Gıda fiyatları her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre gıdada yıllık enflasyon 4,08 puan yükselerek yüzde 29'a çıktı. Bu artışın nedenini değerIendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hicri Nalbant fiyatların artmasına rağmen üreticinin de hak ettiği payı alamadığını ifade etti.
TÜİK’in gıda ve alkolsüz içecek fiyatları Ağustos'ta yüzde 3,18 artarken, yıllık enflasyonu 4,08 puan yükselerek yüzde 29'a çıktı. Artan fiyatların sebebini İşte Çanakkale Gazetesi’ne değerlendiren Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hicri Nalbant, ‘’Gübre fiyatları yüzde yüzün üstünde arttı, mazot, ilaç üretim maliyetlerinde kalemler artıyor. Bu ürünlere sürekli zam yapılıyor. Pazara çıkıyoruz, hiç görmediğimiz kadar yüksek fiyatlarla karşılaşıyoruz. Pazarda kendi ürettiği ürünleri pazarlayan insanların dışında insanlar var. Pazarcılık da ayrı bir meslek, onlar da üreticiden alıp, götürüp pazarda satıyorlar, yani doğrudan üreticinin cebine girmiyor. Ortada aracılar var. Bu kadar yüksek fiyattan üretici de hak ettiği payı alamıyor” dedi.

“ARTIK UCUZA GIDA TÜKETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Gıda fiyatlarında en fazla artış yaşayan sebzelerden salatalık ve domates ile ilgili ise Nalbant, ‘’Orda bir başka şey de hıyarın yetiştirmesine bakın, hıyarın büyük kısmı seralarda yetişiyor. Şimdi tarladaki ürünler bitti. Seradaki ürün de bitti, Haziran ayında bitiyor. Tarlada şimdi var ama öyle geniş çaplı bir ürün değil yüksek miktarda, şimdi yeni ürün seralarda yetişen ikinci ürünlerde daha yeni çıkıyor hasada, yani arada öyle bir ürün boşluğu oluşuyor. Mesela domateste ise havalar sıcak gitti bu yıllar, sıcak olduğunda rekolte düşüyor domateste, artık kaliteli ürün çıkmadığı gibi, çıkan üründe miktarı da çok azalıyor. Domateste de çiftçilerin tarlalarında daha meyve tutmuş ama olgunlaşmamış ürünler var. Havaların çok sıcak gitmesinden ürünün ömrünü çok kısalttı, ikinci üründe yetişmedi, bütün ürünlerde böyle incelense farklı böyle nedenlerde fiyatları etkili oluyor. Ama genel olarak üretim maliyetlerinin artmasından kaynaklı ürünlerin değeri arttı. Artık ucuza gıda tüketmek mümkün değil, eğer ucuza ürün tüketmek istiyorsan üreticiye diğer ülkelerdeki gibi, KDV’siz mazot vereceksin, gübre takviyesi vereceksiniz, üreticinin doğrudan gelirini de zamanında yapacaksınız. Böyle bir yıl önceli, iki yıl önceki rakamlarla bu tarım desteği sağlanmaz, gerçek bir destek değil bu” şeklinde konuştu.
“KIYMETİNİ BİLMEDİK, ŞİMDİ YAĞ İTHAL EDİYORUZ
Eylül ayında gerçekleşecek zeytin ve zeytinyağı hasadı ile ilgili durumu da değerlendiren Hicri Nalbant tahmini olarak geçen yıldan farklı bir fiyat beklemediğini de ifade ederken bu konuda, ‘’Türkiye'de uzun yıllardır dışarıdan yağ veya ham maddesini ithal ediyoruz. Ayçiçeği ithal ediyoruz bunu yağa çeviriyoruz, küspesini de yem yapıyoruz. Zeytin Türkiye’nin neresinde yetişiyor. Belli bölgelerinde yetişiyor, Türkiye’de Ege'de, Marmara ve Akdeniz'de yetişiyor.  Dünyada da böyle yerler de Akdeniz havzasında yetişiyor, Yani zeytinyağının bugüne kadar kıymetini bilmedik, gerekli desteği, vermedik. Şimdi dışardan yağ ithal edecek gerçekle karşı karşıya geldik. Zeytin üretimine destek versek bunu arttırsak, yağ üretimin de arttırmış olacağız. Hem sağlıklı yağ tüketeceğiz, zeytinyağı bu tabii sağlıklı bir meyve suyudur, Hiçbir işleme tabii tutmadan sıkıyorsunuz, bunu rafine etmediğimiz için hem sağlıklı, hem değerlidir. Ama biz bu ürüne yeteri kadar kıymetini bilmedik. “Paramız var saman alıyoruz diyordu” bir zaman bakan, paramız var ki alıyoruz düşüncesi çok yanlış, şimdi paramız olsa bile buğday alacağımız durum yok, çünkü dünyanın her yerinde gıda temin sorunlu hale geldi. Küresel ısınma etkileri ile bu biraz aha kötüye gitti. Zeytinyağında geçen yılda farklı olarak fiyatların düşmesi pek mümkün değil, Ayçiçek fiyatları bu kadar yüksek zeytinyağı neden düşsün, Kesinlikle artması lazım, neden ayçiçek yerine zeytinyağı tüketilmesin, biz ama İtalya İspanya gibi üreten ülkelere göre zeytinyağı tüketiminde de gerideyiz‘’ şeklinde ifade etti.
Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı