Salgından en çok etkilenen ve işlerini kaybeden müzisyenler zor günlerden geçiyor. 

Çanakkale'de organizatörlük yapan Murat Çağlayan, Ankara Müzisyenler Derneği Basın yayın İletişim Başkanı Rüzgar Odkan Kalem ,İZOBDER İzmir Organizasyonlar Birleşeni Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Danışmanı Erhan Gölbeye müzik dünyasının salgın döneminden nasıl etkilendiğini İşte Çanakkale Gazetesi’ne değerlendirdi. Müzik emekçileri, “Müzisyenler sahne sanatçıları o kadar geniş bir kitle ki 450 bin müzisyen emekçisi var ara çalışanlarla 2 milyon insan işsiz bizim istediğimiz 1000 TL değil, işimizi istiyoruz” dediler.

ERHAN GÖLBEY:
“Biz organizasyon bileşenleri olarak organizasyon ihtiyaçlarını giderenler olarak kendimiz kendi organizasyonumuz yapamamışız. Birçok kesim zarara uğradı bu süreçte elbette ama müzisyenler en fazla sıkıntı yaşayan grup oldu. Biz birçok müzisyenin intiharı ile karşılaştık bir ok müzisyen ekmek tekneleri müzik aletlerini satmak zorunda kaldılar. Lokantalar durdu müzisyenler sustu, ama sanat durmamalı, müzik susmamalı. Pandemi sonrası en önemli olan şey müzik ve müzisyenler olacak. Tüm kurallara uyalım evet ama müzisyenler içinde göstermelik değil gerekli tedbirler ve destekler olmalı, en azından hibrit konserlerin yapılması, bazı dijital konserlerin yapılması gıda ve nakit yardımlar konusunda büyük şehir ve ilçe belediyelerle diyalog kurduk bir şeyler yapmaya başladık ama yeterli gelmiyor. Hizmet sektöründe çalışanlar da kaybedilmemeli. Pandemi sırasında sadece değil pandemi sonrası da sorunlarımızı anlatmalıyız.’'

RÜZGAR ODKAN KALEM:
‘’Evde koşturmaya devem ediyoruz. Sahneler boş olunca televizyondan mutfağa odamıza gidip geliyoruz. 22 yıldır müzik sektörü emekçisiyim. Biliyorsunuz malum 2020nisan ayından itibaren mağduruz. Pandemi sürecini ailemle geçirdiğim için en iyi durumda olan müzisyenlerdeyim. Elektriği suyu kesik olan müzisyenler var, suyu kesik olup komşusunda duş alan müzisyenler var. Var da var. Bizim sorunlarımız çok saatlerce konuşulur. Kültür bakanlığı bize bin TL verdi. Ama aylar sonra veriyor.  Müzisyenler sahne sanatçıları o kadar geniş bir kitle ki 450 bin müzisyen emekçisi var ara çalışanlarla 2 milyon insan işsiz bizim istediğimiz 1000 TL değil, işimizi istiyoruz. Bazıları kongrede kalabalık oluştururken biz de 10 kişiye konser yapamadık. Bizim birlik olmamız tek ses çıkması lazım. İster Haziran İster Temmuz olsun bu birlik olmadan sıkıntıları yaşarız”

MURAT ÇAĞLAYAN:
‘’Koronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi bir çok sektörü olduğu gibi en çok da Türkiye'de de sahne sanatlarını olumsuz etkiledi. Pek çok müzisyen geçen sene Mart ayından beri  1 yılı aşkın bir süredir ,dile kolay gelirsiz 1 yıldır sahneye çıkamıyor. Orkestrasından sesçisine, solistine, ışıkçısından rodisine, menajerinden, organizatöründen  mekân çalışanlarına kadar müzik sektörü pastasının pek çok dilimi var.Müzisyenlerin umudu da sabrı da tükendi. Covid-19 sürecinde yeterli destek sağlanmadığı için  bazı müzisyen arkadaşlarımız enstrümanlarını satmak zorunda kaldı. Bu işsizlik ortamında da az sayıda  iş bulabilenler başka işlere yönelmek zorunda kalırken, müzisyen intiharları da sık sık gündeme geldi. Geçim sıkıntısı hat safhaya ulaştı.

Müzik dünyası salgın nedeniyle zor durumda. Yevmiye usulü ve güvencesiz  bir şekilde çalışan müzik emekçileri  1 yılı aşkın sahnelerden uzak.Vergiye tabi ve iş yeri olanlar da basit usul olmadığından, deftere tabi olunduğu için bir çoğu hiçbir şekilde ne kira, ne de hibe desteği alabildi. Kredilerle borçlandırıldı.Sadece Kültür bakanlığı tarafından Müzik Susmasın Projesiyle  bazı vakıf ve dernekler aracılığı ile müzisyen olduğunu çektiği video ile kanıtlayıp başvuru yapan müzisyenlere  Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında 1000’er  tl ödendi.O da bu ay son. Sonrası kocaman bir soru işareti.1 yılı aşkın bir süredir sadece toplamda 4 bin tl destek verildi o kadar.Yani ayda ortalama sadece 307.00 Lira Kısaca müzisyenler ve aileleri açlığa mahkum edildi ve hala ediliyor .Geçinmek için enstrümanlarını satanlar da var, başka sektöre yönelenler de. Bazılarının ise yaşadıkları geçim sıkıntılarına dayanamayarak intihar ettiklerini duyuyoruz, okuyoruz. Son 1 yıldır yalnızca müzisyenler değil eğlence ve hizmet sektörü tamamen işsiz Geçimini  bu sektörden sağlayan  insanların hayatı tamamen etkilendi demek çok hafif bir tabir olur.Ülkede her seferinde ilk gözden çıkarılan sektör kültür sanat ,eğlence sektörü ve müzisyenler! oluyor adları bile geçmiyor.Maalesef herkese evde kalın demek bir çözüm değil. Çanakkale olarak değerlendirdiğimizde kış aylarında müzisyenler otel ve restaurantlarda,özel gecelerde sahne alıp yevmiye usulü çalışıp geçimini sağlardı. Ama bu dönemde maalesef bütün mekanlar kapalı ,açıldığında da saat sınırı oluyor.ve işsizlik devam ediyor.Yazın ise düğünler! Geçen sene hem düğün sahipleri hem düğün salonları ve en çok da müzisyenler çok mağdur oldu.Temmuz da sektör açıldı 3 -4 Eylül gibi kapandı yaklaşık 2 ay. Ama iptaller dolayısıyla yüzde 70-80 civarı iş kaybıyla çalışıldı ve şimdi umutlar bu yaz için ama görünen o ki geçen seneyi arayabiliriz. Bakın müzisyenlerin çalışabilmesi için eğlence- düğün sektörü ve bu tip organizasyonlar öngörülebilir olması gerekir. Bu tarz organizasyonlar 15 günde planlanıp yapılamaz.Bugün serbest yarın yasak denemez ,bu şekilde olursa mağduriyetlerin önüne geçemezsiniz.Yaz için rezervasyonlar devam ediyor fakat yine ne olacağı belli olmadığı için sektör tedirgin, düğün sahipleri, salon sahipleri, müzisyenler tedirgin. Yetkililerin sektörle ilgili acilen bir çalışma yapması gereklidir. AVM lerin açık olduğu, kalabalık cenaze törenleri ve ya toplantıların düne kadar yapılabildiği ülkemizde, düğün, eğlence ve müzik sektörü günah keçisi ilan edilmemelidir. Mesela bu yaz ve sezonu kaybetmemek için  şu olabilirdi ayrıca sektörün ve mesleğin yaşaması için olmalıdır! Düğün, nişan  ve eğlence sektörünü şu şu şu  şartlarda ve tedbirlerle 1 haziranda açıyoruz  örneğin; kapasiteye  göre davetli sayısı, salonların tedbirleri, saat aralığı, HES kodu,  hijyen, maske ,denetleme, vs. Buna göre de nişan-düğün, sünnet ,organizasyon yapacaklarda ona göre planlama yapabilirdi. Sektör bir nefes alırdı. Azda olsa bir öngörülebilirlik olmalı. Şimdi belirsizlik devam ediyor .Dolayısıyla Haziran ayı şimdiden kayıp gibi gözüküyor. Eğer bu şekilde devam edecekse ki görünen köy kılavuz istemezmiş, sosyal devlet gereği acilen kamusal desteklerin yapılması gereklidir. İvedilikle daha da geç olmadan radikal karar , uygulamalar ve destekler  müzisyenler için   hayata geçirilmeli ve geçimini sadece müzisyenlikten sağlayanlara sahip çıkılmalıdır. Yoksa müzik susmasın demek sadece sloganlarda kalacaktır. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. “

Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı