Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve SEBA Bioenerji Anonim Şirketi ve Orman Ürünleri Limited Şirketi sahibi Selçuk Semizoğlu gündemi değerlendirdi.

Pandemi ve arkasından gelen döviz artışları ile zor bir dönem geçirildiğine dikkat çeken Semizoğlu son 10 yılda krizlerle boğuşan Türk iş adamlarının bu krizler ile mücadele etmesini öğrendiğinden dolayı Türk iş dünyasının büyük hasarlar almadığını söyledi. Uzun süren Coronavirüs sürecinin ardından Avrupa’nın bir daralma dönemine girdiğine ve bu daralmanın etkilerinin 5-6 ay sonra Türkiye’ye yansıyacağını belirten Semizoğlu Avrupa’da ve Amerika’da da yüksek enflasyonun olduğuna dikkat çekti. Dolar ve Euro’daki artışları da değerlendiren Semizoğlu, “Ülkemizde doların artması yada Euro’nun artması iyi değil. Çünkü bu artışlar 84 milyonu fakirleştiriyor” dedi. İşsizlik, 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün Çanakkale ekonomisine katkıları ve üretimin önemini de değerlendiren  Semizoğlu, “Moral bozmadan üretime devam etmeliyiz “dedi.

“Türk iş insanı gerçekten ekonomik krizlere çok dirençli”
Pandemi dönemi ve etkilerini değerlendiren Semizoğlu “Türkiye olarak 2021’in Mart ayında Coronavirüs  Pandemisi sürecine girdik. Türkiye’de 2019’ın Ağustos ayından itibaren başlayan 2020’nin Ocak ve Mart ayında da devam eden döviz kurlarında bir dalgalanma vardı. Dolayısı ile Türk iş dünyası aslında Coronavirüs  Pandemisi sürecine de bu nedenle biraz daha hazırlıklı yakalandı diyebiliriz. Türk iş insanı gerçekten ekonomik krizlere çok dirençli diyebiliriz. Türk işadamları ortalama 7-8 senede bir ekonomik krizler ile karşı karşıya kalan bir iş dünyası. Tabii bu nedenle Türk iş adamları ekonomik krizlere daha dirençli. Bu süreçte Çanakkale’nin bir olumlu tarafı da şuydu. 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü ve Pandemi ilgiyi biraz daha Çanakkale’ye çekti. Kalabalık şehirlerden daha tenha olan ilimize bu sakinliğinden dolayı daha fazla ilgi oldu. Pandemi sürecinde sanayi üretimi olarak ilk etapta bir silkelenme olsa da ondan sonraki dönemde işlerimiz misli ile artı diyebilirim. Şu an Coronavirüs Pandemi süreci devam ediyor. Ama işlerimizde bir yavaşlama ki bu Çanakkale’de büyük üretim yapandan küçük üretim yapana kadar herkesi kapsıyor. Çanakkale’ de üretim yapan herkes üretimine devam ediyor. Karlılık bir yana üretimin bu dönemde devam etmesi önemli.  Hatta örnek vermek gerekirse Çanakkale’de büyük üretim yapan firmalarımızdan kapasitesinin 2 yıllık
bölümünü satan büyük firmalarımızda var” dedi. 

“Avrupa’daki daralmanın etkilerini yaz aylarının başında hissedeceğiz”
Avrupa’nın bir daralmaya girdiğini bu daralmanın Türkiye’yi de etkileyeceğine dikkat çeken Semizoğlu değerlendirmesinde, “Şu an Avrupa ekonomik açıdan bir daralmaya giriyor. Bu daralmanın etkisi Türkiye’ ye, benim geçmişteki tecrübelerime göre 6-7 ay sonra etkisi gösteriyor. Bu arada Avrupa’da da şuan enflasyon var, Amerika’da da enflasyon var, Türkiye’de de enflasyon var. Bu daralmadan sonraki açılmada bu enflasyonu doğuruyor. Çünkü insanlar Coronavirüs Pandemisi sürecinde ötelemiş oldukları talep ve ihtiyaçlarını en ufak bir normalleşmede giderme yoluna gidiyor. Şu an gittiğiniz zaman otomobil galerilerinde araç yok. İnsanlar Satın alacak sıfır araçta bulmakta zorlanıyor. Şu an söyleyeceklerim sokaktaki vatandaşa garip gelecek biliyorum ama birçok sektörde ekonominin dişlileri çok daha hızlı dönüyor” ifadelerine yer verdi.  

“Çanakkale’de ekonominin çarkları dönüyor”
Bu zor süreçte Çanakkale’de ekonominin çarklarının döndüğünün de altını çizen Semizoğlu, “Çanakkale farklı bir yer. Her yerde bunu dile getiriyorum. Çanakkale’ de 90’ların başında kurulması planlanan Organize Sanayi bölgesi son 2 yılda doldu. Çanakkale organize sanayi bölgesinin doluluk oramı neredeyse yüzde100’e yaklaştı. Çanakkale OSB’de 2 ya da 3 parsel boş alan kaldı. 25 sene boş kalan bir OSB’ de böyle çabuk dolması zaten Çanakkale’de ekonominin çarklarının döndüğü anlamına geliyor. Şuan Çanakkale Organize Sanayi Bölgesinde 2 -3 tane devam eden fabrika inşaatı var ve bu fabrikalar ciddi fabrikalar. Bunun yanında Ezine ihtisas Gıda Organize Sanayi Bölgesi var. Ezine Gıda OSB’sinin 92 parseli birleşmelerden yapıldıktan sonra parsel sayısı 70’e düşer diye tahmin ediyorum. Çünkü bazı büyük firmalar 2 ya da 3 parseli birleştirip fabrika kurmak istiyorlar. Bu Ezine Gıda OSB’de 70 fabrika olacak anlamına geliyor. Ben ayını zamanda Ezine Gıda OSB’nin yönetim Kurulu üyesiyim. Ayni şekilde Ezine Gıda OSB’de de boş 2 ya da 3 tane boş parsel var ancak bu parsellere fabrika kurulması için 7-8 tanede firmadan talep var. Yani red ettiğimiz yatırımcılarda oluyor. Seçtiğimiz yatırımcılara yer veriyoruz. İlgili kanun gereği de buradaki fabrikalar en geç 3 sene içerisinde çalışmaya başlayacak. Bu fabrikalarda Çanakkale ekonomisine çok ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum. 1915 Çanakkale Boğaz Köprümüzde şubat ayında, mart ayında devreye girdiği zaman ki otoyollarda tamamlanmış. Çanakkale 15 milyon nüfusu olan İstanbul’a  2.5 saat uzaklıkta olacak. Çanakkale lojistik anlamda müthiş bir yerde olacak” dedi.

“Üniversite Çanakkale’nin en büyük fabrikası”
Çanakkale’nin Pandemi sürecinde büyük sanayi illerine nazaran daha az zararla atlattığını belirten Semizoğlu, “Pandemi’ den daha fazla etkileneceğimizi düşünmüyorum. Pandemi’de merkezde Çanakkale’nin en büyük fabrikası Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. Üniversitenin Pandemi sürecinde kapalı olması yaklaşık 50 bin üniversite öğrencisi, bu öğrencilere aileleri hiç yollamazsa bile bin TL para yollasa ayda 50 milyon TL bu şehre 8 ay boyunca girmedi. Buda tabi ki Çanakkale merkezde hizmet sektörü ve yeme içme sektörünü olumsuz etkiledi. Çanakkale Turizmi ‘de etkilendi Pandemiden.  Ama sonraki süreçte Çanakkale’ye ve kuzey Ege’ ye ciddi bir talep geldi. Geçtiğimiz yaz sezonunu da Çanakkaleli turizmcilerimiz iyi kapattıklarını beyan ettiler. Pandemi, Çanakkale’ ye bazı avantajları olduğu için daha büyük sanayi şehirlerine verdiği zararı vermedi” dedi.

“Ticaret sitesi yapmak için bulduğumuz arsaya talip artınca çekildik”
Çanakkale Ticaret ve Sanayi odası olarak Ticaret sitesi yapma projesinden neden vazgeçtiklerini de anlatan Semizoğlu açıklamasında Çanakkale OSB’sinin kurulu bulunduğu alanın hemen kuzeyinde 700 dönüm bir yer bulmuştuk. Biz bu yeri ÇTSO eski Başkanı Bülent Engin’in başkan olduğu zaman ÇTSO olarak araştırıp bulmuştuk. Bu alana Ticaret Sitesi yapacaktık. Çanakkale’nin bir eksiği de gıdacıların çarşısı yok, bir mobilyacıların çarşısı yok, nalburların bir çarşısı yok. Biz alanı bu iş için talep ettikten sonra OSB yönetimi de aynı yere talip oldu. Küçük sanayi sitesi yönetimi de aynı yere talip oldu. Dolayısı ile bir kız üç tane damat istiyormuş gibi oldu. OSB’nin içindeki arkadaşlarla da konuştuk. Küçük sanayi sitesinde bize bağlı olan üyelerimizle de görüştük. Biz dedik ki tamam biz çekilelim çünkü iş kaosa doğru sürüklendi. Sağ olsun Çanakkale Valimiz İlhami Aktaş göreve geldikten sonra o 700 dönüm yerin yarısını Küçük Sanayi sitesine tahsis edilmesine, diğer yarısının da OSB’ye tahsis edilmesini sağladı. Şu an o çalışmalar devam ediyor. Yani yaklaşık arazinin 300-350 dönümlük alanı OSB’nin genişlemesi için kullanılacak. O çalışmada hızla devam ediyor” ifadelerine yer verdi.  

“Döviz artarsa ülkenin her ferdi fakirleşir”
Son dönemde artan döviz kurları ile ilgilide değerlendirme yapan Semizoğlu, “Ben ekonomist değilim ama bir şeyi akışına bırakmazsanız bu tür iniş çıkışlar oluyor. Dolar çıkınca enflasyon düşer mi? Tabii ki düşmez. En aynı zamanda ihracatçıyım. Bu durum ihracatçı içinde iyi değil. Bu durum balon bir çiro oluşmasına neden olur. İhracatçı hammadde ithal ediyor, bu hammaddeyi işleyerek ihraç Ediyor. Döviz yükseldiği zaman ülkenin her ferdi fakirleşir bu bir gerçek. Ben ekonomiye çok fazla müdahale edilmeden bu işlerin yürümesi gerektiğine inanıyorum. Dövizde bu müdahalelerden dolayı bu aşırı değişkenliklerin olduğuna inanıyorum. Döviz yükseldikçe sevinen insan sevinmemeli bence. Unutmamalıyız ki döviz yükseldiğinde her birimiz fakirleşiyoruz. İnşallah bununda üstesinden geleceğiz. Güçlü bir toplumuz, büyük bir nüfusa sahibiz. Ürettiğimiz sürece sorun yok. Geçtiğimiz uzunca bir süre üretmeden tükettik. Üreticinin değerli olduğu bir toplum haline gelirsek. Üretenin ve üreticinin değerli olduğu bir toplum haline gelirsek.  Bununda üstesinden geleceğimize inanıyorum. Geçtiğimiz dönemde çok aşırı deyim yerinde ise hunharca tükettik. Toplumun büyük bir kısmı lükse alıştı. Bu kadar zengin olmadığımıza inanıyorum, üretmemiz gerektiğine inanıyorum” dedi.

“Çanakkale’de çok sayıda fabrika vardı ve Çanakkale üretiyordu”
Ekonomide üretimin önemine değinen Semizoğlu geçmiş yıllardan bir Çanakkale örneği de vererek  “Benim çocukluğumda üretene fabrikatör denirdi. İş adamı üretene denirdi. Marketçi, marketçiydi, otelci, otelciydi, manifaturacı, manifaturacıydı. Üreten insana işadamı denirdi. Çanakkale’den bir örnek vereyim size. Çanakkale’de kordondaki subay ordu evinden dört yol köyüne kadar ben size 15 tane fabrika Sayabilirim. 1970 ve 1980 yılında yapılmış fabrikalar bunlar. Bu fabrikaların her birinde 100 ve üstü çalışan vardı. Yani bu fabrikalar gerçek fabrikaydı atölye değillerdi. O zamanda Çanakkale’nin nüfusu 35-40 bindi. Sümerbank Sentetik Deri, Turutaş kurutulmuş sebze meyve fabrikası, Kale Un, Untaş, Mestaş salça fabrikası, Katopsan, Truva Deri, kavuçuk fabrikası, konserve kutu fabrikası bu fabrikaların hepsi o 4 kilometrelik yoldaydı. Üretim vardı. Üretim olduğu zaman işsizlikte yoktu” değerlendirmesini yaptı.

“İşsizlik yok, iş beğenmemezlik var, işsizim diyen bana ulaşsın”
Bir başka gündem maddesi olan işsizlik konusunda da açıklama yapan ve yaptığı bu açıklamadan dolayı eleştirilerde alığını ifade eden Semizoğlu “Bana kızıyorlar biliyorum ama şu anda işsizlik olup olmadığı da kocaman bir soru işareti. Ben bunu defalarca söylüyorum. İşsizlik yok, iş beğenmemezlik var. Hükümetimiz eksik olmasın her ile bir üniversite açtı. Bu üniversiteden öğrenciler mezun oluyorlar. Mezun olan öğrenciler Makine mühendisi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi oluyorlar. Mezun olan makine mühendisi genç arkadaşımız geliyor diyor ki ben makine mühendisiyim. Tamam kardeşim geç makinanın başına şu makinayı öğren diyoruz. Oda diyor ki ben makine mühendisiyim makinanın başında mı çalışacağım?. Ama bu makinanın nasıl çalıştığını  makine mühendisi bilmez ise o makinada işçiyi de çalıştıramaz. Yani işsizlik yok. Hele hele Çanakkale’de, biliyorsunuz ki Çanakkale işsizlik konusunda Türkiye işsizlik ortalamasının yarısında olan bir il. Çanakkale’de işsizlik yok, iş arayan varsa Ticaret ve Sanayi odası Başkanı olarak bana ulaşsın. Ama işi beğenecek. Kamuda iş olduğu zaman binlerce başvuru, fark sadece Cumartesi günü tatil.  1 Mayıs İşci Bayramı. 1 Mayısta işçi çalışıyor, patronda çalışıyor, 1 Mayıs’ta bir tek kamu çalışmıyor. Dolayısı ile herkes kamu’da çalışmak istiyor. Yılın 365 gününün 170 günü tatil olursa tabi ki iş arayanlar kamuda çalışmak isterler. Bizde yani özel sektörde öyle bir şey yok. Pazar günleri bile iş yerindeyiz patronlar olarak. Pazar günleri tesisimin de bir kısmı çalışıyor. Basında da patronlar çalışacak köle arıyor şeklinde de haberler yapılıyor. Hayır sene 2021. Artık her fabrikanın önünde işçilerin giriş çıkışların kayıt altına alındığı kartlar var. 1 saat fazla mesai dahi olsa ek ücret alıyorlar. Sistem dışı SGK’sız çalıştırma gibi konular kesinlikle Çanakkale OSB’de bulamazsınız. Öğlen yemeğinde de ben ne yiyorsam benim çalışanım da aynı yemeği yiyor.  Bugün Dardanel’i, Ulubay’ı çalışacak işçi arıyor. Bu firmaların hepsi de kurumsal firmalar. İşsizlik yok diyebiliriz. Şunu net bir şekilde ifade edeyim eğer Gürcüler olmasa Rize’ de çay dalında kalır, Ordu’ da fındık dalında kalır. Türkiye’de Afkanlar ve Süriyeliler olmasa gerçekten bu fabrikalar çalışan bulamaz. Dost açı söyler bunlar benim tespitlerim.  Baktığınızda Mersin ve Gaziantep ihracat rekorları kırıyorlar. Buralarda fabrikalar 3 vardiya çalışabiliyor, Suriyelilerden dolayı. Dolar ve Euro kurunun bu seviyelere çıkması Ekonominin gidişatı ihracatçıyı şevke getiriyor. Ama bende bir ihracatçı olarak döviz kurunun bugünkü durumundan memnun değilim. İhracattan önemli bir kazanç elde ediliyor ama bir yandan da dolar kurunun bu denli yükselmesi ile 84 milyon fakirleşiyor” dedi.

“ÇTSO, Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından örnek gösterilen bir oda”
Çanakkale Ticaret ve sanayi odasının TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından örnek gösterilmesinin çok öneli ve gurur verici bir durum olduğunu da ifade edene Semizoğlu “Biz Çanakkale’li olmaktan mutluyuz. Çanakkale’de yaşamaktan da mutluyuz. Ben Çanakkale Ticaret ve Sanayi odası başkanı olarak benim görevim üyelerimi motive etmek, üyelerimin morallerini yüksek tutmalarını saplamak, ufuklarını açmalarını sağlamak oda olarak  tüm çalışmalarımıza son hız devam ediyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye’de 365 oda borsa içerisinde Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasını çalışmaları ile hep örnek gösteriyor” dedi.

“KÖPRÜNÜN YAPIMINDA EMEĞİ OLAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM”
1915 Çanakkale Boğaz Köprüsünün Çanakkale ve Çanakkale ekonomisi için çok önemli olduğunu da  ifade eden Semizoğlu, köprü konusunda yapılan eleştiriler konusunda Çanakkalelilerin konuşmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Semizoğlu değerlendirmesinde, “1915 Çanakkale Boğaz Köprüsünün Çanakkale’ ye müthiş bir ivme  kazandıracağına inanıyorum. 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü maliyeti ve geçiş garantisi ve köprü geçiş fiyatı ile gündemde. Bu köprünün gündem de olan konuları hakkında 84 milyon insanımızın 83 milyon 560 bini eleştirebilir bir şeyler söyleyebilir ama biz Çanakkaleli olarak Avrupa’nın en büyük kamu yatırımı ilimize yapıldı. Çanakkaleli olarak bizim bu konularda konuşmamamız lazım. Bu yatırım bedelinde Gaziantep’e bir yatırım yapılsaydı o yatırımdan hayatımız boyunca faydalanamayacaktık ve Çanakkale’ye gelmesi gereken yatırım miktarından kısılarak Gaziantep’ deki yapılacak yatırıma para aktarılacaktı. Ben 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsün yapımında emeği geçen herkese şükranlarımı sunmak istiyorum. Çünkü köprü Çanakkale’yi ulaşılabilir olacak.  Çanakkale ulaşılabilir olursa Çanakkale’deki üretim artacak. Çanakkale’deki herkes zenginleşecek. Çok güzel işler oluyor. Biz Moralimizi bozmadan yürümeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

SEBA ORMAN ÜRÜNLERİ HAKKINDA
Seba Orman Ürünleri Ltd. Şti. 2010 yılında kurulmuş olup ormancılık sektöründe faaliyet göstermektedir. Kurulduğu günden bu yana yeniliklere ve gelişmeye açık bir politika izleyerek makine parkurunu geliştirmek için yatırımlar yapmış ve verimli çalışmayı kendisine prensip edinmiştir. Orman kesimi ve nakliyesi konusunda birçok teknolojik yeniliği ormancılık sektörüne kazandırmıştır. Akılcı yatırımlar ve disiplinli çalışmaları sayesinde bugün ülkemizin önde gelen ahşap esaslı levha üreticilerinin tedarikçisi durumundadır. Seba Bioenerji A.Ş. Seba Orman Ürünleri Ltd. Şirketinin bir yan kuruluşu olarak 2017 yılında kuruldu. Tomruk vasfındaki ağaçlardan kereste ve bunun yan ürünleri ile birlikte diğer orman emvalinden, sürdürülebilir enerji kaynaklarından olan ve tüm dünyada gelişip büyümekte olan ağaç pelleti üretmektedir. Çanakkale Organize Sanayi Bölgesinde kurulu 3.600 m2’si kapalı, toplam 28.000 m2 alanda tam otomatik entegre tesisinde 54.000 m3/yıl kereste ve 120bin ton/yıl ağaç pelleti üretimi yapmaktadır. Yakıt için üretilen Ağaç Pallet’ler Yunanistan ve Bulgaristan’a, istifleme ve mal taşıma için üretilen ağaç paletler ise İspanya ve İsrail’e ihraç ediliyor.
Ogün İnal