okuyoruz.  26 Eylül Dil Bayramı olarak kabul edilir.
Atatürk; “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” (1 Kasım 1932) diyerek ulus bağımsızlığı ile dil bağımsızlığının birbirinden ayrı olamayacağının önemine dikkat çekmiştir.

Bugüne gelirsek dilimiz ne kadar bağımsız, biz ne kadar bağımsızız!
Türk Dili Bayramımızın 90. Yıldönümünde Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Çanakkale Şubesi’nin 14. Yıldönümünü kutluyoruz. 
Köy Enstitülü bir öğrencinin yılda 24 kitap okuduğu, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in 496 klasik eseri Türkçeye çevirterek Köy Enstitüleri’ne gönderdiği, Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Dursun Akçam, Talip Apaydın, Ali Yüce, Yusuf Ziya Özdemir gibi yüzlerce yazar ve şairi yetiştiren Enstitülerin yolunda Çanakkale Şubesi olarak kuruluşumuzu 26 Eylül tarihi olarak bilinçli seçtik.
Prof. Dr. Osman Demircan’ın kurucu şube başkanlığında ve sağlık nedenleriyle iki ay önce görevini bırakıncaya kadar; Köy Enstitülü öğretmenlerimiz Nevzat Başaran, Emin Aksak, Bekir Soysal, Hamdi Derya, Melekşah Kartal, Ekrem Başaran, Mehmet Zeybekoğlu, Halil Akgün, Hüseyin Kutlu, Ahmet Mandacı ve nicelerinin yol göstericiliğinde, imece ile birçok çalışmalar yaptık. Sonsuzluğa uğurladığımız öğretmenlerimize saygıyla, aramızda olanlara sağlık diliyoruz.
“17 Nisan 1940. Köy Enstitüleri yasası TBMM’de kabul edildi. Köy Enstitüleri açıldı. Bu okullar klasik okullardan çok farklı okullardı. İş içinde eğitim, yaparak yaşayarak dersler işleniyordu.
Öyle ayrıcalıklı bir devirdi ki o devri Tanrı sanki özel olarak yaratmıştı. O Atatürk’ü, İnönü’yü, Hasan Ali Yücel’i, İsmail Hakkı Tonguç’u ve Köy Enstitülerinde çalışan vatansever, insan sever, saygıdeğer unutulmaz insanları.
O günlerden bu günlere geldik. Bizleri yetiştiren Yücel’ler, Tonguç’lar sizleri unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Kurduğunuz o dünyaca örnek alınan okulları kapatanların esameleri bile okunmuyor, ama sizler öneminizden, özelliğinizden, güzelliğinizden hiçbir şey kaybetmediniz. İçimizde yaşıyorsunuz, yaşayacaksınız.” Demişti Savaştepe Köy Enstitülü Nevzat Başaran öğretmenimiz.

YKKED Genel Merkez ve şubeleri olarak çalışmalarımızın temel ilkelerinde;
Mustafa Kemal Atatürk ve “Cumhuriyet eğitim devriminin” kurucularına sahip çıkarak Cumhuriyet eğitim devriminin ilerici, aydınlanmacı, laik, demokratik, bilimsel eğitim felsefesini geliştirerek günümüze taşımak yolunda çalışmalar yapıyoruz.  
Köy Enstitüsü kültürünün, eğitim modelinin doğru algılanmasını ve gelecek kuşaklara taşınabilmesini sağlamayı amaçladık. Köy Enstitüleri eğitim felsefesi ile ilgili bilimsel araştırmalar yaparak, yapılan araştırmaları destekleyerek sonuçlarını eğitim ile ilgili platformlara taşımayı hedefledik.
Köy Enstitüleri eğitim felsefesi ile ilgili ulusal ve uluslararası çalıştay, sempozyum ve kongreler düzenleyerek, benzer faaliyetlerde bulunan kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak sonuçlarını toplumla paylaşmayı ilke edindik.
Çanakkale şubesi olarak; bugüne kadar “Yarım Kalan Mucize Köy Enstitüleri” “Ulu Çınarları Anıyoruz” “Ulu Çınarların İzinde Yeni Yazarlar” “Üç Kuşak Bir Arada Eğitim ve Müzik” “Çanakkale Yöresi Eğitim Değerleri Sergisi” “Sönmeyen Işık Köy Enstitüleri” “Dünden Bugüne Eğitim” “Köy Enstitüleri Işığında” “Köy Enstitüleri’ni Yeniden Anlamak” “Köy Enstitülerinden Kapatılan Köy Okullarına” “Konu: Öğretmen” “Türk Devrimi İçinde Köy Enstitüleri’nin Yeri ve Önemi” 14 yılda yapmış olduğumuz birçok programdan sadece birkaç örnek verdim. Kapatılan Köy Okulları ile sessizliğe bürünen köylerin içler acısı hallerini “Köy Okulları Gezileri” ile gözlemledik. 
Genel Merkez tarafından çıkarılan Köy Enstitüleri konulu kitaplarımızı, üç ayda bir yayınlanın Yeniden İmece dergimizi okurlarımızla buluşturuyoruz.
Bizler; Ulusal, Cumhuriyet değerleriyle yoğrulmuş, bilimsel, laik, parasız, herkes için eşit, klasik değil, yaparak yaşayarak öğreten bir eğitim modelinde sorumluluk sahibi gençliğin yetişmesine önem veriyoruz. Bu amaçlara gönül veren değerli yurttaşlarımızı derneğimize ve çalışmalarımıza, YENİDEN İMECE’YE bekliyoruz."
 


Kaynak: Haber Merkezi