Çanakkale İl Sağlık Müdürü 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle basın mensuplarıyla bir araya geldi. Dünyada etkili olan ve hızla yayılarak can kayıplarına neden olan Corona Virüsü hakkında son durumla ilgili bilgiler veren Taşçı panik havası yaratılmadan, tedbirli davarnak gerektiğinin altını çizdi. 

Corona Virüsü’nün Türkiye’ de görülmesinin öncesinde Sağlık Bakanlığı’nın gerekli tüm tedbirleri aldığına dikkat çeken Taşçı, Dünya Sağlık Örgütünün Pandemi ilan ettiği Corona Virüs ile ilgili, “ Karşımızda İtalya örneği var, Herkes panik halinde önce saldırdı. Marketlerde, eczane depolarında ne varsa topladılar. Sonuçta lazım olduğu zaman bulamaz oldular. İkinci aşaması bir süre sonra bir hastalık görülmediği varsayılarak insanlar duyarsızlaştı. Biz sizden duyarlılık istiyoruz. Ne panik havası istiyoruz, nede duyarsızlık istiyoruz. Bizim bu konuda açıklama merceğimiz Sağlık Bakanlığı’mız. Sağlık Bakanlığı’mız çok büyük bir emek veriyor ve şeffaflığını koruyor “dedi. “Çanakkale’de nüfusun yaş ortalaması nedeni ile çok daha dikkatli olmalıyız” diyen Taşçı, “Türkiye’de 65 yaş üstü yüzde 8’iken bizde yüzde 15. Yani 2 katına yakın bir yaşlılık var. Dolayısıyla bizim hassasiyetimiz daha yüksek olmak zorunda. Yaşlı veya kronik hasta olan vatandaşlarımızın evlerinden mümkünse çıkmamaları istiyoruz, evlerini çok iyi havalandırmalarını istiyoruz” dedi.

Taşçı Corona Virüs salgını konusunda basın organlarına önemli bir görev düştüğünü belirterek,  “Basınımız Sağlık Bakanlığı ve Çanakkale’de de benim resmi açıklamam olmadan Corona Virüs vakaları ile kulaktan dolma, gerçek olmayan ve sosyal medyada açıklanan vakalar ile ilgili haber yaparak panik yaratmamalılar“ dedi. Taşçı,“ Basın 4’ncü kuvvettir. Basının sosyal alanlarda çok ciddi bir etkisi vardır. Biz de basımınızdan Corona Virüs haberleri konusunda gerçek anlamda sağduyulu bir yaklaşım bekliyoruz. Panik havası oluşturmadan, kulaktan dolma bilgiler ile haberler yapmayalım. Karşımızda İtalya örneği var, İtalya örneği şu; Herkes panik haklinde önce saldırdı. Marketlerde, eczane depolarında ne varsa topladılar. Sonuçta lazım olduğu zaman bulamaz oldular. İkinci aşaması bir süre sonra bir hastalık görülmediği varsayılarak insanlar duyarsızlaştı. Biz sizden duyarlılık istiyoruz. Ne panik havası istiyoruz, nede duyarsızlık istiyoruz. Bizim bu konuda açıklama merceğimiz Sağlık Bakanlığı’mız. Sağlık Bakanlığı’mız çok büyük bir emek veriyor ve şeffaflığını koruyor. Şuanda ülkemizde ne var, ne yok hepsini tek tek duyuran bir bakanlığımız var. Bunu tekrar tekrar sorgulamaya gerek yok. Bizim sizden istediğimiz şu; şuanda biz hassas bir döneme girdik. Çünkü ülkemizde bir vaka çıktı. Bu vakadan sonra artık tedbirlerimiz daha da artacaktır. Bunun sonucunda her türlü ihbarda bizim çalışanlarımız kedini korumak zorunda. Koruyucu elbise girdi, fotoğraf çekildi, eyvah şurada bu varmış. Haberleri yapılacak, ki yapılıyor. Korkunç bir şey bu. Arkasından şu çıkacak; bunlar temiz geldi. Demek ki bizde vaka yok. Biraz önce söylediğim  İtalya vakasını yaşayacağız. Demek ki burada bir hastalık yokmuş boşuna abartıyorlar. Biz bunları istemiyoruz "dedi.

“Resmi açıklamalar haricindeki açıklama ve bilgileri dikkate almayın”
Taşçı konuşmasında bilgi kirliliğinin de önüne geçilmesinin önemli olduğunu da vurgulayarak, “Açıklama yapan Sağlık Bakanlığı adına il müdürü, bu il müdürümüzün açıklaması da valimizin talimatına bağlı. Bunu çok net bir şekilde ifade edeyim. Başka hiçbir açıklamayı kabul etmiyoruz. Herhangi bir başhekimin, herhangi bir hastane çalışanın yaptığı açıklamaların hepsinin uydurma ve yalan olduğunu biliyorum. Varsa zaten biz açıklamaktan çekinmiyoruz. Çok rahatız. Çünkü şeffaf olmayı biz sayın bakanımızdan öğrendik. Böyle bir sıkıntımız yok. Bizim ilimizde de koruyucu elbiseyle gidildi, hasta alındı vatandaş tarafından çekiliyor. Basına servis ediliyor. Basın onu bir şekilde yayınlıyor. Ortalık panik havası, panik havasından sonra tablo bu. Bizim yapmamız gereken şey, Sağlık Bakanlığı’mızın sitesinden, Sağlık Müdürlüğü’müzün resmi sitesinden alacağınız her haberi bire bir resmi olarak yayınlayabilirisiniz. Onun dışında hiçbir şey beklemiyoruz” diye konuştu.

“Çanakkale’de nüfusun yaş ortalaması nedeni ile çok daha dikkatli olmalıyız”
Corona Virüs’ün yaşlı insanlara daha kolay bulaştığının bilindiğine dikkat çeken Taşçı, “Koruma sistemlerini bilgi notuyla, koruyuculuk nedir nasıl yapılmalıdır?Kapalı ortamlarda mümkünse oturulmamasını gerektiğini ve bu toplantılarda havalandırmanın çok iyi olmasını, mesafenin iyi korunmasını  istiyoruz. Bunların hepsini duyurmak istiyorum. Bütün televizyon kanallarında şu duyuru var; 60 yaşın üstü daha hassas bir durumda. Bizim ilimizin yaş ortalaması Türkiye’nin yaş ortalamasına göre daha yüksek. Türkiye’de 65 yaş üstü yüzde 8’iken bizde yüzde 15. Yani 2 katına yakın bir yaşlılık var. Dolayısıyla bizim hassasiyetimiz daha yüksek olmak zorunda. Yaşlı veya kronik hasta olan vatandaşlarımızın evlerinden mümkünse çıkmamaları istiyoruz, evlerini çok iyi havalandırmalarını istiyoruz.  Hassas dönemlerde koruyucu elbiselerle bizim çalışanlarımız gidecek. Ben öncelikle çalışanlarımı korumak zorundayım. Çünkü o çalışandan hizmet almak zorundayım. Bu çalışanımızın koruyucu kıyafet giymiş olması onun hasta olacağı yada olmayacağı anlamını taşımıyor. Kendisini korumak içindir. Maskeyi sadece hasta olanların takmasını istiyoruz. Bu maskeyi takarak hastalığı başkasına bulaştırmamasını isitiyoruz. Yoksa sağlam bir kişinin  maske takmasına gerek yok. En doğru bilgi Sağlık Bakanlığı’nın kendi sitesi. El yıkama videoları var, Koronavirüsü halk dilinde anlatan videolar var. Ben sizden dördüncü kuvvet olarak destek istiyorum” dedi.

“Panik oluşturmayalım”
Taşçı en önemli konulardan birinin de panik oluşturmamak olduğunu belirterek, “Hepimizin sorumluluğu var. İtalya örneği  önümüzde. Şu anda 60 milyon insan karantina altında. Böyle bir panik oluşturmamız lazım. Onun içinde resmi Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanan rehber diye bir kavram var. Orada rehberde olası vaka nedir, şüpheli vaka nedir, kesin vaka nedir halka açık bir şekilde duruyor. Hastanelerimize eğitim verdik, çalışanlarımıza eğitim verdik, 112’cilerimize eğitim verdik, herkese eğitim verdik. İhbarı aldık. Bu şekilde şüphelendiysek koruyucu giysilerle 112’miz gidiyor. Bunu da vatandaş çekerse, bunu yayınlarsak çok kötü bir panik havası oluşuyor. Aslında bu gereksiz . Yüzde 99,9’u negatif geliyor zaten. Şuana kadar hep negatif geldi. Test yapılmamış bir durumda olduğu için çalışanı korumak zorundayız. Bu görüntülerin bu anlamı taşımadığını hepinizin bilmesini istiyoruz. Bizim rakam açıklamıyoruz. Onu net bir şekilde ifade edeyim. Rakamlar yanlış anlaşılıyor. Bakanımız zaten açıklıyor. Hiçbir şey gizlemiyor. Açık ve net ifade ediyor. Ayvacık, Gelibolu, Biga’ya da şüpheli vaka başvurabilir. Umreden, Yunanistan’dan gelenim var benim. Ben sonuçta yurtdışı ile irtibatı olan bir ilim. Gerçekten ilimizde bir sıkıntı yok. Aslında ülkemizde bir sıkıntı yok ama hassasiyetimiz üst safhada. Çok dikkatliyiz. Hiçbirimizin ve hiçbir çalışanımızın hasta olmasını istemiyoruz. Çünkü ben bunlarla hizmet vereceğim. İlimizde yok satan bir durumumuz yok. Böyle bir sıkıntımızda yok. Bu panik havası bir anda bir furya oluşturdu ama sonradan bakanlarımız açıkladı. Bir tek sıkıntı şu; ekonomik anlamda bir sıkıntı değil bu. Tedarik sürecinde üretim aşamasında bir gecikme yaşanmaya başlanıyor sebebi bu. 3 aylık depoyu sen bir anda bitirirsen, 3 aylık üretimi de 1 günde üretemiyorsun tekrar. Maske sıkıntısı çekiyoruz. Maskeyi yapacak her türlü malzememiz, donanımımız var ama bunu 3 güne yetiştirmek çok zor. Burada tedarik sürecinde sıkıntı oluyor. Onun dışında hiçbir sıkıntımız yok. Şuanda bu durum kontrol altına alındı. Karaborsaya veya fırsatçıya meydan bırakmamak adına bakanlıklarımız çok ciddi çalıştıklarını izliyorum” ifadelerini kullandı.

Ogün İnal