Farkındalıklarını belirtmek isteyen kadınlar Woman Challange başlattı ve birbirlerinin meydana okuma tekliflerini kabul ederek sosyal medyada siyah – beyaz fotoğraflarını paylaşmaya başladı. Türkiye’de kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesi, kadın katliamları ve şiddete karşı sosyal medya hesaplarından tepki gösterdi. Paylaşılan fotoğrafların altında İngilizce #ChallengeAccepted (Meydan okuma kabul edildi) etiketiyle “Kadın dayanışması”, “İstanbul sözleşmesi yaşatır” paylaşımları yapılıyor. Pek çok ünlü ismin destek verdiği harekette kadınlar şiddet, taciz ve eşitsizliğe karşı seslerini yükseltiyor. Ayrıca fotoğrafı paylaşan kişi, fotoğrafın altına kadın arkadaşını da etiketleyerek, meydan okumaya davet ediyor.
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Facebook hesabı üzerinden “Challenge Accepted” etiketiyle paylaştığı fotoğrafına “Barışın ve özgürlüklerin kenti Çanakkale’mizi birlikte yönettiğimiz kadınlarımız, her daim yanımda olan sevgili eşim ile hayatın her alanında birlikte daha güçlüyüz. Kadın ve şiddet kelimelerinin aynı cümlede buluşmadığı günlere” notunu düştü. Çanakkaleli vatandaşlar ve esnaf da kadına karşı şiddet olaylarını kınıyor ve bu akıma destek veriyor. Aynalı Çarşı Yönetimi Başkanı Neslihan Ar çok sayıda kadın esnafın çalıştığı Çanakkale’de şiddetin her daim karşısında olduklarını belirterek, yaptırımların yetersiz olmasının şiddet olaylarını tırmandırdığını vurguladı.

 “GÜN GEÇTİKÇE DE ŞİDDETİN DOZUNU ARTTIRIYORLAR”
Gazetemize açıklamalarda bulunan Ar, “Şiddetin birçok nedeni var. Sadece bir olaya bağlanamaz. Bu içinde bulunduğumuz sıkıntılı durumlar belki bu ekonomik sıkıntılar belki ama ne olursa olsun kadına, çocuğa, hayvana yapılan hiçbir şiddeti psikolojik ya da fiziksel yapılan hiçbir şiddeti kabul edemeyiz. Herkesin evladı, herkesin annesi, herkesin ablası var. Empati kurmaları gerekiyor insanların ve yasaların bence yetersizliği de çok büyük bir etken. İnsanların yaptığı yanına kar kalınca ne olacak ki en fazla 3-5 sene yatarım diye düşünüyorlar. Gün geçtikçe de şiddetin dozunu arttırıyorlar. Sadece öldürmüyorlar. İşkence ediyorlar, yakıyorlar, gömüyorlar, kırıyorlar, bir taraflarını kesiyorlar. İnanılmaz derece de rahatlar çünkü gerekli yaptırım yok. Delil yetersizliği deniyor. Yargı sürecini hiç saymıyorum bile. Yasalar yetersiz. Yaptırımlar çok yetersiz. Çok sıkı bir sosyal medya kullanıcısı değilim. Sosyal medyadan yapılan bu tarz tepkileri destekliyorum. Erkeklerinde bu sorunu bizim kadar sahiplenmeleri gerekiyor. Toplumsal bir sorun çünkü bu. Bütün bu haberle karşısında belki uzanamıyoruz belki dokunamıyoruz ama inanın içimiz sızlıyor” dedi.

“GEREKLİ YAPTIRIMLARI EN AĞIR ŞEKİLDE UYGULAMALARI GEREKİYOR”
Çarşıda başka bir dükkan sahibi olan Nahide Sevim de kadına karşı şiddeti kınıyor ve sosyal medya üzerinden yapılan farkındalık çalışmalarını destekliyorum. Bu olaylar benim çok canımı acıtıyor. Genç kızlarımıza yazık değil mi? Kadınlarımıza yazık değil mi? Bunun önlemini almaları gerekiyor. Gerekli yaptırımları en ağır şekilde uygulamaları gerekiyor. Kadınlar şikayetçi olduğu halde neden takip edilmiyor? Bütün bunların karşısındayım. Sosyal medya üzerinden yapılan bu akımları da destekliyorum. Kendilerini savunamayacak kadınlara bu muameleyi yapmak günahtır. Bu şiddete artık bir dur demek zorundayız. Senelerdir bu olaylar devam ediyor hiç kimse buna karşı bir şey yapmıyor. Şikayette bulunan kadınlara bile gerekli takip ve yardım yapılmıyor. İstanbul Sözleşmesini kaldırmaya çalışıyorlar kimse anlamıyor artık.”
Kadın cinayetleri ve şiddet olayları sadece kadınların değil toplumun büyük bir sorunu konumunda. Bu sebeple sadece kadınlar değil erkeklere de hem sosyal medya üzerinden hem de gerçek hayatta şiddete karşı durmak konusunda büyük bir sorumluluk düşüyor.
Öğrenci olan Özgür Şervandok kadına karşı şiddetin önüne geçebilmek için kültürel bir devrim yapılması gerektiğini ifade etti. Çocukluk çağından itibaren bu konuda farkındalık oluşturulması gerektiğini söyleyen Özgür Şervardok konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Kadına şiddet son dönemde artan bir olgu değil. Toplumda her zaman var olan bir şey. Son dönemde daha çok gündeme gelmesinden ve yavaş yavaş bu konuda duyarlılık oluşmasından dolayı arttığını zannediyoruz. Bu hep var olan bir gerçekti maalesef. Medyanın gücü, feminist akımın gücü, dayanışmayla birlikte bu konu gündeme geliyor. Farkındalık oluşuyor zamanla. Önceden susuluyordu ses çıkarmak bir suç sayılıyordu. Şu an daha cesur davranıyor insanlar o sebeple daha çabuk yayılıyor. Sosyal medya üzerinden bende paylaşımlarımla zaman zaman destek veriyorum. Somut eylemlere katılmışlığımda vardır. Bu pat diye değişecek bir süreç değil bir kültür devrimi gerekiyor toplumun algısının bazı konularda değişmesi gerekiyor. Erkek çocuklarının yetiştirilme tarzının değişmesi gerekiyor. Aynı zamanda kadınında. Kadın cinayetlerinde kadınlarda sorumlu bir noktada. Erkekler yapıyor ama bu konuda bakış açıları çok yanlış olan kadınlarda var. Gücü seven bir toplumda yaşıyoruz ve bu kadına da erkeğe de bu şekilde öğretiliyor. Kadınlar güçlendikçe bir değişim başlıyor. Bunun devam etmesi gerekiyor. Kadınlar seslerini daha çok çıkarmalı bu konuda daha geniş bir farkındalık oluşturmalıyız.”

Özel Haber: Hasan Sami Er