Çanakkale domatesinde üretici fiyattan memnun olmazken, tüketici ise tarlada 1,5 lira olan domatese tezgahta 8 liradan ulaşıyor.

Domatesin ilk turfan döneminin hasadının başladığını ve ikinci turfan dönemine girildiğini söyleyen Ulus, Çanakkale Ziraat Odası eski başkanı ve üretici İlhan Ulus, Tarlada 1,5 Liradan satılan domatesin, en fazla satış fiyatının ne kadar olmasına ilişkin, ‘’3 liraya satılması normalidir. Çünkü son teraziye vuran 1,5 liraya alıyorsa 3 liraya satabilir, ama bunun üstünde satılan fahiş fiyattır. Tarladan 1,5 liraya çıkan domates, şehirlerde 8 liraya kadar çıkabiliyor. Bizim kanayan yaramız bu fiyat tarifesi’’ dedi.

Meşhur Çanakkale domatesinin ilk tufanı sürerken, orta turfan dönemi ise başladı. Bu sene üretici artan girdi maliyetleri olumsuz hava koşulları nedeniyle domateslerin verimsizliğinden dert yanarken tüketici de tarladan 1,5 liraya çıkmasına karşın sofrasına en az 4 liradan giren domatesten dertli.

Çanakkale Ziraat Odası eski başkanı ve üretici İlhan Ulus, öncelikle Çanakkale domatesinin neden bu kadar ilgi durulan bir piyasaya sahip olduğuna ilişkin, ‘’Çanakkale domatesi Çanakkale için özeldir. Nasıl Bayramiç beyazı, Bayramiç elması Lâpseki şeftalisi, kirazı özelse domates de aynı şekilde. Çanakkale’nin Kumkale ovası var. Çanakkale domatesinin merkezi Kumkale ovasıdır. Bunun sebebi eskiden bu alanların bataklık olması Kaz dağlarından gelen alüvyal topraklarla dolu olması bu özelliğinden dolayı da topraktaki potasyum oranının fazla olması. Ve buna ek olarak Çanakkale boğazı ile Kaz dağlarının rüzgarının birleşmesinden dolayı orada ayrı tat renk ve lezzet veriyor domatese. Buna baktığımızda bizim Çanakkale domatesinin bir diğer özelliği de özellikle son turfanda ikiye böldüğünüzde içi buzlu buzludur. Bu Çanakkale domatesinin en büyük özelliğidir. Renginin koyu kırmızı olması kokusu tadı lezzeti bu topraklardan ve rüzgarından geliyor’’ dedi.

“Temmuz ayının 10’u gibi ilk Çanakkale domatesi çıkar”
Domatesin ilk turfan döneminin hasadının başladığını ve ikinci turfan dönemine girildiğini söyleyen Ulus, ‘’Bizim dikim dönemi ilk turfan dediğimiz nisan sonunda dikimler başlar. Bundan yaklaşık 80 gün sonra hasadı başlar. Temmuz ayının 10’u gibi ilk Çanakkale domatesinin çıktığını görürüz. Orta turfan da mayıs sonu dikimi olur. İlk turfan şu an toplanıyor. Onlar da şu an çıkmak üzere.  Son turfanımız var bir de esas bizim Çanakkale’nin özel domatesi son turfandır. O da haziran sonu temmuz başında ekilir ve aralık ayının 15’ine kadar devam eder. Kumkale’nin özellikle deniz boyları yılbaşına kadar toplayabilirsiniz’’ dedi. Uslu, bu yıl ekilen domateslerin veriminin az olduğunu ifade ederek, ‘’Bu sene bu yağışların yaz döneminde fazla olması, yağış almamız sebzeyi etkiledi. Gerek kavunda biberde domateste verimleri etkiledi. Hastalık oranını arttırdı. Öyle olunca da verimler de bir noksanlaşma oldu.  Geçtiğimiz yıla göre verimler daha kısa olacak’’dedi.

“MAKAS AÇILMIŞ DURUMDA”
Üretilen domatesler artan girdi maliyetlerine karşın tarladan 1 liraya çıkıyor, buna karşın pazarda çok yüksek fiyatlarla vatandaşı karşılıyor. Ulus, konu hakkında, ‘’Maalesef bizim en kanayan yaramız bu fiyat tarifesi’’ diyen Uslu, ‘’Şu an da yuvarlak domates dediğimiz Çanakkale domatesi,  tarlada 1,5 lira. Buradan 1 liraya alan halci biz bu fiyatların daha da düşmesinden korkuyoruz.  Buradan alan halci 1, 5 liraya satar. Pazarcı manavcı 1,5 liraya aldığı domatesi 3 liraysa 5 liraya satıyor.  Yani 3 lira normalidir. Çünkü son teraziye vuran 1,5 liraya alıyorsa 3 liraya satması normaldir ama bunun üstünde satılan fahiş fiyattır. Tarladan 1 liraya çıkan domates, şehirlerde 8 liraya kadar çıkabiliyor. Yani makas açılmış durumda’’ ifadelerinde bulundu.
 
Bu sorunun en büyük sebebinin üretici kendi ürettiği malın fiyatını belirleyememesi olduğunu belirten Ulus, ‘’Arz talep işi. Arz talep işi olduğu için de burada İstanbul’dan gelen halciler oturup bir yemek yiyip fiyatı belirleyebiliyorlar. İstedikleri gibi fiyatı indirip çıkartabiliyorlar. Bu da bizim en büyük kanayan yaramız. Çünkü kendi fiyatımızı kendimiz belirleyemiyoruz. Ama kooperatifleşme olsa o zaman bu fiyat skalası böyle olmaz.  Benim yıllarca söylediğim bir şey vardı. Bir madde eklensin; birlik ve kooperatiflerden çıkışı olmayan bir malın halde ve satışı yasaktır diye bir madde eklensin. Böyle olursa, İstanbul’dan ya da İzmir’den gelen halci dışarıdan mal alamayacağı için birlik ve kooperatifler üzerinden almak zorunda kalır. İki; bu şekilde dışarıda mal satamayan üretici mecbur kooperatife ve birliğe yönelecek örgütlenme sağlamış olacak. Üç; fiyat istikrarı sağlamış olacak. Birlik ve kooperatifler kendi arasında fiyat dengesini kurmuş olacak ve fiyat istikrarı sağlanmış olacak. Herkes kendi kafasına göre fiyat belirleyemeyecek. Dört;  buraya gelip mal alan halci örneğin 1 liraya alıyorsa bir kısmını ödüyor, bir kısmını ödemiyor. En sonunda 70 kuruştan ödüyor. Geri kalanını ödemiyor. Ya da son turfan döneminde alıp götürüyor hiç ödemiyor. Kökten gidiyor parası. Bu şekilde üreticinin parası gitmiş olmayacak. Beş; burada birlik ve kooperatiflerden çıkacağı için, makbuzu kesilecek, faturası kesilecek. Karşılıklı işlem olmuş olacağı için devlet vergisini alacak.  Yani bir kanun değişikliği ile neler olacak görün. Burada çiftçinin kurtuluşu çok önemli. Çiftçinin örgütlenmesi demek,  fiyat istikrarının sağlanması demek, devletin vergisini alması demek. Yani bir çok şeyin düzene girmesi demek. Bunu ben ziraat odası başkanlığı dönemimde 10 yıl anlatmaya çalıştım, anlamadılar’’ diye konuştu.

Üreticinin artan girdi maliyetleri nedeniyle kazanamaması üstüne bir de mazot giderlerinin eklenmesiyle Çanakkale domatesleri sınırdan çıkamıyor. Eskiden Çanakkale’den, Antep’e Urfa’ya , Adana’ya Konya’ya samsuna kısaca ülkenin dört bir yanına domates gönderdiklerini ifade eden Ulus, ‘’Ama nakliyenin yükselmesi iklim şartlarının değişmesi ve damlalama sisteminin çıkması oralarda domates yetiştirilmesine el verdi. Böyle olunca burada domates gitmiyor hatta oradan buraya göndermeye çalışıyorlar tam tersine döndü olay. Girdi maliyetleri de çok yükseldi. Sadece geçen seneye göre gübremiz yüzde 200 artış yaşandı. Yüzde 200 çok ciddi bir rakam. Biz 1998 yılında 90 kuruşa domates satıyorduk, bu y günde 1 liraya satıyoruz. Aradan 23 yıl geçmiş, ama durum bu maalesef. Mazot yükselmiş, gübresi yükselmiş, işçi maliyeti yükselmiş ama sattığı ürün hala daha yerinde sayıyor’’ dedi. Uslu, bu sene dikim alanlarının da daraldığını ifade ederek, ‘’Her sene 30 kişi dikim yaparken bu sene 5 kişi dikim yapıyor. Bunun sebebi tamamen çiftçi maliyetleri. Çünkü çiftçi en büyük kozunu oynuyor. Bugün domatesi biberi ekiyor ama olmama riski çok fazla’’ dedi. Çiftçinin bu sebeple başka ürün ekimine yöneldiğini belirten Uslu, ‘’ Çiftçinin tarlası boş kalmıyor elbette, domates değil de bu ez mısır ekiyor. Yani daha risksiz ürünlerin ekimine yönelim başladı diyebiliriz. Buğdaya, arpaya, yem bitkilerine, mısıra yöneldiler. Çünkü daha az maliyetle iş yapılıyor’’ dedi.
 
İbrahim Akın Kazancı