Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin ciğerlerini yakan yangınlardan sonra gündem olan yanan ormanlardaki çam ağaçları yerine zeytin ve işlevsel ağaçlar dikilmesine yönelik tartışmalarını İşte Çanakkale Gazetesi için değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Çanakkale Şubesi Başkanı Hicri Nalbant, ‘’ Ben zeytinden yana olan biri olarak söylüyorum.’Buna insanlar karar vermiyorlar doğa karar veriyor, kendi içerisinde ormanlarında bu durumunu, doğallığını çok değiştirmemek lazım” dedi.
Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin dört bir yanında gerçekleşen yangınlarda ormanlarımızın büyük bir kısmı küle döndü. Yangınlarda yanan alanların büyük kısmı ormanda bulunan çam ağaçları yangınların hızı ve etkisi arttı. Bu durumdan dolayı da sosyal medyada bir çok kişi yanan ormanlarda yer alan çam ağaçları yerine meşe ve zeytin ağaçları ekilmesi önerisi geldi Bu konuda değerlendirme yapan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Çanakkale Şubesi Başkanı Hicri Nalbant, ‘’Şimdi tabii orman farklı bir şey, nerede, hangi alanda ne dikileceğine şahıslar karar veremez doğa karar verir, yani hangi ağacın olacağı biraz tabiatla ilgilidir, mesela kızılçam ormanı çoğu kez dikilmez kendiliğinden büyüyor. Belli bir rakımdan sonra karaçam oluşur daha da yüksele çıkınca sarıçam başlar, meşeler ve kayın başlar, yani buralar insanlar karar vermiyorlar, doğa karar veriyor, kendi içerisinde ormanların da bu durumunu doğallığını çok değiştirmemek lazım. Ben zeytinden yana olan biri olarak söylüyorum değiştirmemek gerekiyor. Zeytin de her yerde olmaz mesela Balaban’ın tepesinde zeytin olmaz 600- 700 metre yüksekliği var, orada kışın, soğuklarda zeytin zarar görür olmaz. Zeytin olabilecek yerlerde zeytin dikilmesi gerekir. Ama ormanlar da buna doğa karar verir biz dışardan çok müdahale edemeyiz, etmemeliyiz’’ dedi
Nalbant sözlerine şu şekilde devam etti: “Dediğim gibi doğa karar verir büyük ölçüde, bir de ormanda kestane var geçtiğimiz yıllarda Lapseki'de Çavuşköy vardır bizim, Lapseki'de orada köyün güney tarafı ya da batı tarafı kestanelik, vaktinde bu kestaneleri biz budayalım aşı yapalım kestanelik olsun köşede dursun dedik bu kez ormancılara kabul ettiremedik bundan 30 yıl önce, bir de böyle bir sıkıntı var, ormancılar, “Bizim işimize karışma diyorlar.” Bir de öyle karar verirken elbette bilimsel araştırma araştırmalar yapılmalı, bu araştırmalarda genel olmamalı yani Çanakkale ne diyelim ki Çavuşköy’de kestane yapılır mı yapılmaz ya da, ne yapılabilir başka ne aç dikilebilir burada dikerken yine yapraklar dışında meşe gibi, kayın, kestane gibi diğer ağaçtan etkilidir. Yangının biraz hızını keser diye düşünüyorum ama gerçek durum bu’’ şeklinde konuştu.
“YANGINLA MÜCADELE UZMANLIK İSTEYEN ÇOK DERİN BİR KONU”
Devam eden yangınlar ile ilgili değerlendirmeler yapan Nalbant; '‘Şimdi tabii ormanın altında oturmuş otlar var, tutuşur, zarar görür. Meşe de zarar görür yangında, belki bu hızla yayılmayabilir, ama burada asıl gereken konu şimdi bizim bir haftadır fizikken bir şey yapamıyorsunuz, kendiliğinden bitmesini bekliyoruz. Söndürme anlamında başladığı zaman iki oldu, şimdi kiraladık üç tane daha var diyorlar, bu yangınla mücadele uzmanlık isteyen çok derin bir konu, yani yönetmek önemli. Geçmişte İntepe Yangının da gördüm, nasıl yönetildi hatalar yüzünden, karanlık limana kadar orman bittikten sonraya kadar yangın devam etti. Yanlış müdahaleler neticesinde, şimdi uçağınız olsa bile kullanım çok önemli, başarılı olmak için bu önemli. Tarım Bakanı çıkıyor, “Dünyanın en iyi başarılı ekibiyiz” filan diyor. Ama eksiklikler neler onu araştırmak lazım, siz bunları söyleyin, bunlara göre tedbir alın, “Dünyanın en başarılı teşkilatıyız derken biraz düşünmek lazım, başarılı hal böyleyse’’ dedi.
“ÇANAKKALE İÇİN DE TEDBİRLİ OLMAMIZ GEREK”
Yüksek sıcaklıklar devam ederken Çanakkale ormanları konusunda da uyarılarda bulunnan Nalbant, '’Yangın için tüm koşullar çok uygun, şimdi Çanakkale için aynı şekilde her bir yerden kıvılcım olabilir cam kırığından da olabilir çok dikkat etmemiz lazım, halletmemiz lazım ama korkuyorum. Acaba var mı böyle bir şey? Yani olmazsa yardım nereye gelecek bilmiyorum, Marmaris yandı, Antalya’nın Manavgat ilçesi yandı, halen yanıyor, Bodrum yanıyor, ciğerlerimiz yanıyor’’ diye konuştu.
“YANGINI SÖNDÜRMEK DEVLETİN GÖREVİDİR”
''Benim gördüğüm orman yerlerindeki sorumluluk belediyelerdedir'' diyerek belediyelere yüklenen Orman Bakanı Pakdemirli’nin sözlerine cevap veren Nalbant, '’Eğer bir yerde yangın varsa ormanda tarlada olsa bile ekiplerin müdahale etmesi gerekiyor, hiçbir müdahale edecek gücün yok , söyledikleri topu taca atmak, devletin görevi nerede bu yangınlar olursa olsun söndürmek, Elbette belediyelerden yine görev yapan İstanbul belediyesi yapabileceklerini yapıyorlar havadan yapamasalar da karadan müdahale etmeye çalışıyor, Antalya Büyükşehir Belediyesi İzmir Belediyesi, Adana Mersin Belediyesi zaten canla başla çalışıyor ama Orman Bakanı da oradan suçunu örtmeye azaltmaya çalışıyor ‘’dedi.
Geçmişte bir demeçte bu konuda değerlendirme yapmış olan Prof. Dr. Osman Demircan yangınlardan sonra bu alanlara zeytin ağacı dikelim önerisinde bulunmuştu. Demircan şu ifadeleri kullanmıştı: “1950’lerde ABD’nin başlattığı Marshall yardımı bir anlaşma sonucuydu. Köy enstitüleri de uçak ve demiryolu fabrikaları da bu anlaşmayla kapatıldı. Zeytinyağlı yiyemem aman türküsü de bu anlaşmayla sipariş edildi. Mesela Ege ve Akdeniz bölgelerimizdeki milyonlarca zeytin ağacımız kökünden sökülerek gemilerle Avrupa’ya götürüldü. ABD bize bu ağaçların yerine milyonlarca kavak ve çam fidanı verdi. Kavak ağacı memlekette alerjik hastalıklar başlattı. Çam ağacı ise bildiğimiz yağlı çıra idi. Dağlarımıza, ovalarımıza her yere diktik. Hiçbir işe yaramayan bu ağaç, ülkemizin dağına, bayırına dikilen saatli bomba oldular. Onun için çam dikmeyin zeytin dikin.”
Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı