Corona Virüs salgının yayılmasını önlemek amacı ile ilk orta ve liseler tatil edilmiş, ancak salgının Türkiye’ de de hızla yayılması ve vaka sayısının artması nedeni ile Milli Eğitim Bakanlığı kararı ile İlk orta ve lise Öğrencileri 23 Mart'tan itibaren evlerinde ders başı yaparak uzaktan eğitime başlamışlardı. Uzaktan eğitime başlanması ile beraber uzaktan eğitim de bazı sorunlar çıksa da öğrenciler evden ders görmeye devam ediyor. 23 Mart itibari ile başlayan Uzaktan eğitimi gazetemize değerlendiren Eğitim Sen Çanakkale şube Başkanı Yasin Hacımusalar, “Uzaktan eğitim sistem yeterli değil, dersler kısa, tekrar dersleri çok fazla. Öte yandan dezavantajlı grupların imkansızlıkları giderilmeli” dedi.

Hacımusalar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Coronavirüs salgını Türkiye’de de görüldükten sonra başta eğitim öğretimi etkiledi. Bizde bir temenni olarak biran önce bu salgının bitmesini, öğrencilerimizin öğretmenlerine, öğretmenlerin de öğrencilerine kavuşmasını diliyoruz. Tabiî ki yüz yüze yapılan eğitim eğitinin yerini hiçbir eğitim tutmaz. En başarılı eğitim, öğretmenlerin öğrencileri ile sınıf ortamında yaptığı eğitimdir. Uzaktan eğitim modeli Corona Virüs salgının yayılmaması için alınan tedbirlerden kaynaklı bir eğitim sistemidir. Milli Eğitim Bakanlığı da bu süreçte tedbir olarak uzaktan eğitim sistemini devreye sokarak, öğrencilerin bu uzun süreçte eğitimden mahrum kalmamaları yönünde bir çaba harcıyor. Bu tabiî ki olumlu bir durum. Fakat uzaktan eğitimin eksiklikleri var. Uzaktan eğitime başlandığı tarih olan 23 Mart’ta yani ilk günde EBA sistemde sıkıntılar oldu. Özellikle Eski Başbakanlardan Adnan Menderesin İdamının animasyon ile gösterilmesi, bazı istenmeyen görüntülerin EBA’ da yer alması ilk gün bir olumsuz algı yarattı. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı Bu konular ile ilgili tepkilerden sonra gerekli düzenlemeleri  yaparak,  kontrolleri yapmaya çalıştı.”

“Uzaktan eğitim sistem yeterli değil, dersler kısa, tekrar dersleri çok fazla” 
“Benimde 8 sınıfta bir oğlum ve 7 sınıfta da bir kızım var. Oğlum bu yıl lise geçiş sınavına hazırlanıyor. EBA ile ilgili süreci aile olarak görüyoruz ve yaşıyoruz. Tabii ilk günlerde “Nasıl bir eğitim verilecek?” diye biz de merakla bekledik. Evde ekranların başına geçtik. Fakat bir dönem Açık Öğretim uzaktan eğitimi vardı, uzaktan eğitim denince biraz aklımıza o eğitimi getirdik. Açık Öğretim uzaktan eğitimi başarılı ve güzeldi. Açık öğretim uzaktan eğitimi ile şimdi yapılan uzaktan eğitimi karşılaştırdığımızda eksiklikler de ortaya çıktı. İlk iki gün yapılan ders yayınlarının daha sonra sık sık tekrarlandığını ders sürelerinin 20 dakika olacağı duyurulmasına rağmen 10 dakikada 15 dakika da derslerin bittiği, hatta bugün bile benim oğlum geçen haftaki işlenen dersin tekrarı diyerek izlemekten vazgeçti. Tabii şu anki uzaktan eğitim hiçbir şey yapılmamasından iyidir. Fakat eksikliklerin giderilmesinde fayda var. “

“Uzaktan eğitimde dezavantajlı grupların imkansızlıkları giderilmeli”
“Uzaktan eğitimin sıkıntılarını da belirtecek olursam, şu anki uzaktan eğitimde sanki söyle bir algı var. Bütün evlerde teknolojik koşullar eşit. Öğrencilerin algılama düzeyi aynı gibi düşünülerek monoton bir ders işleyişi var. Dersi anlatan öğretmenlerinde ekran başından onu izleyen öğrencilerin kendi yaş grubundaki psikolojisini dikkate alarak bu eğitim, vermesi daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. Uzaktan eğitim yapılırken her evde internet bağlantısı var, her evde bilgisayar ve tablet var. Öğretmenlerde on-line yayın yaparken bu bunları varmış gibi düşünüyor. Birçok evde hala bilgisayarı olmayan, internet bağlantısı olmayan evler var. Dezavantajlı bir kesim var. Okul yöneticileri ve öğretmen arkadaşlarım özveri ile yaptıkları bu yayınların amacına ulaşması için özellikle devlete düşen sorumluluk dezavantajlı kesimlere eksiklikleri tespit edip bu kesime tablet yada bilgisayar ve internet bağlantısı noktasında gerekli çalışmaları yapması gerekiyor ki yapılan uzaktan eğitim çalışması herkese faydalı olsun. Biz Eğitim sen olarak şunu önerdik. Nisan ayının sonlarına doğru bir akıllı tahta ihalesi var. Bu ihale yerine akıllı tahtaya harcanacak bütçe uzaktan eğitimde dezavantajlı grup içerisinde olan öğrencilerin ihtiyacının giderilmesi için harcansın. Bildiğimiz kadarı ile Milli Eğitim Bakanlığın depolarında bir miktar tablet var. Bu tabletlerin dağıtılarak dezavantajlı grup içerisinde yer alan öğrencilerinde uzaktan eğitim almalarını önerdik. Tine aynı şekilde her evde öğrenciye ait bir oda varmış gibi, her ev ortamının uzaktan eğitime uygunmuş gibi bir düşünde üzerinden hareket ediliyor. Tüm bu aktardıklarım düşünülerek hareket edilirse daha iyi bir uzaktan eğitim daha faydalı bir uzaktan eğitim olur. Durumu iti olan öğrenciler zaten özel okullarda, özel öğretmenlerden bir şekilde yararlanıyorlar. Bizim uzaktan eğitim sisteminde önemsediğimiz ekonomik durumu iyi olmayan, dar gelirli aileler veya eğitimi almak için evin fiziki ortamı uygun olmayan öğrenciler. Eğitimde fırsat eşitliğini önemseyen bir anlayış üzerinden bir anlayışla konuya bakılırsa bu kritik ve zor günler en iyi şekilde aşılacağına inanıyorum.  Uzaktan eğitimde özellikle velilerimize, öğrencilerimize kolaylıklar diliyorum. Süreç zor bir süreç dışarı çıkamıyoruz hepimiz evdeyiz. Öğretmenliğin ne kadar zor olduğunu velilerimiz bu sayede görmüş ve yaşamış olacaklar. Tabi ki süreçte çocuklar evin içine sığmıyor ve dışarı çıkmak istiyorlar. Böyle bir durumu da evlerde yaşıyoruz.”    

“Canlı yayın uygulamaları kullanılarak yapılan yayınlarda sorunlar oldu”
“Bu dönemde birazda okul yöneticilerinin baskısı ile öğretmenlerimizin canlı yayın yapılabilen uygulamaları kullanarak ders işlemek gibi bir girişimde bulunuldu. Tabii bunun sıkıntısını da Milli Eğitim Bakanlığı bir süre sonra fark etti. Hatta bu durum ile ilgili tedbirler almaya başladı. Çünkü Zomm ve benzeri canlı yayın yapıla bilen uygulamalar Milli Eğitim Bakanlığı Tarafından onaylanmamış, test edilmemiş canlı yayın uygulamalardır. Bu uygulamalarda öğretmenlerin ve öğrencilerin kişisel bilgilerinin izinsiz kullanımına dönük bir takı sıkıntılar da oldu. Ayrıca yayın esnasında bazı olumsuzluklar olduğu gibi yayın yapan öğretmenlerin hesaplarından da para çekildiği yönünde de bir takım sorunlar yaşandı. Devletin kontrolünde
daha derli toplu bir eğitimin yapılması daha iyi olur.”          

Özel Haber: Ogün İnal