10 Ocak Çalışan Gazetecileri Günü’nde, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde mesleklerini tutkuyla yapan genç gazetecilerle söyleşi yapan İşte Çanakkale Gazetesi Muhabiri İbrahim Akın Kazancı gazetecilerin sorunlarını masaya yatırdı.
İzmir'den, TV9 ve Küçük Menderes Gazetesi Muhabiri Ece Köseoğlu, Gümüşhane’den DHA ve Koza Gazetesi Muhabiri Uğur Aydın, İstanbul TV5’den Müyesser Anik gazetecilik mesleği hakkında deneyimlerini aktardılar. Gazeteciler çok zor bir mesleği icra ettiklerini, meslekte iyi olmak için eğitim almak kadar, sahada deneyim kazanmanın da önemine değinerek, en büyük zorluğun baskı altında ve düşük ücretle çalışmak olduğunu kaydettiler. Gençler gazeteciliğin biraz da delilik olduğunun altını çizerek, “Emeğimizin karşılığını alamıyoruz” dediler.
UĞUR AYDIN (DHA VE KOZA GAZETESİ MUHABİRİ UĞUR AYDIN):
Gazetecilik bizim ideallerimize göre bambaşka, ülkenin içinde bulunduğu duruma göre bambaşka. Günümüz şartlara baktığımızda Türkiye'de gazetecilik yapmak zor. Hangi şartlarda zor, bir harf bir kelime bir cümle hatasıyla birlikte bir mesleki birikim güme gidebilir. Patronlarımızdan ben yaşamıyorum ama yaşadığını bildiğim arkadaşlar var patronların sansürüne kurban gidiyoruz. Ücretlerde de gazetecinin hakları konusunda bir sorun var bunlar en temel sorunlar. Şimdi ben İlk olarak 2017 yılında DHA Kocaeli bürosunda göreve başladım ve gazetecilik bölümünden mezun olarak bir öğrenci olarak bize her şeyi öğrettikleri düşünerek bir havayla gitmiştim. Ama ilk adım atığım anda dedim ben bu işi bilmiyorum. Herkes vızır vızır çalışıyor. Ve bizim okulda öğrendiğimizin dışında çok farklı şeyler var, birçok yardımcı olan deneyimli abimiz oldu. Ajans muhabirliği zordur. Televizyon ve gazete muhabirlerine haber veriyor, ajans muhabirliği bütün gazetecilerin Türk Medyasının yükünü taşıyan mihenk taşıdır. Ajans muhabirleri polis telsizini dinleyen, en ufak şeye habere gider velhasıl kelam bu ajans muhabirliği hamallığını yapıyor. Ben şöyle bir durum var iyi ki bu işi ajans muhabirliğinden başlayarak bu işi öğrenmişim, şimdi de yerel bir gazetede çalışıyorum. Ama bu ajansta çalışmanın ekmeğini yedim, yiyorum. İktisadi olarak ajans muhabirliği kadrolu telifli dönemde aldığım para bekar olarak ucu ucuna yetti ama çocuğu olanlar var, ailesini bu payla geçindirenler var gece gündüz ailesine harcayacakları zamanı bu işe harcayanlar var. En büyük zorluk bu maaş meselesi ama haber başına para alanlar verdikleri emeğin karşılığını alamıyorlar. İnsanlar gazeteci görünce korkuyor, bu tabii siyasi iklimden kaynaklanıyor. Önyargıyla yaklaşıyor gazeteci öcüdür, kötüdür gazeteciler korkulacak bireyler, ya da sürekli yanlış yapacak bireyler olarak görülüyor. Hak arayan tayfa olarak görüldüğünden, hak aramak bu ülkede zor. İsmimi Uğur Mumcu’dan vermiş ailem, Bu şartlarda bir Uğur Mumcu olur muyum bilmiyorum, ama o gün de olmak zordu. İyi yerlere gelmek istiyorum, belli iklimlerin değişmesini bekliyorum, gerçeklerinin ifade edilebileceği özgür bir ülke olduğunda bunu başarabilmeyi umuyorum.
MÜYESSER ANİK:
Ben yazılı basında çalıştım okuldayken, yazılı basın ile televizyon çok çok farklı sektör, yazılı basında biraz daha özgür yer verebiliyorsun çünkü TV’ de haberi 1-2' da arasında görüntüye içeriğe sığdırman gerekiyor. Gazetecilik benim için yaşam tarzı oldu, ben gazeteciliğe bir şey verebiliyor muyum? Evet verebiliyorum, biraz daha cesur olduğumu şimdilik düşünüyorum. Avrupalı meslektaşlarımız bizden daha şanslı mezun odluğunda hemen iş bulabiliyorlar ajanslarda, Türkiye'den okullarda verilen eğitim ile sahalarda gazeteci olmak çok farklı birbirinden bağımsız bunu mesleğe ilk adım attığında anlıyoruz. Ortadoğu toplumu olduğumuz için bu durum sürekli değişen bir siyasi iklim bugün bir konuda tartılıyoruz, yarın bambaşka bir konuda konuşuyoruz. Bu Ortadoğu toplumu olmamızı gösteriyor. Avrupa’da Yeni Zelenda da ana haberler en az bir saat, tartışma programları iki saat, yaşadığımız toplamsal olaylar anlık değişebiliyor. Gazeteciliğin en büyük problemi ne derseniz eğer, bence korku çoğu zaman yazamıyoruz.
ECE KÖSEOĞLU:
Gazetecilik muazzam bir delilik, iyi bir gazeteci olmak için bir deli olmak gerektiğini düşünüyorum, cesur olmak gerektiğini düşünüyorum. Çok yönlü düşünebilme yeteneğini çok gelişmiş olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca birden fazla insanın birden fazla fikrine saygı duymayı gerektiren bir meslek her ne kadar karşı olursak olalım, o fikri anlamayı çözümlemeyi gerektiren kıymetli bir meslek. Çoğu zaman kendi mesleğimizde bile bu fikir ayrılıklarından birbirimize vuracak duruma kendimizi yakın görüyoruz. Ama bir gazetecinin temel meselelerinden biri çoklu düşünmeyi yapabilmesi gerekliliği olduğunu düşünüyorum. Okumayla beraber analiz etme ve sonra yazma yeteneği gerekiyor, gazeteci yazma yeteneğinde ön planda olması gerekiyor. Anlamak ve anlatma kıymetli haberi çok basit ve yalın bir dille anlatmaktan geçiyor en temelinde bu yatıyor, her kesimin bu haberi anlaması kelimeleri seçerken yani sadelik çok önemli bir diğer, önemli olan noktada haberin başlığı, ben haberde başlık atmayı çok önemsiyorum, haberi okutturan en önemli nokta da bu. Gazetecilik insanların gözünde statülü bir meslek olarak görülmüyor. Biz üniversiteyi 4 yılda okuduk ama sahada çalışan arkadaşlar daha kazançlı oldu. Her eline telefonu alan gazeteci olamaz, insanları anlama ve anlatma yetisi toplumda bu fikir çok yok. Kendini anlatamayan bir iki cümleye kendini ifade edemeyen insanların mesleği kullanması canımı acıtıyor. Birde öte yandan bu işi çok hak edecek ama çalışamayan çalıştırılamayan gazeteciler var.
İbrahim Akın Kazancı