Marmara Denizi’nin su yüzeyini ve derinlerini saran ve deniz salyası olarak adlandırılan Müsilaj gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Son yılların tartışmasız en büyük çevre sorunlarından biri olarak kabul edilmeye başlanan Müsilaj ile ilgili belediyeler ve kurumlar toplantılar yaparak çözüm önerileri aramaya çalışıyor. Ciddi bir artış gösteren müsilaj veya diğer adıyla deniz salyası, Marmara Denizi gibi kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkarak yüzünü gösteriyor. Denizin derinliklerindeki canlı ve cansız varlıkların yaşamlarını tehdit eden Müsilaj yaz sezonu öncesi de ayrı bir tedirginlik yaratıyor. Müsilaj ile ilgili gündemi yakından takip eden vatandaşlar İşte Çanakkale Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu. Endişelerini sıralayan Çanakkaleliler, “Biz başımıza musibet gelmeden anlayamayan bir halkız. Denizleri kirletmek yıllar almış, temizlemek de süre alacaktır. Yeni nesil için kaygılıyız. Doğayı hor gören, geleceği zor görür” dediler.
Marmara denizinde son birkaç aydır işgal eden Müsilaj 2007 yılından bu yana özellikle durağan ve kapalı denizlerde ortaya çıkmaya başlayan ve artarak Marmara Denizi'nin yanı sıra Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi'nde de görülen müsilaj yoğunluğu iklim değişikliğinin yanı sıra birçok faktörün bir araya gelmesiyle arttı. Çevre kirliğinin en önemli faktör olduğu düşünülüyor. Müsilaj oluşumu, özellikle denizin derinliklerindeki hareketsiz canlıların üzerini sararak yaşamlarını tehdit ediyor. Denizin yüzeyinde görülen tabakalar ise altlarında yer alan deniz canlılarının oksijen almalarını engelleyerek ölmelerine sebep oluyor. Bu riskleri ortadan kaldırmak için geçtiğimiz günlerde Marmara Belediyeler Birliğince Kocaeli'de düzenlenen ve Marmara Denizi'ne kıyısı olan illerin büyükşehir ve belediye başkanları, valileri, vali vekilleri ile bazı milletvekillerinin hazır bulunduğu "Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Toplantısı’na katılan Çevre Bakanı Murat Kurum, 22 maddeden oluşan Eylem Planını açıkladı. Peki ama bu eylem planı ile ne zaman sonuç alınacak, kentliler bu sorunların bu eylem planı ile ortadan kalkacağına inanıyor mu?
GÜLSEMİN BAŞAK:
‘’Kolay kolay olacak bir şey, değil kirletmek yıllar almış düşünün temizlemek ne kadar süre alır. Bir şeyi yıkmak, yapmaktan kolaydır. Şimdi yıktığımız berbat ettiğimiz şeyi tekrar normale çevirmeye değiştirmeye çalıştıracağız. Biz başımıza gelmeden anlamayan bir halk olduk artık. Bunu bir an önce anlamak lazım, eğer anlamaz isek bu diğer çevre konularında da böyle olacak, bize temiz bırakılan şeyleri temiz bırakmazsak eğer, gelecek nesillere, çocuklarımıza berbat bir dünya bırakırız, biraz vicdanı olan bu durumdan üzülür harap olur’’ diye konuştu
OKAN SAMİR:
‘’Biz her şeyi kirletiyoruz, parkları, ormanları bahçeleri ve doğal olan her şeyi her şeye düşmanız. Anlamak zor, hangi canlı kendi yaşam alanına bu kadar zarar verir? Bu ancak akıl almaz bir aç gözlülük ile yapılabilir. Bu kafa ile sorunlar bitmez daha da artar. Müsilaj biter, suyumuz biter, ağaçlarımız kurur, mesele bitmeden doğaya zarar verme meselesini bırakmak’’ şeklinde ifade etti.
SERKAN KAPLAN:
‘’Ben yaşlı bir insanım, ama kendim adıma değil gelecek nesiller adına üzülüyorum, Onlar temiz hava alamayacak belki güzel bir denizde yüzemeyecek ve ya güzel vakitler harcamayacak belki gülemeyecek, eğlenemeyecek ne diyeyim umarım yöneticiler biraz akıllarını başına alır. Çevreye ve doğaya saygısı olmayanlar. Şunu unutmamalı doğayı hor gören, geleceği zor görür. Biz geleceği zor göreceğiz. Bu kafayla gitmeye devam ettiğimiz sürece, Müsilaj çıktığında denizin kıymetinizi anlayınca iş işten geçmiş oluyor’’ dedi.
İbrahim Akın Kazancı