Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi 18 Mart Uluslararası Sanat Günleri’nin ikincisi Doğa İnsan Etkileşimi başlığı ile açıldı.

İlki 2014 yılında düzenlenen etkinlikte yurt dışından katılan sanatçıların eserleri de yer aldı. İnsanın doğadaki yeri, doğaya olumlu ve olumsuz etkilerinin ve doğanın insanlığın yaşamında yerinin sanatçı gözüyle sorgulandığı çevrimiçi etkinlikte fotoğraf, geleneksel sanatlar, görsel iletişim ve heykel başlıkları yer aldı.

18 Mart Uluslararası Sanat Günleri Doğa İnsan Etkileşimi etkinliğinde konuşan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Germeç bir yaptığı yaptı. Germeç konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “18 Mart yurdumuzu savunan kahramanlarımızca dünya tarihine kazınmış, “anti emperyalizmin ve barışın” simgesidir. Kurtuluşun ve kuruluşun simgesidir. Başta büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Çanakkale’yi geçilmez kılan şehitlerimizi saygıyla anıyor, anıları önünde eğiliyoruz. 2014 yılında, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin adını aldığı günü “18 Mart Sanat Günleri” başlığıyla düzenlenen, bir haftaya yayılan; çalıştay, seminer, söyleşi, film gösterimi, müzik, tiyatro ve sergi gibi kültür sanat etkinlikleriyle kutlama kararı almıştık. 11-18 Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz etkinliğe farklı üniversitelerden öğretim üyelerinin ve öğrencilerin katılımıyla sanat eğitiminde bir buluşma sağlamış ve kamusal alanların kullanımıyla da Çanakkale halkının sanatla ilgili farkındalığını artırma yönünde çaba göstermiştik. Etkinliğimize çevre illerden katılanlar dahi olmuştu. Hemen hemen üniversitemizdeki ve kentimizdeki bütün aktivite alanları kullanılmıştı. 18 Mart Sanat Günleri Fakültemizin düzenlediği en başat etkinlik olmalıdır. Kurumsallaşmanın, ulusal ve uluslararası boyutta üniversitelerle ilişkilerimizi geliştirmenin önemli bir aracı boyutuna taşınabilir. Uzunca bir aradan sonra dekanlığımızın aldığı kararla, 18 Mart Sanat Günleri’nin bu yıl 2’ncisini gerçekleştiriyoruz. 18 Mart Sanat Günleri’nin ilkinde sanat eğitimi konusu ağırlıklı yer tutmuştu.  Bu yılki etkinliğimizde, “doğa, insan, kültür, teknoloji, ekosistem” gibi kavramlar üzerinde yoğunlaşmışken, alt başlık olarak kullanacağımız ve etkinliğin konseptini oluşturacak başlık, Dekanımız Sayın Dinçay Köksal’dan geldi: “Doğa İnsan Etkileşimi”. Sayın katılımcılar tarafından da çok benimsenen bu başlık için kendilerine teşekkür ediyorum.  Evet, etkilersen etkilenirsin. Kirletirsen kirlenirsin. Yok edersen yok olursun. Doğa insan etkileşimi toparlayıcı olmuştur. İnsanın doğadan daha çok kazanç elde etmek tutkusu, yüz yıllardır sürmektedir ve bugün yeryüzünü bir yıkımın eşiğine getirmiştir. Artık çoğu elde etmek bir kazanım değildir. Yeryüzü ölmektedir. Teknolojik gelişme kavramıyla, teknoloji asla yıkımı, geriletmeyi içermezmiş gibi bir baskınlık, dolayısıyla bir yanılsama, oluşturulmuştur. Oysa ki çoklukla teknolojik gelişme, finans kapitalin dünya halkalarını geri bırakmakta, insan ve doğa sömürüsünde daha da uzmanlaşması anlamına gelmektedir. Endüstri devrimiyle toplumsal yaşama yansıyan ilerlemenin ve konforun bedelini, sanayi kentlerine kapatılan insanlar, sömürgeleştirilen halklar ve de kıyıma uğratılan doğa ödemiştir. Doğa kaygısı olan düşünsel yaklaşımlar sanatta her zaman gelişmenin önünü açmıştır. Doğayla iç içe yaşamdan kaynaklanan kültürel birikimin; dilde, düşünde ve sanatta derinliğin korunması ve endüstriyel üretimin getireceği kültürel sığlaşmadan sakınmada etkin rol oynamıştır. 19. Yüzyılın sonunda doğanın içinden ya da doğanın kendisi olarak düşünen Baudelaire yeni sanat eleştirisiyle yalnızca Simgeciler için değil doğaya bakışları değişen bütün sanatçılar için yönlendirici olmuştur. İnsanla doğaya bir bakan bu anlayışla, doğaya bütüncül bakan, (Budizm ve Taoizm'de de rastladığımız) 'tasavvuf' felsefesi arasında yakınlık kurabiliriz. Sufizmın temel düşüncesi varlığın birliği (vahdet-i vücut) Yunus Emre'nin şiirlerinin özünü oluşturmuştur. Doğaya ve insana sevgi ve saygı temelli bakış l3. Yüzyılda yaşamış tasavvuf ve halk şiirinin ozanı Yunus Emre'nin, 17. yüzyılda yaşamış halk ozanı Karacaoğlan’nın Anadolu'da kuşaktan kuşağa sözlü aktarılan şiirlerinde de yüklüdür. Anadolu'yu atlarıyla dolaşan gezgin ozanlar, yazıya dökülse binlerce sayfa tutacak destanları ezberlerinden halka aktarmışlardır. Binlerce yıl boyunca yüzlerce uygarlığı barındırmış Anadolu'muz üç taraftan denizlerin mavi atlasını kuşanmıştır. Anadolu düşününde toprağın, bitkinin, canlının; kısacası doğanın köklü bir yeri olduğunu ozanlarımızın türkülerinden, şiirlerinden öğreniyoruz. Yunus'tan, Veysel'den, Nazım'dan. Bu toprakları bize yurt yapanların anısına, değer vermeliyiz doğanın taşına toprağına, ağacına, tohumuna, suyuna. Gelecek kuşaklarımız için özenle korumalıyız, doğamızı.   Bilimde, kültürde ve sanatta göstereceğimiz varlık bunun en etkili yoludur. Bilim demişken: Etkinliğimize, yoğun programı arasında zaman ayıran değerli bilim insanı, Prof. Dr. Murat Türkeş’e ayrıca çok teşekkür ediyoruz. Uluslararası Jürili Çevrimiçi sergimiz 18 Mart günü açıldı. Sergiye yapıtlarını gönderen sanatçılara ve Jüri üyelerine etkinliğimize değerli katlıları ve katılımları için teşekkür ederiz. Doğa İnsan Etkileşimi konsepti kapsamında çok farklı disiplinlerden yapıtları içeren seçkin bir sergi çıktı ortaya. Öğrencilerimizin ufkunu açacak, güncel sanatı tanımalarında, estetik yöntem, teknik ve bağlam açılarından çalışmalarına yansıyacak zenginlikler katacak bir sergi. Yine yoğun ders programları arasında, etkinliğimize verecekleri seminerlerle katkı veren çeşitli üniversitelerden değerli öğretim üyelerine ve yapacakları sunumlar için teşekkürlerimizi sunarız. Bükreş Ulusal Güzel Sanatlar Üniversitesinden de iki öğretim üyesi katılmakta. Etkinliğin düzenlenmesi aşamasında emek veren, öngörülemeyen sorunların çözümünde etkin rol oynayan Dekan Yardıcımız Dr. Öğr. Üyesi Alican  Metin e, Düzenleme Kuruluna, özenli ve işlevsel grafik tasarımları için Öğr.Gör. Özlem Uyan’a, Sergimizi yayına hazırlayan Öğr.Gör.  İlkan Devrim Dinç’e çok teşekkür ediyorum. Arş. Görevlimiz Ayşe Ekici’ye etkinlik boyunca ağır bir iş yükü düştüğünün farkında olarak, kendisine ayrıca teşekkür ediyoruz.”

Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından 18 Mart’ta açılan ve 8 Nisan 2021 tarihine kadar açık olacak karma sergi  https//gsf.comu.edu.tr adresinden takip edilebilir.

Mine Tarım