Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi ev sahipliğinde, Grundig, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) ve TEB Özel Bankacılık eş sponsorluğunda bu yıl beşincisi gerçekleşecek olan BASE, 29 Eylül de başlayan sergi 3 Ekim'e kadar sanatseverlerle buluşacak. Sergiye yüksek lisans eğitimini Çanakkale’de alan başarılı sanatçı Canalp Sipahi de Pieces eseri ile katıldı.
 
Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi ev sahipliğinde, Grundig, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) ve TEB Özel Bankacılık eş sponsorluğunda bu yıl beşincisi gerçekleşecek olan BASE, 29 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor. Serginin koronavirüs önlemleri kapsamında güvenli koşullarda gezilebilmesi adına belirli saat aralıklarında ve sınırlı sayıda ziyaretçi kabul ediliyor. Gelmek isteyenlerde  gün ve saat için ön kayıt yaptırmaları isteniyor. Sergiye Yüksek lisans eğitimini Çanakkale’de alan başarılı sanatçı Canalp Sipahi de Pieces eseri ile katıldı.

Pieces eseri ile sergide yer alan eserde sanatçı eserini ‘’Yeni yüzyılın getirdiği problemler her an daha da yaklaştığını hissettiğimiz ayak sesleriyle bizi adım adım takip etti ve tıpkı bu formlar gibi onlarca farklı parçaya böldü. Biz insanlar her defasında yeniden birlik olabilmek ümidiyle toparlanmaya, bize benzediklerini düşündüklerimiz ile bir araya gelmeye çalıştık. Fakat her çaba ümitsiz, her çaba bir öncekinin kaderine mahkum kaldı. Peki yanlış olan neydi? Belki de asıl kurtuluş birbirimizi eksiklerimizle kabul etmekten geçiyordur’’ ifadeleri ile tanıtıyor.
 
Gazetemize özel eseri hakkında konuşan Sipahi kendi hakkında bilgiler verip, eserin anlamı ve anlatımı üzerinde konuştu. Sipahi şu ifadeleri kullandı: “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Seramik ve Cam Yüksek lisans programından mezun oldum ve şu anda Hacettepe Üniversitesinde doktora yapmaktayım. Pieces yüksek lisans döneminde hayata geçirdiğim, bir çalışma, yekpare ve kırık parçalardan bir araya getirilerek oluşturulmuş iki adet seramik form yer almakta, Formlar kolektif bilincin yok olmaya yüz tuttuğu dünyamızda zoraki bir araya getirilmiş ve birbirine uyumsuz parçalar gibi duran insanların uzlaşıya duyduğu özlemin bir tasarımı olarak tasarlanmıştır. İnsanlar doğası gereği birbirinden farklı hatta kimi zaman uyumsuzdur. Kırılmış ve tekrar bir araya getirilmiş formda var olan eksiklik ve uyumsuzluklar onun bir seramik form olduğu gerçeğini değiştirmediği gibi farklılıklarımız da bizim toplum olduğumuz gerçeğini değiştirmemektedir. Belki de asıl kurtuluş birbirimizi eksiklerimizle kabul etmekten geçiyordur.’’
 
 
İbrahim Akın Kazancı