Çanakkale’de yeni adli yıl Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törenle açıldı. 2020-2021 yılı adli yıl açılışı nedeniyle düzenlenen törene Çanakkale Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri ile avukatlar katıldı. Törende Atatürk Anıtına çelenk sunumu, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan konuşma yaptı. Hukukun önemine vurgu yapan Şarlan, “Hukukun olmadığı yerde vatandaşların ülkesine ve geleceğine olan umudu azalır, yatırımlar güçsüzleşir, ekonomi zayıflar, birlik ve beraberlik duygusu yitirilir” dedi.
Şarlan konuşmasında, “Yeni adli yılın avukat, hakim, savcı meslektaşlarımıza, yargı çalışanlarına ve tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Demokratik ve özgür bir toplum için önce hukuk gerek. Şüphesiz ki hukukun üstün olmadığı yerde, hukuk dışı yollar gelişir. Vatandaşların ülkesine ve geleceğine olan umudu azalır; yatırımlar güçsüzleşir; ekonomi zayıflar; birlik ve beraberlik duygusu yitirilir. Hukuk sisteminin çökmesinden beslenecek olan güçler için bu ortam cömert bir fırsat haline dönüşür. Bunların sonucu olarak eğitim, sağlık, ulaşım ve ticaret hizmetleri aksar; millet, bundan beslenenlere muhtaç hale gelir. Bu sebepledir ki başta özgürlüğümüz olmak üzere sahip olduğumuz her değerin temeli, hukuktur. Demokratik ve özgür bir toplum için öncelikle korunması gereken ilke, hukuk devleti ilkesidir. Bunun anahtarı da bağımsız, her türlü siyasi kimlikten arınmış, çalışkan, ilkeli, vicdan ve liyakat sahibi bir yargı sistemidir. Dünyada hayat standardı yüksek, vatandaşlarının kendisini güvende hissettiği, huzurlu toplumsal yaşamın olduğu ülkelerin, yargı sistemi oturmuş ülkeler olması tesadüf değildir” dedi.
“DÜNYA HUKUK TARİHİNE GEÇEN İDDİANAMELER YOKTUR, SAVUNMALAR VARDIR
“İdeal hukuk düzeni için savunma çok önemlidir” diyen Şarlan, “Dünya hukuk tarihine geçen iddianameler yoktur ancak, dünya hukuk tarihine geçen savunmalar vardır. Her ülkede hukuk düzeni vardır, ancak etkin bir savunma ve güçlü Avukatlık yalnızca demokrasiyi özümsemiş medeni ülkelerde mevcuttur. Günümüzde ülkelerin gelişmişliği, insan haklarına ve bağımsız yargısına verdiği önemle orantılıdır. Yargı bağımsızlığı ise o ülkede avukata verilen değerle ve yargı içerisinde savunmanın etkinliği ile ölçülebilir. Yani yargı içerisinde savunma ne kadar etkin ise yargı o derece bağımsızdır. Hukuk fakültelerimizdeki manzara her yıl biraz daha ürkütücü bir hal almakta, bu konudaki uyarılarımıza kulak verilmemektedir. Sayısı 100’e yaklaşan ve halen artmaya devam eden hukuk fakültesi, 80.000’e yaklaşan hukuk öğrencisi, yüksek kontenjanlar, yetersiz akademik kadrolar ve nice isabetsiz uygulamalar sebebiyle mesleki kalitede düşüş yaşanmaktadır. Çok kıymetli diplomalarımız nitelikli ve seçkin bir meslek hayatı için yetersiz kalmaktadır. Artık yeni fakülteler açılmamalı, kontenjanlar sınırlandırılmalı, hukuk fakültesine giriş sıralaması ilk aşamada 50.000’e çekilmeli ve akademik kadrolar güçlendirilmelidir” diye konuştu.
“YARGI HARÇ VE MASRAFLARI AZALTILSIN”
Şarlan konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi: “Mücadele etmekte olduğumuz sorunlar, çözüme kavuşturulamadan yenileri eklenmekte, avukatların yargı sistemi içindeki etkisi azaltılmaya çalışılmaktadır. Avukatlar şiddete uğramakta, avukata saldırının demokratik hukuk devletine saldırı olduğu unutulmaktadır. Yasal güvencelerine rağmen avukatlarımız, haksız soruşturma ve kovuşturmalara maruz kalmaktadır. Yargı harçları ve masrafları katlanılması güç bir boyuta ulaşmıştır. Sözde yargılama sürelerinin kısaltılması ve dava sayısının azaltılması için getirilmiş bazı düzenlemeler, uygulamadaki hatalar sebebiyle aksine sürecin daha uzun ve sancılı bir hal almasına sebebiyet vermiştir. Vatandaşlarımız sırf bu tür sorunlar sebebiyle dava açmaktan vazgeçer hale gelmiştir. Bu durum ise en çok bizleri, yani avukatları etkilemektedir. Avukatlık Kanunu’nda yapılan “Çoklu Baro Değişikliği” sürecinde Ankara’da yaşadıklarımız içler acısıdır. Baro başkanları, ülkesinin başkentine Anıtkabir ziyareti için alınmamış, 27 saat güneşin ve yağmurun altında tutulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisine kesintisiz 4 gün boyunca sokulmamıştır. Oysa bilinmelidir ki avukata gösterilen saygı, hak arayan vatandaşa saygıdır. Defalarca dile getirdiğimiz üzere çoklu baro sistemi, birlik olması gereken bir meslek grubunu, siyasi kimlik ve ideolojik emeller ile bölme, birini diğerine “ötekileştirme” sonucunu doğuracaktır. Hukuk devleti ve bağımsız yargı ilkeleri ile bağdaşan hiçbir yanı bulunmamaktadır. Savunmayı ve savunmaya duyulan güveni güçsüzleştirmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle bu yanlışlığın etkilerini Çanakkale de yaşayan meslektaşlarımda yakın zamanda görmeye başlayacaktır. Avukatlık Kanunun 76 ve 95.maddesi açıktır. Bu maddeler Barolara, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevlerini yüklemektedir. Çanakkale Barosu’nun dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olmak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirmede öncü olmak, demokrasinin gelişmesine ve iyileşmesine katkı sağlamak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevleri bulunmaktadır. Bu bilinçle bizler de çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yeni adli yılda, çocukların ve kadınların istismar edilmediği, şiddet görmediği, cinayete kurban gitmediği bir ülke istiyoruz. Yaşanılanların ne telafisi ne de unutulması mümkündür. Bu suçların önlenmesinin ilk kuralı zihniyet değişikliği, ikincisi ise sahip olduğumuz yasal düzenlemelerin objektif biçimde uygulanmasıdır. Gelinen aşamada İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğünün tartışılması son derece vahimdir. Belirtmek isterim ki bu vakıaların sayısındaki artış, insanların ve bilhassa kadınlarımızın kendilerini güçsüz ve çaresiz hissetmesi, her yıl sesimizi duyurmak için verdiğimiz çabaların yöneticilerden ve yetkililerden yeterli destek görememesi üzüntü kaynağıdır. Bir diğer üzüntü kaynağımız bugün tahrip edilen ama kökten yok edilmeye çalışılan Kazdağları ile yangınlarla yok olan ormanlarımızdır. Biz çevreye duyarlı tüm meslektaşlarımızla doğamızı, çevremizi ve Kazdağlarını korumaya, bu konuları gündemde tutmaya, toplumsal değerlerimizin zarar görmemesi için tüm Kurullarımız, Komisyonlarımız ve meslektaşlarımızla birlikte çalışmaya yılmadan devam edeceğiz. Yeni adli yılda da Çanakkale Barosu olarak mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Dilvin Altıkardeş